29 Ekim 2010 Cuma

puantiyeler;

LCW'den aldığım beyaz puantiyeli kırmızı çorapları çok sevdim..
çokca çorap aldığım halde bunları fotoğrafladım..
aynı renk çizgilisi ile bir pakette bütün mağazalarında bulabilirsiniz..ve yine bir kıyafete kombinlenmiş ojelerim :) çok seviyorum bu tarz uygulamaları..
yalnızca renk kartelasının çok geniş olması gerekiyor;
ve bu uygulamada gördümki çok ojem var diye bildiğim yalanmış;
yeşilin tonu tumadı görüldüğü gibi :)
gri spor bir penye bluz bu; yakasında üç farklı renkte noktacık var..
bileklerinde de aynı renklerden çizgili bir kurdele geçilmiş.. onu fotoğraflamadım zira bana puantiyeler ilham oldu; fotoğrafa girmek onların hakkı değilmi :)))))
ve yine mutlu bir haberi paylaşmak istiyorum sizlerle; daha önce yapımında emeğim geçen aşuk&maşuk ve karagöz&hacivat yine sahnedeydiler :) bu sefer maltepe belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezinde göterilen oyunu izlediğimde, yine çok mutlu oldum.. bu tarz projelerde bir zerre kadar olabiliyorsam inanın dünyalar kadar çok seviniyorum.. Bu bağlamda oyunu yazan ve yöneten ve benimde bir katkım olmasını sağlayan Gaye Öğretmenime çoook teşekkür ediyorum..



============CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN============

28 Ekim 2010 Perşembe

iğne oyalarım :))) ve yeni ojelerim;

bu sarı tülbenti masrafçı mehmet amcada gördüğümde çok güzelde,
ne yapabilirim ben bundan? diye sordum kendime ve mehmet amca'ya...
sen bulursun yapacak bişiler, bir düşün bakalım birkaç saniye, dedi. :)
o an çaktı şimşekler ve yenidoğan bebişlerin yüzlerine örtmek için örtü yapmaya karar verdim;
bir deyişle yüz mendili gibi birşey; kenarlarına basit olarak bir sıra iğne oyası yaptım;
bizim oralarda hızar dişi denir bu örneğe; yapılışı ilk fotoda epey detaylı görülüyor;ancak daha detay isteyen olursa sıradakini detaylı fotolarım;
zira daha 3 tane daha yapılacak;
biri; dakikadanönce'nin, diğeri antigone'nin, diğeri bahar'ın diğeri de bilges için. bu pembiş tokamı sevgili rabiasultan geçen gün ofisime beni ziyarete geldiğinde getirdi;
çok sevdim ben onu ve hemen ertesi gün aynı uçuk pembe renkte [goldenrose] bir oje aldım,
aslında klasiktir bu pembe ama ben epeydir farklı uç renklerde dolandığımdan :)
klasik pembe ojemin hiç olmadığını farkettim :) aynı renk tayt çorabımla kombin ettiğim kıyafetimle harika oldu..
ama gene o güne ait foto yok değilmi? azcık havalar açsın gene giyer çekinirim zira bu soğukta elbise giyip dışarı çıkmaya cesaretim yok :) tabiki bir tek renk oje alıp eve döndüğümü düşünmüyorsunuz değilmi :) yanında bir tanede uçuk somon rengi [flormar]ve çarpıcı bir turuncu [pastel] oje daha alarak dükkandan çıkabildim.. soldan birinci yani serçe parmaktaki turuncu 2 kat, ikinci yüzük parmaktaki uçuk somon 3 kat, orta parmakta ise bir kat turuncu üzerine bir kat uçuk somon, dördüncü işaret parmağındaki ise meşhur uçuk pembemiz 2 kat :) olarak uygulanmış halleri.. özellikle belirtmek isterimki sedefli olanları çoğuk kişi tek kat kullanıyor;
ama ben oje katlarını çok ince sürdüğüm için çokca kat uygulamak zorunda kalıyorum;
bazen 4 kat oje sürdüğüm ama ancak bazılarının bir katına ulaştığım oluyor :)
çünkü; bir kat ince sürüp kuruyor gerektiği kadar kat olarak uyguluyorum,
böylece kurumadan bozma ihtimalimi azaltıyorum :)
çünkü ben oje sürünce hep yapacak bişiler bulurum :)
[tavuklu bezelye tarifi yazım için tık tık]

27 Ekim 2010 Çarşamba

tavuklu bezelye;


ablamın yazın pazardan alıp, haşlayıp dolaba atmış olduğu bezelyelerden bir paketini pişirdim :)
ablam: -iyiki yapmışım ya; dur daha kış gelmedi hemen bitirme, dedi :)
"amaaaan nasılsa konservesi çok var, dolapta biraz yer açılsın" dedim bende :)
bir konserve miktarı kadar bezelye için büyükçe bir adet beyaz soğanı
küp küp doğrayıp pembeleşene kadar kavurdum;
üzerine minikçe kuşbaşı doğranmış tavuk etini ve bir tutam kekik ilave ettim;
biraz soteledikten sonra yine küp küp doğranmış 4 orta boy domateside katıp kapağını kapatıp sotelemeye devam ettim;
kararına varınca suyunu, tuzunu katıp kısık ateşte kaynamaya bıraktım;
kaynayınca bezelyeleri ilave edip bir süre daha pişirdim..
[tavuklar sotelendiği ve bezelyelerde konserve kıvamında haşlanmış olduğundan dolayı,
son kısımda çokca pişirmeye gerek yoktur;
bezelyeler dağılmayacak yapıda olduğu anda ateşten alınmalıdır.]

altın balık;


superfresh'in başarılı ürünlerinden Altın Balık, çocukluğumda almanya'da çokca yediğim bu lezzetin benzerini şimdi tadıyor olmak hoşuma gitti doğrusu.. yanında domates, marul ve soğan ile harika bir servis oldu; görünüm kadar lezzet de muhteşemdi doğrusu.. tavsiye ederim..

flormar Neon Serisinden: N001;

flormar'ın neon serisinde çok güzel renkler var... bu koyu pembe çok tercih edilen bir tondur genelde.. birkaç farklı ışık altında fotoladım ama karanlıkta çekim denemelerim başarılı olmadı.. bu renk sürmeyi aynı renkteki hırka ve tişörtümü giydiğim için tercih etmiştim, ama kombin olarak bir fotoğraf yine yok :) sanırım bir yardımcıya ihtiyacım var :))
[altın balık yazım için tık tık]

26 Ekim 2010 Salı

ojeleme sanatı :) ve yeni tattığım lezzetler;

siyah beyaz çizgili elbisem ile ve pembe converse'lerimi giymeyi düşündüğüm bir gün oturup bu konsepte uygun birde oje sürdüm; dar vakte çok iş sığar diye boşa dememişler; yetiştirmem gereken işler yetişmem gereken yerler varken; bu kadar işçilik ile uğraşmak beni hiç yormadı aksine daha bir işe yaradı, uzun süredir desenli oje sürmüyordum;
çizgiler pek düzgün olmasada o gün gören görmeyen herkesin gözü tırnaklarımda kaldı :)))
son tattığım şölen'in yeni lezzetlerinden frambuazlı Luppo;
çikolatası bitter ama frambuaz ve kek ile birleşince acaip hafif bir lezzet olmuş,
nerdeyse bir paketi tek başına yiyebilecek gibi hissettim kendimi;
ve Cheetos'un Sweetos'u;
kıtır kıtır ve içi çuku dolu.. işte bu bir fincan kahve ile gerçekten bir kerede bitiriliyor :))
... sevgiler ...
[yumurtalı mezgit tava için tık tık]

bir makro bir uyum;

25 Ekim 2010 Pazartesi

yumurtalı mezgit tava;

yine kardeşimin elinden bir mezgit tava; hemde yumurtalı! belki duyunca garipseyenler olabilir ama bizim oralarda favori lezzetlerden biridir!
temizlenmiş ayıklanmış ve bir süre süzgeçte bırakılarak yıkanma suyu süzülmüş mezgitleri tuzlayıp, mısır ununa buladıktan sonra az yağ ile kızdırılmış tavaya karadeniz usulü yani kuyrukları tavanın ortasına gelecek şekilde çiçek gibi dizilir.. bir yüzü kızardıktan sonra ikinci yüzü tava kapağı ile çevrilir yada düz ama tava büyüklüğünde olabilecek bir tabak ile çevrilir..
hemen sonrasında tavanın büyüklüğüne göre çırpılmış bir yada iki yumurta üzerine yayılır.. böylece ikinci yüz bir yandan kızarırken bir yandanda eklediğimiz yumurta da pişer yani yumurtanın ilave zamanı ikinci yüzü çevirir çevirmez olmalıdır.. ikinci yüz kızarmış vede aynı zamanda yumurtada pişmiş olduğunda yine kapak yada tabak yardımı ile çevrilerek servis edilecek tepsiye alınır.
[süzgeçte süzülmesi aşamasındaki vurguyu bir kez daha hatırlatmak istiyorum: suyu iyice süzülmemiş balıklar özellikle mezgit pişerken tavaya yapışır, bunu önlemek için iyice süzülmesi bu yüzden gereklidir. ve tava yeterince kızgın olmalıdır ne çok ne az. bu da yapışmayı engeller ve balıkların diziliş şekli bozulmadan çevrilmesini sağlar]
... afiyet olsun ...

arzuco'dan Cumhuriyet Bayramı şerefine çekiliş!

sevgili arzuco' nun düzenlediği Cumhuriyet Bayramı çekilişine katılmak isteyenler burayaaaa!!!
birbirinden faydalı ürünler ile hazırladığı farklı üç paket için;
tercih ederek çekilişe katılabilir
yada hepsinde şansınızı denemek isteyebilirsiniz!
ben şahsen bu sınıfa girenlerdenim! :) zira hepside işime yarar cicişler!
kendisine teşekkür eder katılacak olanlara bol şans dilerim..

uzun bir aradan sonra mim!


sevgili sibelim, beni mimlemiş!
yıllardır mim yoktu etrafta :) nihayet oldu dedim gördüğümde..
aslında hastalık ama aynı zamanda da keyifli bir olay bu mim!
konusu faydalı olduğu sürece özellikle;
bu mim de ilk bakışta kendini beğenmişlik gibi algılansada,
blogu tanıtım için önemli bir mim olmuş;

baktım mim'in hiç fotosu da yok!; ben bir foto uyduruverdim :)



siyah & beyaz & turuncu; 12 Ağu 2010, 41 yorum 478 Sayfa görüntüleme

materyal, hayal, etkinlik ve final; 16 Tem 2010, 35 yorum 239 Sayfa görüntüleme

hayal gücünü kullan hobini göster etkinliği:2; 18 Eki 2010, 49 yorum 221 Sayfa görüntüleme

bodrum serisinden bir parça; şehr-i bursa'dan için...; 13 Ağu 2010, 24 yorum 186 Sayfa görüntüleme

ofisime yeni cicişler; 05 Ağu 2010, 36 yorum 185 Sayfa görüntüleme.

işte benim ilk beşim! neler yazdım neler okudum başladığımdan beri, çetere tutmaya kalksam defterler yetmez! burada o yüzden aklıma gelen ilk beş blogu yazarak mim'e devam edeceğim..

dakikadanönce

biryaşımadahagirdim

gönüldenele

marifetliperi

gülenbayan

bir sonraki mim de kura çekerek liste yapacağım :) bu sefer dile dolanan ilk beş dedim, tabiki bu kadar değil daha çoookkkkk var....

ve bir ilave daha yapıyorum; mim'de en çok görüntülenen yazılar çıkıyor ama en çok yorum alan yazıların hakkı geçmesin dedim ve onları bulup çıkardım :) işte 50ve üzeri yorum alan yayınlarım;

104 yorum ile 2010 şerefine süpriz hediyem var

70 yorum ile duyduk duymayın 250.izleyici kutlaması var

63yorum ile yeni saçlarım

51 yorum ile makasım,makinem ütüm ve doğumgünüm .

ve şimdi mimleri dağıtmaya gidiyorum.. !!!

18 Ekim 2010 Pazartesi

hayal gücünü kullan hobini göster etkinliği:2;

sevgili ojeliparmaklar ile yetenek-sizin şekerlerimin düzenlediği;
bu yıla damgasını vuran denizci temalarından ben çokca zebil olduğu için nasibimi alamamış olduğumdan gerek :)
ikinci projemde deniz temalı oldu!!!
elimdeki teneke ile ne yapabileceğimi araştırırken gelen bir ilham üzerine;
harekete geçtim ve bu seferki malzemeler;
tül
ip
yapay çiçek
teneke kutu
ve taş ile birlikte üretime başladım ve işte sonuç!!!! ;
tenekeyi ortadan ikiye keserek birleştirip sandal yaptım;ve sandalın içine yüzük muhafaza edilebilecek bir stand hazırladım;bir kısmınıda boş bıraktım; istenildiği gibi değerlendirilebilir; esasen kokulu yapraklar oluyor ya onlardan koymayı düşünüyordum ama nereye gittimse bulamadım :)sandalı boyutlu hamur ile kapladım buna son anda karar verdiğim için daha kurumadı; o yüzdende son kat zımparasını yapıp pürüzsüz bir hale getiremedim;neyseki yarın kargo gelip alana kadar kurur ve ben bir kez daha boyar öyle yollarım inşaAllah;tülün kullanımını göstermek için parlak bir fotoğraf çektim; tepsinin zeminini deniz olarak boyadım ama boyut kazanması için tülü kullandım :)
ve yeşil kirpi ip'ten çimenleri, yapay çiçeklerle kır çiçeklerini, taşlar ile sahildeki kayaklıkları canlandırdım :) yine bir başka ip kınnapı kullanarak sandalımın halatını kıyaya bağladım :) ben çok eğlendim bu kadar yoğunluğun arasında genede vakit ayırdım işte son saatlerde de yayını yaparak görevimi tamamlıyorum.
sevgili ojelim ve yetenksizim;
sizi seviyorum şekerler; çok çok öpüyor bir sonraki etkinliği heyecan ile beklediğimi bildiriyorum; emekleriniz için çoooookkk teşekkür ederim...

15 Ekim 2010 Cuma

karabidiğime ithafen;

epeydir yayınlarım seyrekleşmiş :)
karabidik mesaj atmış bana nerelerdesin diye!
o yüzden bu postu kendisine ithafen yazıyorum; kuzucuğum buralardayım; işler yoğun karışık;
gelip sizlere bakmaya arada da birşeyler üretmeye çalışıyorum;
yeni başlanmış ve bitmemiş dolu iş var elimde ama şu sıra pek hız kazanamıyorum malesef;
evdeki PC de sorunlu o yüzden de bir ara açıklığı oluyor :)
bitirdiklerimden bazıları burada; bu ciciş sevgili rabiasultan'ın
kendisi fiiii tarihinden bana getirmiş ve yenilememi istemişti. bu cumartesi ancak teslim edebileceğim; epeydir bitmiş bekliyordu hastalığımdan dolayı vernik koklamak istemedim di;
ancak dün akşam bitti bu yüzden; Lipton çay kutus idi ve bu hale geldi. zımparalamadan boyadığım için biraz zor kapandı çok kat boyamak zorunda kaldım, o yüzden de yakından bakınca çokca fırça izi görülüyor gibi geliyor bana..
bu ciciş; bodrum temalı olarak başlanmış ve denizci temalı olarak son bulmuş hayatını romanya'da sürdürmek üzere hazırlandı; daha önce burada yayınladığım 350.izleyici kutlamamdaki şanslı kişi olan ilgün12 ye gidecek.
bu ciciş de benimmmmmmmm; kaç zamandır zımparalanmış boya sırada bekliyordu;
dün akşam daha doğrusu gece :) oda bitiriliverilenler arasındaydı, bıçak yerlerinin iç kısımlarını boyamadım bir an önce kurusunda yerine konsun diye, ama olmamış derseniz;
başka bir gecede onları boyarım :) bulunduğu yerde sağı soluda dolu olduğu için sadece ön kısmına birkaç kelebek kondurdum; kenarlarını düz bıraktım;
son cicişimde; yengenim;
varolan dekupajlı tepsisini tamir etmek için iki ay önce almıştım :) hemende yaptım aslında, varolan dekupaj söküldü temzilendi ve yeni desen peçete ile yeni imajına kavuştu ve kenarları bir kez daha yaldızlandı ama cila kısmı kaldı malum :)
dün akşam yarı mat vernikle biraz şekle soktum ama içime sinmedi;
sanırım yat verniği gerekiyor buna, sizce?