28 Şubat 2012 Salı

şiir: ay zeytin gece;

Kamçılı karanlıktı geldin üstüme

Bütün masalları dolaştın
Ay zeytin gece
Ay vurmuştu alnına
Perçemlerin Tokat akıtması
Yorgundu atılmış yılan derisi
Değiştirilmiş güvercin gömleği tende
Nereye gidiyorsun, dedim
Zeytinlerin arasından
Siste silinip giderken yollar
Aydı zeytindi geceydi
Korkmadım bağırdım ardından

günün kombini: pembe;

bu seferki pembe oriflame'den.. ruju ve ojeyi aynı renk kullanmayı çok severim.. rengarenk tonlar kullanınca bu maalesef olamıyor tabiki :) ancak normal renklerde bu şansı yakalayabiliyorum :)

oriflame de ruju ojesi aynı tonda takım bulunca fırsatı kaçırmayayım dedim :) sürüşüde gayet güzel.. erken kuruyan ve güzel saydam bir yapısı var ojesininde.. tavsiye ederim.. rujları zaten her zaman rahat kullandığım için ayrıca bişi demiyeceğim de zaten ben neredeyse bütün kozmetik malzemeleri orif'den alırım :))

perşembe'nin hanımları ve üsküdar'dan bir iki kare;

geçen hafta izledik bu oyunu sevgili rabiasultan:

Çarşamba
Saat: 15.00 - 20.30
Perşembe
Saat: 20.30
Cuma
Saat: 20.30
Üsküdar Kerem Yılmazer sahnesinde.

sevgili Ayşe Kökçü'yü bu harika performansında izlemenizi tavsiye ederim..
sevgiler..

27 Şubat 2012 Pazartesi

etkinlik: motif motif motif :) battaniyeeeeee;

 ilk parti üretimi bitti.. sevk edildi.. yerine ulaştı.. şimdi merakla birleştirilmiş halini bekliyoruz ve bir yandan da ikinci parti üretimi yapıyoruz.. bu blogda giriştiğim en uzun süreli etkinlik olacak :) 2013'de bitecek ama çok eğleniyorum... ve en güzelide hepimizin istediği bir şeye hep birlikte bir el atarak sahip olacağımız için de ayrıca mutluyum.. komşu komşu oturup birlikte hırka örtü örerlermiş ya eskiden: bizde blog üzerinden imece yaptık ve güçlerimizi birleştirdik :)
şimdi sevgili aslımavi'nin birleştirme işlemini yapmasını bekliyorum heyecanla...!!!!

oje: manyetik Pastel 723-gri;

bu seferki uygulamayı dikey olarak yaptım.. her bir yandan bakınca tırnaklarıma grinin farklı tonlarını görmek çok hoşuma gitti..

eskiden yanar döner kumaşlar vardı hatırlarmısınız bilmem.. özellikle tafta kumaşlarda bu özellik süper dururdu.. abiye elbiseler yada yatak örtüleri mode olmuştu :) benimde mor bir eteğim vardı yanar döner tafta kumaştan.. o zamanlar annem dikmişti.. iki kat fırfırlı, boyu dizde belinde de kocaman bir fiyonk!
ahh.. eski günler..

24 Şubat 2012 Cuma

şiir: yaşıyorum demek;

Çok merak ediyorum kendimi
Başıma birşey mi geldi
Öldüm mü kaldım mı
Hiçbir haber yok kendimden

Bu sabah kapımı çaldım
Kapıyı açan kendim
Bir süre kendime baktım
Bu güleç yüz bendim

Oh ne güzel bir sabah
Bugün de yaşıyorum demek
Benden başka yok kimsem
Beni merak edecek.

[Aziz Nesin]

dilimdeki şarkı: yollarda aradım izlerini;

Yollarda aradım izlerini
Seni ve o güzel gözlerini

Aşkına muhtacım anla beni
Ne olur bırakma ellerimi
Gel gel bırakma ellerimi

Anarım o güzel günlerimi
Hayali yakıyor gözlerimi

Bir sarhoş sanıyor eller beni
Ne olur bırakma ellerimi
Gel gel bırakma ellerimi

23 Şubat 2012 Perşembe

dilimdeki şarkı: rüzgâr kırdı dalımı;


Rüzgar kırdı dalımı
Ellerin günahı ne
Ben yitirdim yolumu
Yolların günahı ne

Hep yar peşinde koştum
Hem küstüm hem barıştım
Kendim dillere düştüm
Dillerin günahı ne

21 Şubat 2012 Salı

günün kombini: turuncu;

vazgeçemediğim renklerden biri turuncu; mehmetali erbil' in deyimi ile turanjj :) balıkçı ve kayık yaka iki bluzum vardı birkaç yıl önce ikiside artık yok ama yerlerine muadil birşeyler koydum :)
o zamanlar en çok kullandıklarım o ikisi olduğu için piyasada biter kalmaz düşüncesiyle Flormar 236 numaralı ojeden kaç tane aldığımı hatırlamıyorum.. aynı anda üç dört şişe olduğunu hatırlıyorum ama :) neyseki fazlalıkları verdim şimdi bir tane var ve uzun zamandan sonra ilk kez bugün sürdüm.. ehh özlemişim de turanj ojemi :)

20 Şubat 2012 Pazartesi

dile benden ne dilersen;

Gözlerimde hatıran kulağımda kahkahan
Senden haber sanıyorum kapı çalındığı an
Dile benden ne dilersen dile benden ne dilersen
Seviyorum seni ben karşılık beklemeden

İnanmazdım eskiden ne sevgiye ne aşka
Şimdi ne günahım var seni sevmekten başka
Dile benden ne dilersen dile benden ne dilersen
Seviyorum seni ben karşılık beklemeden

Beste : Hayri Yenigün
Güfte : Orhan Seyfi Orhon
Makam : Segâh
Usûl : Yürük semaî

yeni doğan hazırlıkları: deniz 8;

sanırım en çok hakettiği halde fotoğrafa giremeyen obje bu: sepet...

inanın o halde foto makineyi almak ve kullanmak enerjim kalmamıştı.. zira gece ışığı yanıbaşımdayken de kötü çıkacaktı fotolar diye teselli ediyorum kendimi.. sepetin bu en dış parçası ve bebeğin yatacağı yer.. içinde fırfırın deseninde nevresim dikilmiş minik bir yatak var.. onunda da altında sünger taban var.. sünger tabanıda meşhur puantiyeli kumaşın sütlükahve rengi ile kapladım.. birde sepet başlığı var hani güneşlik gibi tente gibi o parçada içinde katlanmış teslime hazırladım ya o yüzden çıkarmıştım.. birde alt kısmında fileli bir parçası var oda katlı içinde :) tabi şimdi hayalden anlatmak ile olmuyor dimi.. evlerinde çekilen fotolardan tam boy isterim yada bebeği görmeye giderim belki :)

19 Şubat 2012 Pazar

yeni doğan hazırlıkları: deniz 7;

kutumuz kitap şeklinde, ama içinde kitap yok çikolata var :) çikolataları gelenlere ikram edip bitirdikten sonra, bebişin fotolarını saklayabilirler diye düşündüm..

eskitme boya konusunda daha önce sevgili beyazkelebek SLN'den bilgi almıştım sözlü anlatımlı ve tecrübelerim oldu uygulamalı olarak ama düz satı da bu sefer zorlandım ben nedenini anlamadım: sanırım mumlamayı iyi yapamadık yada çok kurudu dondu kaldı mumlar :) 

18 Şubat 2012 Cumartesi

yenidoğan hazırlıkları: deniz 6;

daha önce yaptığım bal kavanozlarını sunmak hemde daha sonradan odasında kullanması için hazırladığım tepsi..

17 Şubat 2012 Cuma

yenidoğan hazırlıkları: deniz 5;

daha detaylı ve artistik fotoları yok.. gecenin bilmem kaçında ancak bir poz çekebildim doğru düzgün öbürlerinde hep elim titremiş :) korsanımın modelini int.den aradım aradım bir tane beğendim: adres kaynağına gittim, modeli kullanacağım demek için, bir de baktım karşımda: smilena'cığım.... :) birkez daha teşekkür ederim hayatım..
  

yeni doğan hazırlıkları: deniz 4;

denizleri aşta gel kurbanın olam, kurtar beni buralardan ne olur.... bir zamanların meşhur şarkısı geldi hemen aklıma.. sevgili izel'in güzel klibi ile hafızalarımızda kaldı sanırım bir çoğumuzun..

teknelerimle kimseyi kurtaramam ama hediye kutularının üstüne kondurup süs yapabilirim diye düşündüm.. ve şu yaptığım anahtarlıkları bu kutulara koydum... sahibi de beğendi ya daha çok mutlu oldum...

not: deniz bebek dün doğdu.. sağlıkla sıhhatle hayırlı bir ömür yaşaması dileğimdir..

UNO'dan bir yenilik ve misafir martılarımız;

markette görüp hemen aldım: şimdiye kadar ki UNO memnuniyetimi gözönüne alarak denemek gerek diye düşündüm.. çay'la da nescafe'yle de harika oldu.. denemenizi tavsiye ederim.. 

martılar nerde diye soracaksınız: aşağdıdaki fotolarda.. yakınımızaki park'a güvercinler için bırakılan ekmek kırıntılarına geldiler.. biraz yediler gibi gözlemledim ama hepsinide bitirmediler.. sanırım başkalarının hakkını çok fazla tüketmeden misafir olup gittiler :)

16 Şubat 2012 Perşembe

günün kombini: lacivert;

en son kadıköy turunda buldum lacivert balıkçı bluz.. en çok kullandığım biliyorsunuz penye balıkçılar.. her rengi yok yok ama olmayanlar içinde en çok beni üzen lacivert di:  bulunca ne kadar sevindiğimi tahmin edersiniz :)

ojeler de flormar mıknatıslı.. ama uygulamasınında çok zorluk çektim.. yanındaki mıknatısın şekli o kadar kötü ki her tırnağı aynı desende yapmak bir yana çizgilerini oluşturtmak bile mümkün olmadı.. formu her ele her tırnağa göre değil bence.. yada başka bir sorunu var.. iki kez sürdüm sildim nerdeyse her tırnağı sonunda: ojeyi flormar sürüp PASTEL'in mıknatısı ile şekillerini oluşturdum.. ben çok beğendim: çok çizgi olması değil bence önemli olan yanar döner havayı versin yeter..!!

oje: sticker uygulamalı: d-Gu'ya ithafen;

günün kombinlerinden kahve' de kullandığım ojelerimi daha güzel fotoğraflamak istedim ve akşam eve gittiğimde bir iki deneme yaptım: ama o gece ışığı varya hani benim vazgeçemediğim gece ışığı :) onunla olmuyor biliyorum işte gene bir ispatı daha işte bu fotolar..

veee sticker'lar yani türkçesi ile etiket desenler sevgili d-Gu'nun yılbaşı hediye paketinden çıkmıştı bana.. bu yayını da kendisine ithaf ediyorum bu nedenle...

15 Şubat 2012 Çarşamba

14 şubat sabahı: düzenli bir masa bitirilmiş işler;

oldu işte..
çalıştım, bitti.. :)

sabah ofise geldiğimde bu manzara ile karşılaştığımda çok mutlu oldum.. eve giderken ki içimde kalan endişe hissi kayboldu.. uyandığımda işlerin bitmiş olabileceğini rüyamda gördüğümü sandım: zira ne zaman uyudum ne zaman uyandım bilemedim kaç gündür.. ve 14 şubat'ın akşamında da arkadaşıma gittim bazı işler için erkenden de bitirdik işleri yemek yedik falan uykumda geldi ama uyuyasım gelmedi :)

bu arada sevgililer gününüzü kutlayamadım ama üzülmedim de buna sevgilisi olan için zaten sorun yok, yalnız olanlar için de bugünün bir anlamı yok :)

sevgilisiz kalın ama sevgisiz kalmayın...

13 Şubat 2012 Pazartesi

günün karesi;

kendimi kaybettim bulamıyorum :) masada bir ben yokum dediğinizi duyar gibiyim ama beyannameyi verene kadar böyle olacak sanırım :)

bana sana herkese kolaylıklar diliyorum kaçıyorum..

selam ve sevgiler..

10 Şubat 2012 Cuma

boy boy nutella;

diğer boy kavanozlarıda koysaydım fotoya daha iyi olacaktı sanırım bu serinin ilk fotoları olsun bir sonrakinde de onu yaparız :) zaten nette 5kg'lık kutusunu gördüm niye burda yok diye deminden beri hayıflanıyorum.. varda bizmi bulamıyoruz?

yeni doğan hazırlıkları: deniz 3;

denizci olmalıymışım ben :) ohh ne güzel öyle her limanda bir sevgili :))))))))))) ama şu ali kaptan'ı izledikten sonra bu çocukluk hayalimden vazgeçtim galiba :)
öyle kötü bir insana dönüşüp, sonra da kötü günler yaşayıp karaya düşmek hiç de güzel bir son değil :)
allah ali kaptan'a yardım etsin :))))

bunlarda denizci temalı anahtarlıklarımız.. kurdelesini bir eminönü turunda vitrinde görüp hemen koşup almıştım: gün gelir lazım olur diye: gün geldi yerini buldu işte...

9 Şubat 2012 Perşembe

puantiye aşkına :)

bu ciciş tutaç sahibini bu akşam üzeri buldu nihayet..! ve beğenildiğine ona neden geldin ben seni istemem denmediğine çok sevinmiş olarak bana mesaj attı.. sahibim beni teslim aldı diye :)

bu habere daha çok sevinmiş olarak herkese iyi akşamlar diliyorum.....

yeni doğan hazırlıkları: deniz 2;

bebek yakında gelecek bende hala bitiremediklerimle ah vah edip ortada kalacağım gibi geliyor bana :) neyseki hastanede de bir gün kalındığına göre +24 saat hep cepte demektir :)))

deniz'in hazırlıklarında ikinci serideyiz: farklılık olsun diye düşünüp duruyorum ya işte bunları yaptım bu sefer.. yani farklı bişi değil bildiğimiz sabun peçete kurdele tül'den imal edilmiş ciciler.. farkı şurdaki bebek şekeri denince kimsenin aklına sabun gelmez :) yeğenimin konseptinde de defter kalem silgi vardı.. bakalım bu seride daha neler olacak?

günün kombini: kahve;

kahvenin en güzel kendini bulduğu yer herhalde çikolata değilmi?

bugün makinem yanımda olmadığı için bu soluk fotolarla kombin yapmaya çalışmak beni yorsada; bu sorunun cevabının evet olduğunu bilmek beni mutlu ediyor :))

ikinci olarakda kahvenin rengi var tabiki.. sütlüsü ayrı ton sütsüzü ayrı ton, şekerlisi ayrı ton, şekersizi ayrı ton!

8 Şubat 2012 Çarşamba

günün kombini: pembe;

en sevdiğim kış giysilerimden biri olan ayıcıklı elbisemi giydim  bugün.. hastayım her yanım kırık.. boğazım tahriş olmuş.. kısacası alerjik faranjit ben burdayım demiş.. doktora gittim tabikii.. eskiden geçer geçer derdim gitmezdim.. ama iki senedir öğrendim doktora gitmeyi :) bün başlayan öküsürük ve kaşıntı geçmeyince hemen soluğu hastanede aldım :) zira bizim sokakta özel hastane var ssk'lı ya da bakıyor.. kuzey/güney'in çekimleri de vardı, kuzeyin karısı ile selamlaştık ama konuşmadık sahne çekimindeydi sırasını bekliyordu :)

misket;

Aşk küçükken oynadığımız misket oyununa benzer
İki kaybedip beş kazanırsın
Ne kadar uzaktan vurursan o kadar adın duyulur
Eve heyecanla koşarsın
''Anne mahallede birinci oldum
bak kazandıklarıma! ''
Annen seni duymaz misketlerini umursamaz bile
''Ne bu üstün başın kir pas içinde
daha yeni yıkadım! ''
Ve hayallerin yıkılır...

7 Şubat 2012 Salı

akşam üstü bir kahvede;

Akşamüstü bir kahvede

Bira içtim birkaç bardak
Gazeteden yoruldukça
Gelip geçene bakarak

Kahvenin müşterileri
İçerdeydi daha fazla
Camlı terasta idim ben
Çıkıntı yapan sokağa

6 Şubat 2012 Pazartesi

yardım: bir kitap da senden olsun;



kitapkolik'den aynen alıntıdır;

Daha önce sitemizde hep kitap ödüllü yarışma duyuruları yaptık. Bu sefer de sizlerden köy okulunda kurulacak kütüphane için kitap talep ediyoruz. Biyografimden de anlaşılacağı üzere köy okulunda sınıf öğretmeniyim. İmkanlar kısıtlı olduğu için kütüphane oluşturmak için okulumuzun kütüphaneye ayıracak bütçesi yok maalesef.

mim: 10 soruda sevdikleriniz sevmedikleriniz ve siz;

düşler sokağının sevgili sakini bynFayori; sakin durmamış beni mimlemiş :) güzel bir mim olduğunu düşünüyorum hem cevapladım hem size pas ettim.. izlediğim bloglardan tamamen rastgele 10 kişi seçtim..
ancak beğenen ve katılmak isteyen herkese açıktır..

1) EN SEVDİĞİNİZ 3 KİŞİ KİMDİR?

    abim babam fıstığım :) yani bu konuda liste yapmak mantıksız bana göre
    çünkü ben sevmeyi severim..


4 Şubat 2012 Cumartesi

mevlid kandili: @-->-- ;

dünkü yoğun yayınlarından ardından ben bugüne yayınlamak istedim.. dinlemeyi çok sevdiğim kasidedir mevlüt kasidesi.. edinebildiğim kadar bilgi ve kaside;

Mevlit Kandili ya da Veladet Kandili (Arapça: لیلة مواليد, Mevlid (مولد), Mevlid en-Nebi (مولد النبي), İslam dininin peygamberi olan Muhammed bin Abdullah'ın doğum gecesi ve aynı zamanda Hicrî Rebiul-evvel ayının onikinci gecesidir. Klasik dönemde (Asr-ı Saadet ve Dört Halife Dönemi) kandiller yer almadığı için geçmişi pek eskiye dayanmamaktadır.

özlediğim lezzet: ayva marmelatı [deneme]

ayva reçelini yaparken uzun zamandır özlediğim ayva marmelatını da yapayım istedim.. ama tutturamam diye cesaret edemediğim için yarın kilo ayva kullandım..
malzemeler; ½ kg. ayva, ½ kg.şeker, ½ limonun yarısı :) dörtdebir ölçek yazısı bulamadım da :)
yapılışı; ayvaları soyup ayıklıyoruz ve rendeliyoruz. tencereye alıp üzeri kapanacak kadar su ilave ediyoruz. haşlanma noktasına gelince şekerini ilave ediyoruz ve kaynatmaya devam ediyoruz.. suyu azalınca limonu ilave ediyoruz..

3 Şubat 2012 Cuma

oje: Pastel 75; ve ofis kombini :)

son yıllarda moda olan bir renk vardı adı lazım değil bir markanın rengi diye sürüldü çokca.. her baktığımda iğrendim bazen çünkü iç karıştırıcı bir renkti kendisi.. tabiki bu benim fikrim :) 
bu aldığımda şişede iken sanki o renge benziyormuş gibi geliyor çünkü aa sen nasıl oldu da bu renk aldın diyenler oldu :) 
biliyorumki bu kahve tonu bir oje.. o yüzden içim rahat, gözüm rahat, midem rahat :) 
pastel matte uyguladım ve dip kısımlarına iri taneli dore sim sürüp kenarlara ve uçlarına doğru yaydım..  

kışın vazgeçilmezlerinden: Ayva Reçeli;

malzemeler;
1 kilo ayva
1 kilo şeker
½ limon
yapılışı;
ayvaları soyup soğana çevirdikten sonra ay ne diyorum ben :) soyup çekirdeklerini çıkardıktan sonra demem gerekiyordu :) sonra elma dilimi gibi dilimliyoruz: ne fazla kalın ne fazla ince..
ayvaları tencereye alıyoruz ve üzerlerini kapatacak kadar su ilave edip pişmeye bırakıyoruz..

2 Şubat 2012 Perşembe

bir dalda iki kiraz;

yeşil konad ojemiz yoktu ve o kıvamda da bir yeşil bulamadık gecenin bir yarısı ama olsun genede yaptık biz kirazlı manikürü :)

alt zeminde pastel beyaz var ve kuzenin isteği üzerine tek kat uygulandı.. kirazlar konad kırmızı ve yapraklar pastel yeşil..

birçok denemeler yaptık eğlendik güldük güzel bir gece geçirdik ojelerimle :) demek ki boşuna almıyormuşum bunları dedim :)

soğuk hava & sıcak börek ☺

halk arasındaki adı ile tava böreği :)  soğuk içimize işlemeye başlayınca ve bakkalda yeni gelen kutu kutu lor peynirlerini görünce aklıma düştü börek; ve hemen evce'den yufka aldım geldim:
içine: 4 yufka, 2 yumurta, 300 gr.lor, bir bardak süt, tuz, kırmızı biber ve nane ilave edip harç yaptım.
tavaya bir yufkayı düz olarak serdim, ikinci yufkayı da buruşturarak serdim sonra harcı her yanına eşit olacak şekilde yaydım, üçündü yufkayıda buruşturarak serdim ve en alta düz olarak serdiğim yufkanın tavadan taşan kısımlarını toplayarak ortaya doğru kapadım. terayağ ile her iki yönünüde kısık atşete kızartarak pişirdim.

1 Şubat 2012 Çarşamba

günün kombini: yeşil;

daha öncede yeşil kombin yapmıştım hatırlıyorum ama bu sefer farklı eklentiler var :) 

Pastel Yeşil Rimel aldım.. daha öncede lilasını almıştım.. çok güzel bir rimel kesinlikle tavsiye ediyorum.. suya dayanıklı olduğu için ayrıca bir makyaj temizleyicisi daha almayı gerektiriyor ama olsun.. bu karlı havlarda makyaj yapma hissim gelince rimellerim akar diye vazgeçme durumunda kalmıyacağım.. zaten onun için aldım bu yeşili.. öncekini rengini beğendiğim için almıştım :) çünkü suya dayanıklı ürünler kullanmıyordum.. bu iki rimel ile uzun süredir süren bu alışkanlığımı bozmuş oldum..

ancak devamı gelmez umarım diyorum :) 

yaşayan değerlerimiz: Suzan Kardeş;

Suzan Kardeş, (d. 1960, Kosova), makyaj uzmanı (makyöz), ses sanatçısı.
İş hayatına Hürriyet Gazetesi'nde başlayan Suzan Kardeş, burada çekilen fotoromanlarda rol alan oyunculara makyaj yaparak mesleğinde gelişti. Şan Tiyatrosu'nda saç ve makyaj yapımıyla çalışmayı sürdüren makyöz; birçok tiyatro topluluğu ve film ekibinde makyaj uzmanı ve kuaför olarak yer aldı. 1995 yılından başlayarak Beşiktaş Kültür Merkezi'nin saç ve makyaj çalışmaları görevini yapmaya başladı. İş Bankası reklamlarında oyuncu Haluk Bilginer'e yaptığı Atatürk makyajı ile ses getirdi.

blogger günümüz kara teslim oldu ☺

blogger günümüzün bilmem kaçıncısına cumartesi günü gittim gitmesine ama sonuna yetişebildim :) benim için sorun olmadı sohbetin en güzel yerinde olmak hoştu.. kahveler yudumlandı likörler ile ağızlar tatlandı.. çikolatalar da cabası :) manikürümde elbisem lacivert ekoseli olduğu için böyle yapıldı.. elbisenin altına mus çorap giyildi ama kardan korkulduğu için üzerine kamuflaj kıyafet geçirildi :) kardan kadın modelinde güne gidildi :) orada kamuflajlar çıkarıldı, dönerken yeniden giyildi :) herşey güzeldi de dönüşte kuzenlerle sinemaya gittiğimizde, kapalı alanda sıcak olunca kaban çıkarıldı ve alt kamuflaj üst ekose mini elbise ile komik bir kombin pozu verildi :)))))

unutmadığımız aydınlarımız: Abdi İpekçi;

Abdi İpekçi (9 Ağustos 1929 - 1 Şubat 1979)

Türk gazeteci, Yazar.

İlköğrenimini gördükten sonra Galatasaray Lisesini bitirdi. Sonra bir müddet Hukuk Fakültesine devam ...etti. Yeni Sabah, Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres Gazetesi gibi çeşitli gazetelerde spor muhabiri, sayfa sekreteri ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Ali Naci Karacan'ın çıkardığı Milliyet Gazetesinin yazı işleri müdürü (1954), bir süre sonra da genel yayın müdürü oldu.