30 Kasım 2011 Çarşamba

rimel'lerim;

eskiden bir siyah rimelim vardı bazen flormar bazen alixe avien, birde pastel62 numara rujum..  makyajım bundan ibaretti.. rujun kenarına kalem de kullanmazdım ben.. 

kirpiklere rimel sürerdik, sonra ruj ile göz kenarlarına hafif dokunuşlar yapar parmağımızla göz kapağına doğru yayarak far etkisi yaratırdık.. yanaklarımız da heyacandan hep kırmızıydı.. allığa gerek duymazdık.. 

okuldayken yemekten sonra makyaj tazelemeye giderdik lavaboya, tek ruj sürer geri gelirdik :) 

mesut insanlar fotoğrafhanesi;



geçtiğimiz cuma günü Rabia Sultan ile tiyatroya gittik.. organizasyonu yaptığı için Rabiş'ime bir kez daha teşekkür ediyorum.. 

oyun çok güzeldi, konusu ile ilgili detay aşağıda.. hele oyuncu; muhteşemdi!!! sevinci, hüznü, bir başkasının ses tonunu aynı anda anlatabilen süper bir yetenek.. tek kişilik oyun oynamak için yetenekli olmak lazım..!! tekrar tebrik ediyorum kendisini... 

ayrıca tiyatroda puro içen ilk kişilerde bizdik sanırım, o açıdan da kendimizi tebrik ediyorum... :)))


kelime doğrulama;

sevgili blogger arkadaşlarım!!!

yayınlarımızın ne denli okunduğunun göstergesi yorumlar konusunda fikrimi paylaşmak ve bir ricada bulunmak istiyorum.. izlediğim blog sayısının artması ile herkesin yayınına bakamaz, baksamda istediklerimi yazamaz oldum.. bu belkide birçoğumuzun son günlerdeki isyan noktası olabilir :) zira bakılana değer vermek ve fikrini beyan etmek karşıt görüşü bildirmek, tebrik etmek, eleştirmek v.s. bunların hepsi yorum ile oluyor.. yorum yapılmaz ise kimin ne düşündüğünü bilemiyor, kaç kişinin yayınımızı izlediğinden emin olamıyoruz.. istatistikler v.s. gibi bilgi analizleri ile bazı sonuçlara ulaşıyor olsakda bunu sürekli ve periyodik halde yapmak için hiçbirimizin yeterli vakti olduğunu sanmıyorum.. 

bu bağlamda görebildiğim bakabildiğim az ucundan yorum yapmak istediğim çok yazı var! herkese yetişemiyorum ama yetiştiklerim de de kelime doğrulama ile karşılaşıyorum.. yorum onaylı yada onaysız yayınlansa da farketmez kelime doğrulama nın mantığını anlayamamış biri olarak bu işlemi bloglarınınzdan kaldırmanızı rica ediyorum.. 

beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.. daha çok yazacaklarım var ama yoğun bir gün içinde ancak buna fırsat bulabildim.. 

sevgiler.. 

29 Kasım 2011 Salı

dilek çeşmesi;

bu bir dilek çeşmesi dediler bana
oturdum yosun tutmuş ıslak taşına
anlattım neler geldi dertli başıma
uzattım ellerimi seni diledim

28 Kasım 2011 Pazartesi

ismimin anlamı; [leyya'ya ithafen]

Nilgün ismi, aslı Nilgûndur, Farsça kökenli olup dilimze islama geçişimizle girmiştir. halk arasında "mavi, çivit mavisi" olarak bilinir. Peki bu kadar mıdır? Nil nehrinin rengidir Nilgün Mısıra hayat verir Nil. Nil ki, Mısırı yarım iken tâm eder. Güzel Yusufu da tâm eden Züleyhânın aşkı, daha doğrusu Züleyhânın "O" asıl olanın sureti, "O" bütün olanın parçası olması. Nilgün aşkın rengidir ezelden beri, Yusufun rüyasında gördüğü, Yusufa Yusuftan içre Yusufa, secde eden güneş babası, ay anası, onbir yıldız kardeşleriydi.. Ve mavi, büyük, farklı yıldız Züleyhâ idi. O rüya esnasında Züleyhâ, Yusufun kalbine girip ızdırabını dindirmiş, onu tâm kılmış idi. Züleyhâ maviydi, aşk maviydi, nilgündü..Sevdiğine bu yüzden verirler mavi boncuğu ve kalbim, mavi boncuk kimdeyse ondadır derler, Anadolulun en ücra köylerinde bile.. Aşk sonsuzluktur, her yerdedir ve Nilgün, aşkın en güzel elbisesidir.

27 Kasım 2011 Pazar

o ve ben;

Sana koşuyorum bir vapurun içinden
Ölmemek, delirmemek için.
Yaşamak; bütün adetlerden uzak
Yaşamak.
Hayır değil, değil sıcak
Dudaklarının hatırası
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı.
Gözlerine bakmalıyım
Sesini işitmeliyim
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam, onsuz edemem
Bana su, bana ekmek, bana zehir
Bana tad, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım
Sensiz edemem.



[Sait Faik A.]

26 Kasım 2011 Cumartesi

bir yürek kaldı bende;

Gözlerin bu sevdanın en kalleş haliydi
Vedasız gideceğin her halinden belliydi
Hala ateşin yanar sevdalı yüreğimde
Zaten suç sende değil kör olası gözlerimde
Bir yürek kaldı bende,
Hala seni düşünen
Bir yürek kaldı bende
Yalnızlıktan üşüyen...

[Hakkı Yalçın]

25 Kasım 2011 Cuma

nar'a benzerdin;

Nara benzerdin bir zamanlar, çoktun! N'oldu
Sana! Kırk atlı çıkardın dağa, yüz atlı
İnerdin dağdan. Kurşun bitmez tabancanda,
Atın şahlanır, kırbacın ıslık çalardı.

24 Kasım 2011 Perşembe

24 Kasım;

pembe yalı;

Kızlar vardır kıvırcık salata gibi
Ağızları burunları kıvır kıvır
Bacak bacak üstüne vapurlarda
Rüzgâr eser oraları buraları görünür
Baktıkça fık fık eder adamın içi

kahverengi gözlerde hep sen olacaksın;





Şükran Ay (d. 1933 - ö. 24 Kasım 2011)
Türk sanat müziği sanatçısı. 22. ve 23. taşmekteplerde okudu, seside bu yıllarda keşfedildi. İlk müzik desrlerini Necati Başaner 'den alan Şükran Ay; Eminönü Halk Eğitim Merkezi 'nde Sadi Yeter Ataman 'ın kurduğu ladroya katılıp radyo sınavlarına girdi ve kazandı. Üsküdar Musiki Cemiyeti 'nde görev aldı. Sanat hayatına Kazablanka, Maksim, Çakıl gibi büyük gazinolarda; Zeki Müren, Müzeyyen Senar gibi sanatçlılarla birlikte sahne alarak başladı. Türk sanat müziği'nde klasik olmuş İntizar, Sevemedim Karagözlüm adlı eserlere kattığı farklı yorumla beğeni kazandı. Sanat müziği'nin 1970'li yıllardaki divalarından olan aynı zamanda Gazeteci Savaş Ay 'ın annesi Şükran Ay yakalandığı pankreas kanseri 'nden kurtulamayarak 24 Kasım 2011 tarihinde 78 yaşında hayatını kaybetti.


20 Kasım 2011 Pazar

bir şiirdir yaşamak;

bir şiirdir yaşamak,
kelimelerle oyanarak..
bir denizdir yaşamak,
dalgalarla boğuşarak..
gökyüzünü bulutlarla paylaşmak,
martılarla kanat çırpmak..
bir şarkıdır yaşamak,
makamlarla anlatılarak:
dizeler, mısralar,
hep aynı nakaratlar..
bir ormandır yaşamak,
ağaçların gölgesinde,
yapayalnız kalmak..
bir kaçamaktır yaşamak;
bir günlük aşk misali,
dünya yüzünde olmak..
ölümle biten,
bir kaçamaktır yaşamak..

Nilgün Komar
1995.12.03, Trabzon

19 Kasım 2011 Cumartesi

sen olmadan;

güneş gibisin kalbimde
  sen olmadan göremiyorum..
şimşek gibisin beynimde,
  sen olmadan düşünemiyorum..

18 Kasım 2011 Cuma

haftanın kapanışı;










ohhh harika bir kapanış oldu doğrusu..
bir fincan nescafe ve yanında nutellalı sandviç bisküviler... 


şirinler aşkına [yeliz'e ithafen];








isimleri gibi çok da şirinler değilmi? çocukluğumuzdan beri izlediğimiz.. izlerken neşe ve keyif içinde olduğumuz şirinler.. kötülük yapanın hep başına kötü işler geldiğini gargamel'den öğrendiğimiz canlı canlı renkleri ile harika çizgi film şirinler..


seni düşünürken;

ne güzeldi birlikte geçirdiğimiz günler,
ne güzeldi, yediğimiz maydanozlu köfteler.
seni hiç bir zaman aklımdan çıkaramam,
seni düşünürken hamburger yemeden duramam..

17 Kasım 2011 Perşembe

yemeğe doyamadığım; nutellaaaaaa: artık hep yanımda :)





sevgili lilacsmell'in harika üretimlerinden bu ciciş..

of of dilim dilim ekmek üzerine sür sür, ye ye bitmez bir keyif...

çocukluğumda almanya'da tanıştım kendisi ile;
öyle çok yerdik ki kısıtlama gelmesine engel olamazdık..



eski zaman aşığı;

Sevda çeker, düşünürüm, ağlarım
Bazen; tilki kadar kurnaz , bazen akılsız
Bazen; çocuk gibiyim, bacak kadarım
Herkes aşık olur, sevdalanır…
Bir yolu var gönül çekmenin de.

oje severler ! çekilişe koşun :)

haydi hanımlar bu güzel ojeler için tık tık

 herkese bol şans.....

16 Kasım 2011 Çarşamba

pastel 14; ve kötü fotoğraflar :(



pastel 17: sedefli harika bir mor..



her çeşit ayarda çektim.. her çeşit ışıkda çektim..
her çeşit mesafeden çektim ama olmadı.. gerçek rengini fotoğraflayamadım..

mor renkli tabakların yanına koydum öyle çektim;
tabaklar mor oje yine lacivert çıktı :) gerçi sedefli olduğu kanımca gayet iyi görünüyor ama rengini gösteremediğime üzüldüm..


bir başka İstanbul;

Oturdum başka bir İstanbul düşündüm
Daha çok sen olan daha bir seninle
Yeşili daha yeşil, mavisi daha mavi
O, herşeyi daha güzel yapan ellerinle

yaseminkale'den hediye var;

sevgili yaseminkale çekiliş düzenliyor;

500 izleyiciyi bulmuş ve amigurumi yapanlar için harika bir hediye hazırlamış..

ben amigurumi yapmıyorum [şimdilik] ama bir arkadaşım için katılıyorum.. ve bu bahane ile bende bir el atmış olurum bu işe ne dersiniz hoş olmazmı?

:)

15 Kasım 2011 Salı

fotoğraf makinemin yeni çantası;





benim bahtsız küçük, minik, ufacıcık fotoğraf makinemin düne kadar bir çantası yoktu..

canonPro1 model makinem için epeydir bir çanta arıyordum.. tabi çokca mağaza gezme şansım da olmadı, bana yakın yerlerde dolandım durdum hep.. sonra bir iş için yazıcıoğlu iş hanına gitmişken, buraya da bir bakayım dedim bu cicişi buldum..



hafta sonu kapanışı ve pastel 17;

hafta sonu bloger günümüz vardı, herkes bir anda gidince fıstığım la ben başbaşa kaldık ve hep birlikte içeceğimiz kahveleri yalnız içtik.. kahvemizin yanındaki lokumcuklar arenandfamily'nin ikramıydı..          
herkese lokum tadında arkadaşlıklar dilerim..

diğer yandan pastelin sonbahar renklerini de aldığımı gördünüz sanırım :)
serinin 17 numarası: gümüş simli bir yeşil..  yeşili tarif etmekte zorlanıyorum, limon küfü yeşili derdik eskiden onun daha nefti yeşile dönük bir tonu.. gümüş simden dolayı griye çalıyor..


rücu;

Sen benim gözümde bir kifayettin.
İlk değil alçağı yüksek görüşüm.
Sanma ki sen bana ihanet ettin;
O, senin aslına rücu edişin.

sanat dünyasından bir ESİN'ti geldi geçti...;

 belkide gizli kalmış efsanelerden biri oldu o! güzel sesi ve medeni görüşü ile.. sanata verdiği değer ve önemli katkıları ile.. başarıları unutulmayacak değerleri konu ettiği programlarıyla..

bizde onu unutmayalım...!! nur içinde, huzur içinde ol sevgili ESİN AFŞAR!!! ♥


banu ablama, sonsuz teşekkürlerimle;






önceki gün kargo gelip de nilgün hanım diye seslenince çok heyecanlandım, beklediğim bir gönderi yoktu.. paketin üzerindeki ismi görünce heyecanım daha da arttı!

ah banu ablam, sen beni çok mutlu ettinnn...!! çoooookkkkkk.....



14 Kasım 2011 Pazartesi

sed'e teşekkürlerimle;










sevgili seda bu cicişler için sana çok teşekkür ederim.. ama bak kutularından biri eksilmiş :)

yaptığın bu süpriz ile beni mutlu ettin çok teşekkür ederim...
daha güzelleri senin olsun....

sevgilerimle...



.

sevenler; gece ağlar...

Can dayanmaz can
Anılar hala
Sana yanık
Gözlerim suçlu
Yüreğim yanık
Aşkıma geceler tanık

13 Kasım 2011 Pazar

hafta sonu kombini: sarı;

hafta sonu en sevdiğim şeydir eşofman ve tişört ikilisi nerdeyse iki gün boyunca üzerimden çıkarmadan yaşamayı da çok severim :) sobalı evlerde yaşarken öyle de yapardım doğrusu: hiç dışarı çıkmadıysam ve mutfağa girmediysem, cuma akşamından pazartesi sabahına kadar bu ikili ile yatar kalkardım :)

bu hafta sonu da sünger'li eşofmanı çektim ayağıma ve sarı suratının güzelliğini tırnaklarıma ve aksesuarlarıma kattım.. sarı tişörtüm, sarı çoraplarım ve fularımla sarı sarı bir cumartesi geçirdim..


bloger'ler günümüz; çin salatası;

uzun zamandır bir araya gelememiştik.. şu gün bugün, kim müsait kim değil derken, kış çaylarına ilk startı verdik bugün..

arenandfamily
mutfakdoktoru
değişiktatlar
fıstıkvepati
nirvana
ve ben ..

pişirdik hazırladık, hazırlandık, toplaştık, yedik içtik, güldük söyledik.. tekrarını diledik :)


milyon kere: Ayten!!!

Ben bir Ayten'dir tutturmuşum

oh ne iyi Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne

12 Kasım 2011 Cumartesi

ben sevda'nın oturduğu sokakta oturuyorum;

ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum
gecenin efkarı iniyor perde perde
sevdanın hayali vuruyor arada bir içime

11 Kasım 2011 Cuma

-gözümden öpme, ayrılıktır! derdin..

-gözümden öpme, ayrılıktır! derdin...

öpmedim, ayrılmadık mı?

uğursuz diye firuze yüzüğünü denize attın,
mavi taş deniz kızında kolye, sen beni sattın...
yeni ay görünce yüzüme bakardın,
göz bebeklerimde sen vardın...

8 Kasım 2011 Salı

iyi bayramlar: 300.izleyici;



bayram kutlaması için farklı bir görsel aradım durdum kendim yapmaya da vakit bulamadım dı.. o yüzden iyi bayramlar yazım üçüncü güne kaldı..

az öncede baktımki 300.izleyicim olmuş.. kim olduğuna baktım: sevgili Hasibe'm çıktı :)

blog dünyasına yeni kazandırdığımız sevgili arkadaşımız Hasibe ayağının tozu ile ilk hediyesini kazandı :) ne oldu süpriz ve eline geçeceği zamanda biraz geniş.. malum daha yola çıkacak hediyeler var.. üretimi bittikçe sevkiyat ta devam ediyor..

bu bağlamda herkesin bayramı kutlu olsun diyorum..

sevgiler ve öpücükler benden size..................................

.

5 Kasım 2011 Cumartesi

en sevdiğim şiir_1;

ben DOST'un kokusunu
uzak diyarlardan alırım,
gülüşünü nerde olsa tanırım!
ne mesafaler mesafedir DOST'umla,
ne de ayrılıklar hüzün..
varlığı yeter bilirim!

4 Kasım 2011 Cuma

günün kombini: gri;



golden rose 135 ile başlayan kombinleme, polar hırka, balıkçı yaka bluz, çorap [ki bu sefer foto çektim sırf asortik için] kurşun kalem, stabilo ve tükenmez kalem ile genişledikçe genişledi..

göz kalemi ile devam eden kombin bitecek gibi olmadığından şal ile tamamlayıp günü kapadım :)

siyah gibi bende gri de vazgeçmilmez, klasik ve çok renk ile tamamlayabildiğim bir renktir..


en sevdiğim şiir_2;

Sanma ki derdim güneşten ötürü;

Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden?
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha âşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka...
[Orhan Veli]
.

3 Kasım 2011 Perşembe

günün kombini: mürdüm moru;


yine renk rengi çekti; mürdüm moru kareli gömleğim ile mürdüm moru kurşun kalemim, tükenmezlerim ve pilot kalemlerim bana eşlik etti iki gün boyunca..

şalımda mürdüm moru, ojelerimi ise bu sefer birebir aynı renk olmasını istemedim gömleğin desenlerindeki bir açık tonu: lila rengini seçtim ve çoraplarımı da aynı renk kullandım.. göz kalemim balıkçı bluzun renginde beyazdı, rimelim ise lila rengi :)

kaç gündür foto makinemle ayrı kaldık aynı evde olmamıza rağmen.. bir türlü kavuşamıyoruz :) nedenini anlamış değilim, cep tel ile çekimlerde ise herşey çok net olmuyor..

iş arasında klik klik sesler çıkarıyorum masa başında :) onlarca poz çekiyorum ama kala kala böyle iki üç kare kalıyor elde..


en sevdiğim şiir_3;

Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili,
biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz acısını acımız yaptık çünkü.

Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın göz yaşı bile içimizi parçaladı.
Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk...

2 Kasım 2011 Çarşamba

en sevdiğim şiir_4;

yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla
yaşlanmak hoş değil duvarlara baka, baka.
bir dost göz arayışıyla.
saat tıkırtısıyla...
korkmam, geçinip gideriz biz mutlulukla,
ama;

1 Kasım 2011 Salı

günün kombini: haki yeşili;





aslında iki günün kombini desek daha iyi olur.. dün de bu hırkamı giydim bu flarımı taktım ama bugün ilaveler yaptım penti'nin harika mus çoraplarını da kombine ekledim.. yeşil göz kalemi ve rimel ile günü tamamladım..

yeşil oje???? diye sorduğunuzu duyar gibiyim... bu renk var var :) ama sürmedim; vaktim olmadı...


en sevdiğim şiir_5;

'Yaşamak değil, beni bu telaş öldürecek’
Dediği gibi şairin;
O telaşla bırakın Paris yolunda ılık
Rüzgarla taramayı saçlarınızı
...Sevdiğimizle doyasıya bir sohbet bile edemedik biz...