31 Ocak 2012 Salı

kış bahçesinde;

Ne güzeldi o kış bahçesinde
Güllerin çok derinlerde çalışan uykusu
Sana bir bahar hazırlamak için.

Dallar, filizler, eski masal dilberleri gibi
Hüzne ve hülyaya gömülmüş
Doğmamış çocuklara
Ninni söylüyorlardı sanki...
Ana rahmi gibi sıcak ve yüklü idi hava
İyi mayalanmış hamur gibi
Gizli nabızlarla atıyordu toprak

istanbul'dan karlı bir kaç kare;

30 Ocak 2012 Pazartesi

karlar düşer, düşer düşer gülerim :))))




İnşallah ol sen de böyle
Aşık ol da bak birine
Ben oldum da ne oldu sanki
Senin gibi birisine

Karlar düşer
Düşer düşer ağlarım
Hep ismini hep ismini
Anarım

27 Ocak 2012 Cuma

mıknatıslı, manyetikli oje: aah pastel! müthişsin;

uygulaması kolay ama görünüşü çok güzel bir oje.. Pastel'e bir kez daha teşekkür ediyorum.. 

seride üç renk var.. bence yeterlide.. bu yansıma, ebruli yada yanar döner diyebileceğimiz dekora ancak bu renkler yakışır zaten.. ama lacivertide olsa da fena olmazdı hani diyorum ama sondaki mavi de laci havasında duruyor zaten diyerek bu hayalimden de vazgeçiyorum :)

uygulaması çok basit bir tırnağa 2 kat oje sürüyorsun sonra kapağın üstündeki mıknatısı tırnağa yaklaştırıp 10 saniye tutuyoruz o kadar..

kar yağıyor;

Lambayı yakma, bırak,
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara.
Kar yağıyor karanlıklara.
Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum.
Kar...

Üflenen bir mum gibi söndü koskocaman ışıklar...
Ve şehir kör bir insan gibi kaldi
altinda yağan karın.

Lambayı yakma, bırak!
Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum.
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.

 

peyaz perdeden bir yıldız daha kaydı; Ünsal EMRE;

Gerçek adı ÜNSAL ALTINAY olan oyuncu, sinema kariyerinde kullandığı ÜNSAL EMRE adıyla tanındı.23.01.1947 tarihinde Kocaeli'nde doğdu. Sonraki yıllarda, gençlik dönemini Kadıköy'de geçirdi. Sinema oyunculuğu öncesi, Kadıköy Bağdat Caddesi'nde turlarken, yakışıklılığı ve uzun boyu ile dikkatleri çekti. Sinemaya davetli oyuncu olarak 1969'da başladı. 1970'de Ses Dergisi Kapak Yıldızı Yarışması'nda finalist seçilerek tanındı.  

26 Ocak 2012 Perşembe

kaldırımlar;

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

günün kombini: mor;

her zaman arzumdur renkli sofralar düzenlemek.. heleki kahvaltılarda daha da bir renk çekiyor canım.. hani akşam yemeklerinde siyah yada sade tek düze renkler kullanılıyorda, sabahları kırmızılar yeşiller morlar pembeler görmek istiyorum hep.. ancak haftasonu genelde pazar sabahlarında geniş zamanlar yakalayabiliyorum: eğer bir yere gitmediysem veya aniden biri gelmediyse :)

25 Ocak 2012 Çarşamba

yeni doğan hazırlıkları: deniz 1;

daha önce yaptıklarımdan yine bir seri.. aile arasında kavanozcu ya çıkacak lakabım nerdeyse!!! bu seferkileri döküman center'daki abinin fikri ile birlişetirdik ve harika bir deniz manzarası ile düzenleme yaptık! ve sonrasında ne renk kurdele uyar içine ne koyalımdı fikir tartışmaları.. yeğenim için yaptığım ballı kavanozları çok beğendiği için arkadaşım da bal istedi.. tek tek doldurduk balları birlikte gece yarısına kadar sürdü dün gece ve sonra bal tutan bal yer gibi bir atasözü vardı  ya onu uyguladık :)) serinin devamında neler üreteceğiz daha bilmiyorum 1 dedik yola çıktık ama bakalım kısmet...!!!

deneme 1, 2, 3 sonuç: pastel 313;

bir sürü çekim denemeleri ile pastel 313 ü sürdüm nihayet önceki gün ve iki günlük kullanımla ancak fotoğraflayabildim.. daha doğrusu ilk gün fotoğrafladım ama en güzelleri iki günlük kullanımda yakalayabildim..

ışıltısı harika bir oje bu.. ben altına bir kat siyah kullandım.. tek de sürülse güzel duruyor ama daha tok dursun istedim.. 312 denemesi burada

ışıltılı günler dilerim..

mıhlama; bizim usul :)

genele yaygın olarak bilinen ve en çok yapılığı ilimiz rize'ye göre değişiklik mıhlama; bizim yörede (akçaabat) ağırlıkla mısır unundan yapılır.. yani mısır unu fazla peyniri az dır.. rize de ise tam tersidir..

işte bizim mıhlamanın tarifi:
- çifte kavrulmuş mısır unu
- tereyağ
- peynir
- su 
- peynir tuzsuz ise tuz 

23 Ocak 2012 Pazartesi

son günlerin manzarası;

kaç zamandır beni meşgul eden çalışma masam :) işyerindeki tabiki.. evdekinde bu kadar evrak olması beklenemez değilmi? meşhur vergi dönemlerinden birini daha yaşadığımız şu günlerde şubatın 14'ünü iple çekiyorum.. duyanda sevgililer günü ile bağlantı kurar kesin ama maalesef ki Geçici Vergi Beyannamelerinin son tahakkuk günü o gün! o yüzden o günü beklemek benim için hiç eğlenceli olmadı bugüne kadar :) ne varki işler tıkırında ise ve beyannameler vaktinde yetişip bitirildiğinde geçerdik kutlamaya o günü eskiden.. aşkım bilgisayarım evraklarım ve ayrılmaz ikili olduğum masam ile.. eski işverenim seni yazıcı ile evlendireceğim sonunda diye dalga geçerdi benimle.. o günlerin anıları arasına bir yenisini işte bugün ekleyerek birinci adım beyannamelerimi bitirip evime gidiyorum.. kutlama mı? ortada duran fincanım ile harika bir nescafe üçü bir arada ısmarladım kendime ve yanında miss gibi beyaz çikolata... ohh kim düşünür şimdi vergileri, beyannemeleri.. de get oradan' de get.. [içimdeki sese sesleniyorum burada :)] şimdi keyfim yerinde.. yarın yeniden düşünürüz.. şimdi eve gidip arka sokakların yeni bölümüne yetişme telaşındayım...

hoş kalınızzz!!!!

20 Ocak 2012 Cuma

ben bir ceviz ağacı'yım;

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, 
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, 
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. 
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. 

19 Ocak 2012 Perşembe

etkinlik; haydi bardaklaşalım;

eğlenceli bir başlıkla yola çıkan sevgili arkadaşımız Madam Dö Gonç'un düzenlediği etkinlik' e katılmaya davet ediyorum sizleri..
Amaç hiçbirimize yabancı değil; hediyeleşmek, tanışmak, kaynaşmak, değişik fikirler ve yaratıcılığımızı geliştirmek ve el emeği anıları birbirimize göndermek.. 

Etkinlik detayı şöyle; 
Bir bardak alıyoruz içine küçük hediyeler koyup çekilişte bize çıkan arkadaşımıza yolluyoruz. 

şimdiden düşünmeye başladım bile :)

bulut mu olsam?

Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.

Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.



[Nazım Hikmet]

şömen tablo: iki yönlü & kalpli;

bitmiş işlere bayılıyorum..


epey önce aldığım kumaşlardan biriydi bu desenli olan.. nerde kullanacağıma karar vermemiş stokta tutuyordum.. c.tesi günü yeni evli bir tanıdığımıza yemeğe gittik .. giderken elim boş gitmek istemediğim için bu cicişi diktim.. aynı gün içinde elektrik kesintisi yaşadık biliyorsunuz ve marmara bölgesi olarak epey bir etki altında kalmıştık.. bu etkiden nasibimi aldım bende tabiki ve bir saatlik işi 3 saatte bitirebildim.. örtünün zor kısmı sadece kalplerinde: her iki yöndeki kalpleri aynı dikiş ile , alt iplik kırmızı üst iplik beyaz olarak diktim.. sadece monte ederken dikkatli olmak gerekiyor, o kadar.. yanında birde havlu hazırladım kırmızı puantiyeli kurdele ile süsledim di sade olarak ama onun fotosu yok.. başka rengini burada görebilirsiniz..

18 Ocak 2012 Çarşamba

nutella & çay & kar keyfi;

pazartesi günü harika bir keyif yaptım.. 
sevgili sultan'ımda bu güzel günü kar başlamadan önce şereflendirmiş ve bana elinde harika bir süpriz ile gelmişti.. sonrasında işyerimin sokağında ve eve varış sürecinde cep telefonum ile çekmeyi başarabildiğim bir kaç kare fotoğraf alarak normal sürenin 4 katı kadar bir zamanda evime ulaşabildim :) ev iş arası aslında gayet kısa bir mesafe olmasına rağmen böyle oldu, işte burası İstanbul :) 
bu arada süprizin bir köşesi fotoda var acaba sizce nedir???

yaşayan değerlerimiz: Ersan Erdura;

1949'da gaziantep'de dünyaya geldi. İstanbul şişli kolejini bitirdi. 1965'te orkestralar birincisi ve en iyi yorumcu seçilerek müziğe çok parlak bir başlangıç yaptı. 1967'de altın ses kralı seçildi. İlk plağını 1978'de doldurdu çocuk gözler. altın kelebek ve hey dergisi müzik oskarları gibi ödüller de kazandı. 15 45'lik plak, 5 longplay ve 5 kasetivar. en popüler şarkıları arasında acılar sürekli olmaz, hayalin gitmez, kara gölgen olayım, ve ben yalnız, çocuk gözler ilk akla gelenler. 1968'de leyla erdura ile evlenen sanatçının dilara (1969), ayça (1974), gözde (1982) adında 3 kızı var. 


bir gemici türküsü;

Rüzgâr, 
yıldızlar 
ve su. 
Bir Afrika rüyasının uykusu 
                           düşmüş dalgalara. 

17 Ocak 2012 Salı

karlı kayın ormanında yalnız değilsin, seninleyiz;






Karlı kayın ormanında
Yürüyorum geceleyin
Efkarlıyım, efkarlıyım
Elini ver nerde elin









seni düşünmek;

Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...



[Nazım Hikmet]

16 Ocak 2012 Pazartesi

bence şimdi sen'de herkes gibisin;

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor 
Onlardan kalbime sevda geçmiyor 
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor 
Çünkü bence şimdi herkes gibisin 

Yolunu beklerken daha dün gece 
Kaçıyorum bugün senden gizlice 
Kalbime baktım da işte iyice 
Anladım ki sen de herkes gibisin 

Büsbütün unuttum seni eminim 
Maziye karıştı şimdi yeminim 
Kalbimde senin için yok bile kinim 
Bence sen de şimdi herkes gibisin

Kadıköy - 1918

[Nazım Hikmet]

13 Ocak 2012 Cuma

sıcak bir gelişme: ???

tabiki KOSKA....!!!

mmmmm o nefis helvasını lokantalardan sonra evde de keyfile yemek mümkün; önceden ısıtılmış fırında 10'dk tutuyorsunuz o kadar!

fırın şeklindeki ambalaja bittim ayrıca ben daha önce yaptım yedim o yüzden bu kadar rahat tavsiye ediyorum.. 

tatlı günleriniz çok olsun!!!!! 


iskenderun seyahati-4;


pazar kahvaltısında dur demeseydim ne olacaktı bilmiyorum, ceylan'ım onu da yapalım bunuda yapalım dedi durdu.. ben istemem diye hep engel oldum, zaten az yerim ben.. hele bu sıralar diyetteyim hepten az yiyorum :) tabi götürüyorum nutella'yı başka zamanlarda sonra böyle güzel lezzetleri yakaladığımda da az iştahlı oluyorum diye kendi kendime de kızmadım değil :) 



12 Ocak 2012 Perşembe

diaSa yağmalanmış :)

kim mi yağmaladı ? BEN....  :))))

havlu peçete bitmişti, dün gittim birkaç peçete aldım tam kasaya doğru giderken baktım reyon görevlisi söyleniyor ama şikayet ederek değil sevinerek: aaa gene sütlüler bitmiş!!!
hemen döndüm baktım: benim sevdiğim kahve dünyası çikolatlarından bahsettiğini gördüm :) dedimki şimdi ben bu bitirme işine devam ediyorum ve kalanların yarısınıda kapıyorum.. hepsini almadımki başka almak isteyenlere de kalsın diye.. gözüm tok ama değilmi? :))))))))))))))))

iskenderun seyahati-3;

güneşi bulabildiğimiz bir kaç saat içinde çekebildiğimiz fotolar bu kadar..


iyi seyirler dilerim;










11 Ocak 2012 Çarşamba

iskenderun seyahati-2;

cumartesi günü güneş soldan soldan yüzünü gösterince, öğleden sonra çarşı'ya doğru yola çıktık.. ilçe sokaklarını arşınladık, sahilde yürüdük, foto çektik sohbet ettik, alışveriş yaptık..
minibüse evin önünde bindik, çarşıda indiğimiz yerde koca bir kumaş mağazasıydı :) yani başka bir yere gitmemize gerek yok yeniden aynı noktadan binip eve dönsek bile olurdu dedim :) yaren için güzel bir çarşaflık aldık, eve gelince hemen diktik yatağına serdik.. ne diyeceğini bilemedi önce saklandı sonra çaktırmadan odanın kapısından bakıp bakıp geri kaçtı :)

beyaz ev'den muhteşem bir 14Şubat hediyesi;

facebook sayfası için buraya,
web sayfası için buraya,
blog sayfası için buraya,
çekilişe katılım ve kurallar için buraya gidiniz.

herkese bol şans!!!!

10 Ocak 2012 Salı

iskenderun seyahati-1;

iskenderun'da ilk sabah; ceylan'ımın hazırladığı yöresel kahvaltı ile başladı.. 

saç böreği, sürk, ekşi yoğurt kızartması yeşil zeytin tuzlaması daha neler neler.. 

giderken bakmıştım hava durumuna onun için evde oturmaya hazırlıklıydım :) zaten ceylan hamile olduğu için onu çokca yormamam gerekiyordu.. kahvaltıyı saat 14 de yaptığımız için zaten akşamı ettik sayılırdı :)  karşılıklı oturup konuşacak da çok şey vardı..

 

9 Ocak 2012 Pazartesi

gökyüzünde duman duman bulutsun;


Rüzgar susmuş ses vermiyor nedendir
Sen gideli hayat benim çilemdir
Seven gönül yar kıymeti bilendir
Gökyüzünde duman duman bulutsun
Söyle seni kalbim nasıl unutsun
Ay doğmuyor bulutlara darılmış
Benim gönlüm umutlara sarılmış
Bu aşkımız ağaçlara yazılmış
Gökyüzünde duman duman bulutsun
Söyle seni kalbim nasıl unutsun
Yollarına ümit ektim çürüdü
Hayatımı bir ızdırap bürüdü
Acı günler hep üstüme yürüdü
Gökyüzünde duman duman bulutsun
Söyle seni kalbim nasıl unutsun
Söz: Halit Çelikoğlu
                                                                                    Müzik: Ziya Taşkent

unutulmayanlar; kavanoz dipli dünyadan bir Nuri geçti;

Tuncer Sevi, 1942 yılında İstanbul’da doğdu. Tuncer Sevi 1959 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu’na girdi 2000 yılında İBB Şehir Tiyatroları’ndan emekli oldu.

Tuncer Sevi, tiyatro oyunlarının yanı sıra birçok sinema filmi ve dizide rol aldı, seslendirme sanatçılığı yaptı.

Geçirdiği bir rahatsızlık sonucu 2 ocak da hayata veda etti.



8 Ocak 2012 Pazar

tesbih;

Sen giderken gözlerim dopdoluydu
Ve yağan yağmurla caddeler ıslak
Yokluğundan bir rüzgar esti hazin
Teselliler döküldü yaprak yaprak


Gökyüzünde bir bir söndü yıldızlar
Bir karanlık geldi gittiğin yerden
Ümitlerim vardı tesbih misali
Sen giderken dağılıverdiler birden


[Ümit Yaşar Oğuzcan]

yeni yıl soframız;

menüde; et sote & pilav & patates & havuç & bezelyeli nuska böreği 
& zeytinyağlı yaprak sarma & közlenmiş biber dolması & kısır 
& brokoli salatası & lahana kavurması, vardı.

7 Ocak 2012 Cumartesi

liman;

güçlü fırtınalarda direkleri kırılmış
gemiler bize sığınır.. bulduk sanırız..

görmezler. varsa yoksa uzaklar..
onarırız. giderler, kalırız.

sonra gecelerde: bu son olsun, son
gönderme.. engine yalvarırız.

sonra büyür daha da
korkunç yalnızlığımız...

[Behçet Necatigil]

bebek eşyaları: alt açma bezi;



doğum hazırlıkları aşamasında yapmış olmam gereken bir şeydi bu, minik kızımız erken gelince sonradan tamamlananlardan oldu.. daha da devamı var.. umarım büyümeden yetiştiririm :))))








6 Ocak 2012 Cuma

pastel 312-313;


yeni yıl için çıktılar ama yeni yıla girmeden alamadım maalesef son günler epey bir koşturmacalı geçti.. ancak önceki gün eve dönerken mağaza açıktı :) ben bu fırsatı kaçırmadım tabiki :)

seride üç simli var.. 312 ve 313 karşınızda..







beşinci mektup;

Ayrılık diye bir şey yok. 
Bu bizim yalanımız. 
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. 
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun? 

5 Ocak 2012 Perşembe

çantamı aldım koluma çıktım ................ yoluna;


.......... 'lı yeri doldurunuz!
doğru bilen ilk kişiye bir hediye vereceğim!!

[yakın arkadaşlar ve cevabı bilen ve bilme ihtimali %99 olanlar katılamazlar]         :))))))


yolcudur abbas, bağlasan durmaz.. !!!
sağlıcakla kalın...

eskidendi çok eskiden;

Hani erken inerdi karanlık,
Hani yağmur yağardi inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işıklar yanardi evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.

günün kombini; fıstık yeşili;




masa da ne varsa : fıstık yeşili tonlarında.. hal böyle olunca uzun zamandır yapamadığım günün kombini yayınını yapayım dedim :)








24 aralık Blogger kaynatma günü'nden;

araya kaynamadan yayınlayayım dedim ama sanırım kaynatma günümüzün yayını kaynadı gitti bile :)

bizim minik kızın doğduğu gün olduğu için ne yandan toplanacağımızı yada toparlanacağımızı şaşırmış bir halde sabaha karşı dörtte yatmışlığımız ve yine aynı sabah sekizde uyanmışlığımızla kendimizi mutfakta bulduk..

doğum haberini almadan önce alışverişi yapmış bulunduğumuzdan malzeme konusunda sıkıntı çekmedik..

3 Ocak 2012 Salı

doğumgünüm ve hediyelerim;


söylemiştim ilk işgünü bu fincanımla ilk çayı içeceğim diye.. öyle de yaptım.. elimde çayım pc ekranımda kuzuların fotosu.. keyifli bir güne başladım.. yeni doğan minişin de bugünkü test sonuçları gayet iyi çıkmış haberini aldım.. çok şükür bugünümüze diyorum.. sabahdan beri mesaj, telefon, mail alıyorum.. çok mutlu oluyorum.. bir arkadaşım bu kadar sevilmeyi hak ediyorsun dedi: şımarmak istedim ama şımaramadım, utandım!




2 Ocak 2012 Pazartesi

yaşayan değerlerimiz: Orhan Gencebay;




Orhan Gencebay (d. 4 Ağustos, 1944; SamsunTürkiye
Türk besteci, ses sanatçısı, şair, enstrümanist, aranjör, müzik yapımcısı, müzik direktörü ve aktördür.
Arabesk müzik olarak adlandırılan, fakat kendisinin bu terimi "yanlıştır ve eksiktir" gerekçesiyle reddedip Serbest Türk müziği, özgür Türk müziği, serbest çalışmalar ve Gencebay müziği gibi kavramlarla adlandırdığı, 1960'larda yayılan Türk müziği tarzının yaratıcı ve öncülerindendir. Gencebay, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısıdır.



1 Ocak 2012 Pazar

lilacsmell!!!! eti seni taklit etmiş :)))



...bilirsiniz; çok severim ben eti'nin hemen hemen bütün ürünlerini... ama bu sefer beni bir başka vurdu sevgili ETİ!!! ..

...ya bu kadar sevimli bir cin olurmu yahu... paketi açıpta baktığımda ilk aklıma gelen lilacsmell oldu.. ayyy dedim sevgili gül'üm; -bu eti sana rakip oldu sonunda.. Lira'yla aynı boyut cin yapmış :)

...böyle işte şaşkınlığımı atamadan üzerimden, kendi kendime konuşa konuşa, bu cinleri seve seve, yedim bitirdim hepsini :))