29 Mart 2013 Cuma

izmir seyahati-3: cep'ten kareler;


her seyahatte gelir başıma bu heyecan benim.. hele ki ilk ziyaret ettiğim yerlerde daha da çok.. bu kez izmir'i ikinci kez görüyor olmama karşın geçmeyen bir heyecanım vardı.. daha önce fotoğrafını çekmediğim yerler varsa kaçırmayayım diye fotoğraf makinesini çantasından çıkaramadığım anlarda cep telefonu ile çekim yaptım dı.. o güzel izmir'den güzel kareler işte burada; ahh izmir ahh... gene geleceğiz biliyorum, biliyorsun, biliyorlar... :))))

28 Mart 2013 Perşembe

kapı süsü olur da altın yastığı olmaz mı? :)

bu ana fikirden yola çıkarak ve tabi ki kapı süsü ile kombin yaparak hep hayranlıkla yabancı bloglar'da izlediğim yastıklardan bende yaptım sonunda :) sebebi beren oldu işte ne güzel dimi? her sebep böyle minik, tatlı ve umut dolu olsa keşke.. ortadaki beyaz parçaya ismi işleyerek başladım yastığı yapmaya.. sonra kenarına şu desenden bir parça, bu desen bir parça derken biraz fisti biraz kurdele hoop yastığımız bu şeklini aldı.. böyle karma kırkyama'lara bayılıyorum.. daha özgür sanırım :) her karenin aynı olmasından dolayı daha da ferah...

27 Mart 2013 Çarşamba

kapı süsü bitti: çok da sevimli oldu;

bir işe başlamak bitirmenin yarısıdır derler ya ikinci yarısı da karar vermek sanırım.. benim genelde öyle oluyor: eğer karar verememişsen nasıl olacağına o iş bitmiyor bir türlü.. bu kapı süsünü de bir çırpıda yapmış ortasına konulacak bebeği almak kalmıştı hatırlarsanız..  bebeği bulmak zor olmadı ama karar vermesi zor oldu ebâdı konusunda çok düşündüm ama bundan da büyük bir bebek detayları kapatır diye düşündüm umarım sizce de hoş olmuştur...

zeytinyağlı taze bakla yemeği;


tarifi görür görmez epeydir aklımda olduğunun farkında vardım.. iki bugünde bizim pazar vardı mahallede hemen koşuldu yarım kilo bakla ve dereotu alındı :) acıkmaya başladığımızda mutfağa girdim ve pişirmeye koyuldum.. zor bir yanı yok: püf noktası ayıklarken kılçıkları varsa onları temizlemek ve bekletme suyuna un ve limon ilave edip kararmasını önlemek.. işte bu kadar gerisi bildiğimiz yemek pişirme metod'ları ile aynı! bu bağlamda sevgili hayat cafe'ye çooook teşekkür ediyorum...

25 Mart 2013 Pazartesi

hayvan figürlü bir faaliyet için: leopar kostümü;

kuzenim oğlunun okulda hayvan figürlerini içeren bir faaliyet yapacaklarını buna bağlı bir kostümü yada maskesi olmadı gerektiğini ancak vakti olmadığı için yapamadığını ve bizim oğlana bir maske yapabilir misin deyince hemen düşündük.. ne yapılabilir, ne yapabiliriz, sevdiği hayvan hangisi, elimizde ne tip malzemeler var? bütün bu soruların cevabında leopar çıkınca: ben hemen işe koyuldum.. ocakBURDA'sındaki kostüm modellerini karıştırınca bu kar adamı'nın kalıbının tam bizim projeye uygun olduğunu gördüm.. boy beden ölçüsü derken kalıp çıkarttım biliyorsunuz.. hatta bu heyecanımı sizinle bloggeroid üzerinden paylaşmıştım.. eski heyecanıma kavuşunca çok mutlu oldum.. demek ki hala seviyorum kalıp çıkarmayı; zira pratikten kesip doğramak en sevdiğim şeydir genelde :))))

23 Mart 2013 Cumartesi

Yıllar sonra kalıp çıkarıyorum :)

keyifli geçti kalıp çıkarma işleri.. önce bir panik oldum, gerildim :) sonra çizgileri buldukça rahatladım hatta bir parçayı yanlış buldum ama moralimi bozmadım :) küççük bir parçaydı: 6 ve 9 rakamlarını karıştırdım: halbuki altının yanında bir nokta vardır doğru yönü göstermek için dimi :) olsun heyecandan o kadar olur dedim ve hız kesmedim.. burda bu işi biliyor bedeni seçtim çizdim çıkardım, cuk diye oturdu vücuda..

posted from Bloggeroid

20 Mart 2013 Çarşamba

izmir seyahati-2.gün;


İzmir'deki ikinci günümüzde de çok eğlendik.. geceden kalma bu kare ile başlamak istedim yazıma zira sevgili yıldız ile öyle çok eğlendik ki anlatamam.. yıldız fıstığımın yeğeni.. nigün tivigi aç.. ipek tivigi aç.. valla sesi kulaklarımızda hala.. allah bahtını açık etsin.. sabah kahvaltı faslından sonra blogger dostlarla buluşmak için yola koyulduk.. bu sefer bostanlı'dan vapur sefası ile konak'a geçtik.. ve ikinci gün turu başladı.. 

19 Mart 2013 Salı

izmir seyahati-1.gün;

ilk işimiz güzel izmir'in güzel izban'ına binip şehre gitmek oldu.. ikinci gidişim ya benim daha önce gitmişliğimden bu yana özlemişim izmir'i, trenle giderken farkettim.. birazda daha geçen sene aynı yoldan geçmişliğin izleri vardı bakışlarımda.. bu sefer bir fark vardı ya: fıstığımla birlikte izmir'de olmak.. bir fark daha vardı ki o da zeus'un azizliğine uğradık :) gerçi hava durumunu öğrendikte yola çıktık ama bizim çıkış tarihimiz zaten geçen yıldan belliydi bence zeus yağmuru yağdırma zamanını bize göre ayarlamalıydı :)

15 Mart 2013 Cuma

EKS Mutfakta: Nomad Tarım ile Beyaz Hindiba;

Beyaz hindiba (Cichorium Intybus), papatyagiller (Asteraceae) familyasından yaprakları kökünün karanlıkta ve ısıyla zorlanmasıyla elde edilen tomurcuk şeklinde hindiba cinsinden bir sebze türü. İlk olarak Belçika'da yetiştirilmesi sebebi ile Belçika hindibası adı da verilir. Bitki köküne özel şartlar uygulanarak elde edilen beyaz hindiba hem sebze hem de salata olarak tüketilir.
Beyaz hindiba az kalori içeren besleyici, zengin ve hafif bir besindir. Tadı buruktur ancak son yıllarda burukluğun azaltıldığı çeşitleri de üretilmeye başlanmıştır.

13 Mart 2013 Çarşamba

yenidoğan hazırlıkları: pembişleerrr;


henüz yolda olan beren kızçe için pembiş malzemeleri topladım.. öyle güzel kumaşlar, malzemeler varki inanın seçim yapmakta hayli zorlandım.. eh işte alabildiklerim ile ilk üretime başladım.. annesinin beğendiği kapı süsünü revize ederek kendimce bir yorum kattım ve işte sonuç aşağıda.. yalnız bir detayı noksan henüz.. ortasında bir bebek olacak ama baktıklarım için henüz aha işte bu bebek dediğim çıkmadı henüz :)

12 Mart 2013 Salı

yolculuk var a dostlar: görüşmek isteyenler mesaj yazsın :)

bu sefer yine izmir'deyiz.. cumartesi ve pazar tam gün izmir sokaklarını arşınlayacağız! kiminle mi sevgili fıstık ile birlikte.. 

biliyorsunuz il il gezmeye devam ediyorum ve fıstığın isteği üzerine izmir'e yeniden gidiyoruz.. zaten izmir çağırıyor insanı, derinden.. yıllarca hiç görmediğim halde hep bir ayağımın yola çıkası olurdu.. şimdi bu şansı ikinci kez yakalayacağım inşallah.. hemde fıstığımla birlikte.. 

daha önceki seyahatlerde süpriz yaptım genelde ama göremediğim dostlara üzüldüm.. bunun için şimdiden haber vereyim dedim.. kimler ne zaman uygun olur yazarsanız ona göre bir buluşma yapabiliriz kendi çapımızda! sevgiler... 

11 Mart 2013 Pazartesi

işyeri'nde ve kup'ta tiramisu :)

baka baka bir hal oldum du günlerce meliha'nın o fotoğrafına.. sonunda gittim markete aldım eksik malzemeleri geldim ve koyuldum pişirmeye.. ilk kısımda dibi tuttu ama yanmadı tutar tutmaz hemen tencereyi değiştirdim.. tabi işyerinde telefon şu bu derken başında durmak zor bu tarz işlerin :) neyse azmettim yaptım muhallebisini diyelim.. sonra kuplara bölüştürme kısmına geçtim.. özel kup'larımız yok tabi, kadeh ve cam kupalarımız var :) en uygun modellerini seçtim kendimce.. mis gibide oldular şimdi dolapta soğuyorlar, ben sadece kenarından tadına baktım dayanamayarak! yarına kadar sabredip soğumuş yemek lazım ama yinede muhteşem bir lezzet oldu! çok teşekkür ederim tekrar: hayat cafe!!!!! 

10 Mart 2013 Pazar

perdelerin ikinci taksiti: zebra tül;

baktım da şimdi; kalın perdeleri ne zaman diktim diye: tam 10 ay olmuş :) olsun daha önceki maceralarımıda biliyorsunuz: eve taşındığımızda ben kursa gidiyordum ve aylarca çiçekli bir çarşaf kullandımdı :) sonra ne yapacağıma karar verip kumaşları almıştım.. öncelik içerisi görünmesin diye kalın perdeden başlamıştım... geçenlerde annem akşam vakti perdeleri yıkayınca eve girer girmez makinenin başına oturdum ve en pratik yoldan tül perdeyi dikip astım :) kenarlarını 3-4cm civarında iki kat kıvırdım tok dursun diye.. üst kısmını 1cm.den kıvırıp aynı dikişin içinede makinede dikilen mandalları ilave edip bir kerede işi bitirdim.. eteklerinede şeritkurşunlar varya onlardan alıp dikmeyi düşünyorum ama böylede güzel durdu.. üst perdeleri ütülenip takılsın hafta sonu da bakalım nasıl duracak o zaman karar veririz..

9 Mart 2013 Cumartesi

kurbişli masa örtüsü:

kumaşın alınış hikayesini dinlediniz, bu seferde masa örtüsüne dönüşmüş kısmını görüyorsunuz.. kumaşın eni yıkandıktan sonra 145cm kaldı, boyunu da eşit yaptım ve bir kare parça elde ettim.. her köşesini çapraz olarak katlayıp uç kısımda bir üçgen oluşturacak şekilde kapalı kenara dikey bir dikiş çektim.. bu dikişin açık kısma gelen ucu 1cm. geride bitiyor olmalı.. bu pay ile kenarları kıvıracağız.. dikişi iki kez yapmanız yada uçlarının sökülmeyecek sağlamlıkta olması gerek..

8 Mart 2013 Cuma

amerikan servis: hem kurbişli hemde puantikli;

yeni cumpa'ya ilk gidişim :) kumaş tezgahlarında kendi kaybedişim kaçıncı onu bilmiyorum :) bu kurbağalı kumaşa rabia ile aynı anda talip olduk ve sonrada da limitleri aşmayalım diye tek parça alıp paylaştık.. bir parçası ile fıstığıma amerikan servis diktim.. diğer parçası ile rabia'ya masa örtüsü..
servis için 50x40 cm. boyutlarında dört parça kestim.. arka kısımda kumaş tükenmesin vede renklilik olsun diye yeşil puantiyeli bir kumaş kullandım.. bu tip işlerde önemli olan iki kumaşın cinslerinin birbirinin aynı yada çok benzer olması.. ben bunu tutturamadım tabi çünkü üst kumaş etamin dokusunda, altı ise terikoton tarzı.. kalınlıkları aynı işte sadece dokusu farklı :)

unutulmayanlar: Selahattin ERKÖSE;


Selahattin Erköse, 1929 yılında Bursa'da doğdu.Tahsil hayatını İstanbul'da sürdürdü. Erköse ailesinin reisi tanınmış udi Şaban Erköse'den aldığı ud dersleriyle sanat yaşamına başlayan Selahattin Erköse, daha sonra bu derslere udi Sedat Öztoprak'la devam etti. Erköse 1952 yılında Ankara Radyosu'nda göreve başladı. 1960 yılında İstanbul Radyosu'na naklen atandı. Bestelerinin ve saz eserlerinin sayısı 50 kadardır. Selahattin Erköse,  Safiye Ayla ile İzmir'e konser vermeye gittiğinde o sırada konserde bulunan Fuat Edip Baksı Erköse'ye yazdığı "Rüzgâr kırdı dalımı" şiirini verir. Şiiri çok beğenen Erköse,  İzmir'den Ankara'ya dönerken tren yolculuğunda Buselik olarak besteler. O günden bugüne kadar dillerden düşmeyen şarkı olur.

7 Mart 2013 Perşembe

evmek'te misafir kursiyer :)

mersin'de oturan bir ablamız var.. kendine ürettikleri yetmez gibi birde eşe dosta akrabaya da üretir.. kullandığı kumaşın ismini unuttum: ipekli bir keten ama tam olarak nedir bilemiyorum.. şimdilerde ailecek biraz üzgünüz cenaze vardı köyde kendiside oraya gitti :( o yüzden renkli renkli yapacağımız yayınımız böyle sade ve kuru birkaç foto ile kayıtlara geçsin..
üzerindeki tül üzerine işlenmiş desenler.. bu şekilde satılıyorlar boy boy model model; siz alıp örtünüzün istediğiniz yerine el dikişi ile dikiyorsunuz.. örtünün kenarları makinede çekiliyor ve o dikişi de hem süslemek hemde kapatmak için aynı renkte boncuk kullanıyorsunuz.. işte hepsi bu.. buraya kadar herşey kolay, zor olan yanı: boncukları eşit aralıklarla dikmek ve deseni örtüye monte ederken potluk yapmamak.. bunlarıda aşmak için sadece sabır gerekiyor.. gerisi ise zevkle işlemeye..

saray'da neon atkımla kahvaltı;

önceki yayında dış mekanda nasıl duruyor bu neonlar? diye gösteremedim di :) foto eklemeyi unutmuşum ne yapayım; işte şimdi uzun zamandan sonra fıstığım ile yaptığımız kadıköy turumuzdaki kahvaltı durağımız saray, neon atkım ve komşu masadaki tatlı amca..  

evmekten, hızlı pratik ve şık bir havlu;

bazen hiç yorulmadan güzel birşeyler ortaya çıksın isteriz değilmi? hemde hızlıca :) ve sonuçta çok güzel görünüyor olsun isteriz..

işte bu isteklerimizi yerine getirecek bir proje; havlunun kenar dokumasının hemen bitimine sıra incilerden bir sıra dikildi.. inciler ve tülden yapılmış mini güllerle bezenmiş el şekli figürümüzün arkasına iki tane küçük boy broş iğnesi dikildi.. böylece dikim işlemi yapılmadan havlunun istenilen yerine tutturuldu..

bu işlemi yapan ise emine ablamız.. ellerine sağlık diyor devamını beklediğimizi özellikle belirtiyoruz değilmi :)))

6 Mart 2013 Çarşamba

evmek üretimlerinden bir bitiş daha;

sevgili esin'in oğlu için ördüğü hırkayı hatırlıyorsunuzdur.. bu seferde kendine harika bir güzellik yaptı.. eskiden de çok yapardık şal yaka hırkalar.. çok da pratik çok da şık.. esinciğim ellerine sağlık... 

5 Mart 2013 Salı

durmak yok, üretmeye devam;

bu ciciş ipler de komşumuzun yeni doğan oğluşu için atkı ve bere takımı olmak için yola çıktılar.. umarım kısa zamanda hayallerindeki bu şekle girerler :) zira benim hiç umudum yok.. ip gazzal marka bambu merinos karşımı, harika pamuk gibi, gerçekten tam bebekler için.. ama bir o kadarda ince olması sebebi ile 3 numara şiş ile örüldüğü için ne zaman biteceği belirsiz :)

proje bitti ancak ip bitmedi :)

sizlerinde fikirleri ve benimde olanaklarım doğrultusunda kaşkolun yanına ilave olarak parmaksız eldiven ördüm.. bu modelin ayrı bir adı varmı bilmem ama moonlight bilebilir :)  kaşkolu 50 tek ilmekten iki ters iki düz ördüm.. her 40 sırada bir renk değiştirdim.. uzunluğuda istediğim kadar.. eldivenleride elli tek ilmekten ördüm pembe renk ile 20 sıra ile başladım, sarıyı 16 sıra, turuncuyu 12 sıra yeşilide 8 sırada bitirdim.. ördüğüm dikdörtgen parçanın kenarını birleştirip diktim, sadece başparmağın çıkacağı yeri atladım, o kadar :) anlatması kolay, yapması zevkli, kullanımı ise çok eğlenceli :)