31 Mart 2012 Cumartesi

tiyatro: dullar;

bu seferki oyunda çok güzeldi.. şansımıza bu sene gittiğimiz her oyundan mutlu ayrıldık.. sevgili güzin özyağcılar ve tüm ekibin performansı ile Dullar oyununda büyülendik doğrusu... bu seferki oyun organizasyonunu ben yaptım ve ailenin diğer bayanları ile birlikte izledik oyunu.. annem her ikisinde de başka gezmelerde olduğundan bize katılamadı o yüzden yeni bir organizasyon daha yaparız bu ay diye hayal ediyorum... nisan ayı oyun düzeni' ne bir bakın derim... 

30 Mart 2012 Cuma

izmir seyahati-6;

çok az fotoğraf çekmişim demiştim geldiğim gün: ama yayınla yayınla bitiremedim :) demek çok çekseymişim blog'un hafızasınfa yer kalmayacaktı :)
ikinci günün evden çıkışından başlıyor ilk foto ara sokaklardan iskeleye varış.. sonra vapur sefası ve martılar.. istanbul'umdaki gibi.. alttaki fotoların bir kısmı sevgili SLN'min vizöründen.. çok merci şekerim tekrar tekrar ama şu seri çekim olayına çalışıp geleceğim ikinci turda haberin olsun :) 

ojesiz tırnaklarım :)

kullanışlı bir boya uzatmıştım tırnaklarımı ama birkaç gündür oluşan kırıklar yaprak yaprak ayrılmaları izlerken hayretler içersindeydim :) zira çok oje sürerim ama mutlaka akşamları çıkarır tırnağımın hava almasını sağlar bakım yapardım.. sonra sultan dediki alkol v.s. gibi maddeler kullandım mı? hönk diye kaldım o anda, aklıma geldi: birkaç gün önce ispirto ile bir makine temizlemiştik işyerinde.. meğerse ondan sonra olmuş bu olanlar :) hiç aklıma gelmezdi valla bir yaşıma daha girdim :) neyse tırnaklar kesildi birkaç gün havlandırıldı çok şükür şimdi iyiler :)

tiyatro: Düşüş;


yine bir oyun gecesi yaptık sultan'ımla birlikte.. bu sefer aileden bayanları da topladık gittik.. bulabildiğimiz yer sayısı azdı o yüzden bütün iki grup yaptık biri üsküdar diğeri kadıköy olmak üzere iki oyun organize ettik.. Düşüş; o dönemi oyuncuların başarısı ile gayet iyi anlatan bir oyun, bir daha ne zaman nerde oynar bilemiyorum ama öğrenirsem haber veririm..

29 Mart 2012 Perşembe

izmir seyahati-5;

sevgili adadenizi'min elinden çıkmış bu güzellikler artık bizim evde sergileniyor.. meyveli olan benim odamdaki masada, zeytinli ve deniz temalı olan salondaki masada yerini aldı.. kitap ayracı ise kullanılmaya bile kıyılamayacak kadar değerli olduğundan kitaplıktaki ayraçların arasına kondu.. ama özel bir ayraç kutusu düşünmüyor da değilim :) zira kolleksiyon yapmaya başlayacak kadar ayraçım oldu :)  

28 Mart 2012 Çarşamba

şiir: basit biri değilim;


Basit biri değilim…

Gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim var
Ve kahkahalara sarılmış anılarım!
Herkes kadar dertli, bazılarından fakir, çoğundan zenginim.
Taşıdığım hayallerim, söylenecek şarkılarım, paylaşılacak dostluklarım var.
... Bilmeyene sevmeyi öğretecek kadar büyük bir kalbim,
    gidene beddua edemeyen bir dilim var.
Yüreğimi korkak büyütmedim!

‘’Kaybettiklerim; dağıttığım servetimdir!’’

[Can Yücel]

27 Mart 2012 Salı

şiir: senden dönüş;

Bir zaman lâle de sendin bize, peymâne de sen,
Bağda ırmaktın akan, bahçede rüzgârdın esen.

Göl sanırdık ne zaman dalsak ela gözlerine,
Seyrederdik seni günlerce gülistan yerine.

Saçlarındaydı bütün tılsımı binbir gecenin,
Seher alnında, şafaklar gülüşündeydi senin.

Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken,
Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen varken.

26 Mart 2012 Pazartesi

izmir seyahati-4;

izmirdeki  ikinci günün ikinci durağı.. birincisi evdeki muhteşem kahvaltı ve balkon sefası idi.. SLN'min annesi ile tatlı tatlı eskilere doğru uzanan sohbetimiz harikaydı.. umarım tekrarı nasip olur.. bu ilk karedeki yetenekli insan: muteşem sesi ve müzikteki ustalığı ve sonra yakışıklılığı ile birçoğumuzu kendisine hayran bırakan Enrico Macias.. bu karede bizi resmi bir şekilde karşılıyor ama uğurlarken de el ele gitar çalıyoruz :) Zingaaeeelaaa..... Zingaaeelaaa.........       koptuk gidiyoruz ikinci durağımızı anlatacaktım :) burası tarihi yapı Asansör: 1907 yılında musevi iş adamı Nesim Levi tarafından yaptırılmış ve kot farkı 58 m. olan iki caddenin birbirine bağlanması için kullanılan 155 basamaklı merdiveni ortadan kaldırmış.. eskiden su ile çalışıyormuş şimdi elektrikle :) yapının bulunduğu sokağa adını veren ise Dario Moreno: yahudi asıllı Türk gitarist, piyanist ve sinema oyuncusu.

23 Mart 2012 Cuma

izmir seyahati-3;

sıradaki bölüm: kemarlatını geziyoruz :)
tarihi eserler ve binalar arasında kurulu taşıt girmeyen eski kokan sokakları ile harika bir çarşı kemeraltı... bazı binaları çok kalabalık olduğu için fotoğraflamak mümkün olmadı zaten hep yukarı yukarı çekilmiş kareler farkındaysanız, bazende dayanamadım insanları da dahil ettim.. izin de alamam onlardan yayın için de olsun varsın turist misali işte :) deyip basıverdim deklanşöre;

22 Mart 2012 Perşembe

unutulmaz saz Üstadı: Şair: Ozan: Aşık Veysel;




Ah çektikçe erir gider
Yüreğimin yağı benim
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim

Gam leskesi saf saf oldu
Hep sözlerim boş laf oldu
Senin yolunda mahv oldu
Gençliğimin çağı benim

şiir: bahar'a dair..

şöyle yanıbaşıma çimenlere uzan..
kulak ver gümbürtüsüne dünyanın.
sonra güneşin, baharın ve aşkın
türküsünü söyleyelim bir ağızdan...

[Ataol Behramoğlu]

[görsel]

21 Mart 2012 Çarşamba

izmir seyahati-2;

ilk günün birinci bölümü: konak'ta metro dan iniş ve konak civarını gezme :) YKM nin önünde adadeniz' im ile buluşma ve sahil turu... işten çıkıp gelen selin' im ile de kemearltı' nda buluştuk, sonrasında bir başka bloger aylin artık düğüne gün sayarken bizede vakit ayırıp geldi saolsun.. güzel tatlı bir akşam üzeri geçirdik birlikte..

dünya şiir günümüz kutlu olsun;

Bak, efendim, hoş ilkbahar erişti,
buz eriyip sulandığı zamandır.
Lale, sümbül, gül, menekşe yetişti,
bülbüllerin dillendiği zamandır.

Çayır, çimen, mis kekikler yüzünde,
safa ulur gönül bahar, yazında,
acep haller olur komşu kızında,
kirazların allandığı zamandır.

Altın başak nazlı nazlı sallanır,
gün vurdukça çiçekler hep allanır,
on dördünde dilber, dudak ballanır,
süt kaymağın ballandığı zamandır.

[Emirî]

19 Mart 2012 Pazartesi

izmir seyahati-1;

izmir'deki ikinci gün ile başlamak istedim;
zira çok anlamlı ve desteklediğim bir yürüyüş vardı..
orada olmak bu yönden de anlamlı oldu;

17 Mart 2012 Cumartesi

karşıyaka'da izmir'in gülü :)

Karşıyaka'da İzmir'in gülü

Seyran ediyor elinde mülü
Beri yakada gönül bülbülü

Ne garip garip öter yuvada
Ne hazin hazin uçar havada

Bakın şu kızın ela gözüne
Sabah güneşi vurmuş yüzüne
Sitem hançeri takmış göğsüne

Ne garip garip öter yuvada
Ne hazin hazin uçar havada

16 Mart 2012 Cuma

sıradaki gelsin :)

çorap söküğü gibi oldu benim çantalar :)
ardı ardına dikiliyorlar :)

bakalım sıradaki kiminmiş:
burcu nun dün günü doğum günüydü ve ben evde toplanmayı beklerken herkes oturdum sıradaki çantayı da kendisi için diktim..
sürekli defter kitap taşıdığı için hemen kullanmaya başlarım dedi.. beğenmiş olması beni mutlu ediyor zaten kullanmasada olur :)

oje: Pastel Nail Sticker;

tırnaklar kısa olduğu için tabiki deseni tam ortaya çıkaramadım  ben.. ama uzamasını da bekleyemediğim için orta güzellikte birşey çıkardım ortaya :)

bu etiket kolayca çıkıyor paketinden ama çok ince çizgi çizgi olduğu için el çabukluğu istiyor.. cımbız v.s. gibi aletlerde kullanılabilir yapıştırırken ama cımbıza da yapışırsa yine parçalanma ihtimali var.. yani ne kullanırsanız kullanın hızlıca yerinden söküp tırnağınıza yapıştırmanız gerek..

ben zeminde pembe kullandım.. üzerinede cila.. pek anlaşılmasada gül deseni uygulamasıda böyle işte :)

15 Mart 2012 Perşembe

biçilmiş çanta stoklarından bir tane azalttım :)

çook önceleri kesip doğradığım kumaşlardan birkaç parçasını dün akşam birleştirme fırsatı buldum :) yani bir çanta diktim :) yeğenimin doğum günüydü ve bende nacizane kendisine hediye ettim bu kelebekliyi.. biçilmiş olduğu için ayrıca kolay model olduğu için çok hızlı dikildi.. süper yöntemmiş valla...

çantalık olur dediğiniz kumaşlardan bence kesin biçin bir kenara koyun :) lazım olduğunda süper hızla dikip hediye edebilirsiniz.. 

14 Mart 2012 Çarşamba

anlaşılmayan şeyler;

Kolay bir hüzündür gecenin kovuğundan sarkan
Ellerindeki paramparça geçmişin sığ bir gövdesidir yolun ortasında
Erken bir gülüşe başlarken (tutanabildiğin yalnızca bir gülüş)
Ve sanki (kendinden korkan) bir erken bağlanmışlık varoluş ve tükenişin.
Bir görüntü anlatır (sanki) bir yolun, bir yoğunluğun ortasında bal rengi kanı
Ve ayrılığın ta içinde biriken küllüğüdür özlemin.
Eski, hep eski anlatılmamışlıktır defterlerin.
Kuruyan su.
Kuruyan uykusu.
Ve kan yine de bal rengi derbederliğin.

[Murathan Mungan]

oje: Pastel Nail Sticker;

çekimler cep telefonundan :) inanın dört gün kullandım bu manikürü ama bir türlü normal bir fotoğrafını çekmek kısmet olmadı.. gece denedim makinenin pili bitmiş: taktım şarj olsun derken uykum geldi yattım.. ertesi gün dışarlardayım.. tam çekeceğim bu seferde normal ojelerin uçları kötü olmuş hadii sil hepsini yeniden sür :) sonra gene uygun vakit yok :) derken baktım olmayacak dün işyerine geldiğimde çıkarmadan önce fotolarını çektim.. of yazarken sıkıldım beee.. ama diğer uygulama için bu akşam foto çekme azmi içersindeyim.. uygulama örneği için tık tık

10 Mart 2012 Cumartesi

ay yıldızım: hep yükseklerde parılda sen!!!!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

9 Mart 2012 Cuma

ya ev'de yok'san;

Aşkınla ne garip hallere düştüm.
Her şeyim tamam da bir sendin noksan,
Yağmur taş demeden yollara düştüm.
İçim ürperiyor ,ya evde yoksan .

Elbisem gündelik,pabucum delik,
Haberin olsa da sobayı yaksan.
Yağmur iliğime geçti üstelik,
İçim ürperiyor ,ya evde yoksan .

bugün rejime başlayacaktım: ama yanlış sefer taslarını almışım :)

hani dedim bir süre az yesek bişi olmaz.. gözümüzün gördüğünü değilde lazım olanı,  kilo yapanı değilde vitaminli olanı tüksetsek! tabi olur ama heryerde herşey bulunmaz evden hafif yiyecekler ile doldurulmuş sefer tası almak lazım diye düşündüm.. öyle de yaptım: kaptım sefer taslarını işe geldim... amannnnnnnnn ne göreyim hep abur cubur taslarını almış gelmişim... tüh bugünde başlayamadık rejime.. eee ne yapalım kısmet pazartesiye :))))))

8 Mart 2012 Perşembe

yeni kumaşlar: dikmelik değil ama saklamalık hehehe :)

ıkea'dan bir kadıköy kumaşçılarından iki parça var listede kalanı ümraniye'yi talan ettiğimiz bir günden :)

7 Mart 2012 Çarşamba

d-Gu'nun isteği üzerine hobi köşem: minik atölyem :)

aslında daha düzenlenecek çok detay var: masanın altındaki hurçlar boşaltılacak raflarada yerini alacak.. birkaç plastik kutu daha alınacak ve hurçlardan arta kalanlar kutulara konulacak.. ütü masasının kılıfı yenilenecek, oda da tek priz olduğu için uzatmalarla iş yapıyoruz sürekli bunlar için daha düzenli ve temiz bir çözüm bulunacak ve perdemiz revize edilecek.. yani istediğim bir perde var onu yapmak için uğraşıyorum basit ama arzu ettiğim desen kumaşı bulamadım henüz umarım bu hafta sonu :) 

6 Mart 2012 Salı

bardaklaşma etkinliği: bana gelenler;

sevgili madamDöGonç 'un düzenlediği bardaklaşalım etkinliğinde bana gelen bardak ve içindekilerrrrrrrrr;

etkinlik arkadaşım Aylin 'im yayınlamakta geç kaldım biliyorum, özür diliyorum.. çünkü kendi işimi bitirmediğim için henüz bunların benim olmadıklarına karar vermiştim.. dün akşam sona gelince kendi yaptıklarımda, artık bu cicişler benimdir diyerek kutularından çıkardım ve fotolarını çektim nihayet!!!!!!!!!!!!!!!!
her biri ayrı güzel ve incelikle seçilmiş...
çoook teşekkür ederim..
sevgiler....

İstanbul hatıЯası ve metalik ojelerim;

bir sanatsal faaliyeti daha yine sultan' ın sayesinde gerçekleştirebildik... Tarık Şerbetçioğlu' nun yazıp yönettiği ve oynadığı: İstanbul Hatırası!! harika bir oyundu!!! son hafta olması nedeni ile bundan sonraki şu gün şu sahnede oynuyor diyemiyorum.. meraklıları takip edecek artık başka çare yok ama duyarsam haberim olursa mutlaka yazarım..  şuradan bu ayki oyunlara göz atabilirsiniz..

ojelerime gelince: alixe avien 321 metalik gri.. yabancı sitelerde gördüğüm ve çok beğendiğim tam metal gibi duranlara hayran hayran haftlardır baktıktan sonra muadil yerli üretimini bulup aldık :) yüzde70 benim için aynı hissi verdi doğrusu..

5 Mart 2012 Pazartesi

göz gördü... can çekti... el pişirdi... :)

sabah gezmediğim görmediğim yayınlara bakarken, sevgili funda'mın son yaptığı lezzetlere bakakaldım;

tahinli kek: ki ne zamandır tarifini alıyor alıyor ama bir türlü yapamıyordum..

sonra ıspanaklı krepler çıktı karşıma.. onlara da baktım baktım hem blog'da hem face'de içim gitti resmen... daha kahvaltı da yapmamıştım.. zira daha da bir aç kurt gibiydim yani... hemen bakkala koştum: un süt yumurta kaptım geldim :)

dilimdeki şarkı: direniyorum;

Sessiz bir mecra şimdi hayat
Sen giderken soğuktan soğuk
Dondu yüreğim, durdu yaşam
Savaş sonrası gibi kalbimin içi
Kan ve revan

Büyür git gide inan yokluğun azap
Yeryüzünde günahlarımla boyanmış
Bir hayat var geriye kalan
Gözyaşlarıyla yazılmış her satır sözlerimde