30 Aralık 2022 Cuma

kadeh kaldırmak yada tokuşturmak..

 

günümüzde hep alkol ile ilişkilendiriliyor kadeh kaldırmak, kadeh tokuşturmak.. benim için böyle bir sınırlama yok, bütün içecekler ile yapabilir diye düşünüyordum.. sonuçta neşeli bir anda aynı ortak fikre karara yada duyguya varıldığının onayı, sözü yada kabul edilişi gibi bir şey olarak düşünürüm..

geçenlerde karşıma çıkan bir yazıda, kadeh kaldırmanın, tokuşturmanın eski çağlarda kendini korumakla ilişkili olduğunu öğrendim.. şöyle ki gidilen yerde ikram edilen içeceğin içine zehir konulup konulmadığını anlamak için kadeh tokuşturulur ve o hızla sıvıların bardaklar arası transferi sağlanırmış.. böylece ev sahibinin tokuşmaya katılması içeceklerde zehir olmadığının kanıtı olarak değerlendirilip rahatlıkla içilirmiş..  ortalığa döküp saçmak boşuna değilmiş yani.. 

bir diğer rivayete göre de bardakların birbirine vurduğunda çıkan sesin kötü ruhları korkutup kaçırdığına inanılırmış.. tahtaya vurmak gibi.. 

diğer bir rivayet yine ruhlarla ilgili; dökülen içkileri ruhlar içer insanları rahat bırakırlar diye düşünülürmüş.. 

korkuyorum ben şimdi tokuşmaya devam edelim mi etmeyelim mi? 

ruhlar, gidin ya benden uzak durun dakikada elli tokuşturma yaparım söz :)

29 Aralık 2022 Perşembe

emeklilikte yaşa takılanlar..

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) sorunu 1999 yılında çıkartılan 4447 sayılı yasayla başladı. Türkiye’yi işsizlik sigortası fonu ile tanıştıran kanun ile emeklilik yaşı kademeli olarak artırıldı. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal kararıyla kademeli geçiş süreci 2002 yılında çıkartılan ikinci yasayla çalışanların lehine biraz daha iyileştirildi. Emeklilik yaşının uzatılmasından etkilenenlerin sayısının ilk yıllarda az olması, 2000 – 2001 yıllarında yaşanan ekonomik kriz süreci dolayısıyla ilk başta yasaya tepkiler cılız kaldı. Emeklilik yaşı yaklaşan ancak emekli olamayanların sayısının artmasıyla tepkiler de giderek çoğaldı. 

yıllar geçti; ne çok konuşma, eylem, başvuru, miting yapıldı ne çok bayrak sallandı.. bu kadar çabadan sonra yıllardır bekleyen emeklilikte yaşa takılanlar dün akşam açıklanan yasa düzenlemesi ile çözüme kavuştular.. artık yılı ve prim günü dolanlar başvuru yapıp emekli olabilecekler.. düzenlemenin yapılacağı sıcak takipte olduğundan gün eksiği olanlar son iki haftadır ssk'da kuyruklar oluşturdular bile.. kadınlar doğum, erkekler askerlik borçlanması ile açıklarını kapatma çabasına girdiler.. neyse ki toplamda kabul edilen prim gün toplamı 5bine çekilince hem kadın hem erkekler rahat bir nefes aldılar.. 

bende.. 😊

2018de yirmi yılımı ve gün sayımı doldurmuştum.. nasıl onca yıl çalıştım, ne zaman geçti onca yıl derken eyt bekleyişimde beşinci yılını doldurdu.. zaman su misali akıp geçiyor.. yalan dünya dönüyor.. şimdi olduk olmadık, başvurduk vurmadık, bağlandık bağlanmadık derken bi bakmışız sene sonunda bu günü yaşayalı bir yıl olmuş diye anacağız.. 


"emek olmadan, yemek olmaz" 


evet aylardan ağustos ve maaşım bağlandı :) 

28 Aralık 2022 Çarşamba

saygı mı korku mu?

bir insana saygı duymak mı yoksa ondan korkmak mı.. hangisi o insana olan bağlılığı artırır.. ben olumlu güdüleme taraftarı olduğum için saygı duymanın bağlılığı artırdığına inanıyorum.. bu şekilde kazanılan saygı daha kalıcı bir bağlılığa dönüşür.. en azından aynı ortam paylaşıldığı sürece.. 

mesela bir çalışan patrondan korktuğu için işe vaktinde geliyorsa bana göre hiç gelmesin daha iyi.. bence işini sevdiği için gelmeli.. bu da iki şekilde olur, birincisi yaptığı işi gerçekten kendisi seviyordur, ikincisi işi ona patronu sevdiriyordur.. bu ikisinin bir arada olduğu zaman ki iş verimliliğini hayal bile edemiyorum.. bu tarz çalışma ortamında çalışan kişi iş dışında kendini motive edecek fazlaca bir şeye ihtiyaç duymaz.. mutlu zamanlar geçirir, hobileri ile uğraşır ertesi sabah yeniden severek işine gelir.. öyle ki hafta sonu olduğunda bile bir an önce pazartesi olsa da işe gidip işimi yapsam diye düşünür..

ama korku ile işe bağlanılan çalışan hep cumayı bekler, işten uzaklaşacağı anın hayalini kurar.. bunu yaşayan çalışanlar için cuma sabahı çok kutsaldır :) bazı işyerlerinde altıncı gün çalışıldığını biliyorum tamam o zaman son iş gününün sabahı diyelim.. ne tadına doyulmaz bir sabahtır o..  akşam olmak bilmez değildir.. akşam olsun da istemez aslında çünkü en keyif aldığı gün o gün olur.. ertesi gün uzaklaşacak olmanın hüznü bile gelir son saatlerde.. ama son saat artık özgürdür.. pazartesi sabahına kadar başka bir gezegende olacakmış gibi hafifler.. 

bunun ardından yaşanılan pazartesi sabahı sendromları da yadsınamaz bence.. 


" hiçbir şey, korkuya dayanan saygı kadar iğrenç değildir.." (albert camus)

26 Aralık 2022 Pazartesi

eskiyen yıldan, yenilenen başlangıçlara..

 

evi taşıdım kendimden geçtim :) yol çok uzun oldu.. baştan iş saatime uygun nasılsa yetişiyorum dedim, mesafeyi görmezden geldim cesaretle.. yollarda kitap okuyorum dedim eğlendim.. ama süre geçtikçe zorluklar olmaya başladı.. erkenden işte olmam gerektiği günler olamadım.. hesaplayıp çıksam da bi şekilde geç kalmayı başardım.. 

yani diyeceksiniz ki biz beşte altıda kalkıp yollara düşüyoruz sende düşseydin, ne kadar nazlısın.. nazla alakası yok, yaşadıklarımla alakası var.. uzun yıllar erkenden kalktım bende herkes gibi.. üretim olan yerlerde çalıştım servisle işe gittim herkes gibi.. ama herkes gibi iş saatine bağlı kalmadım ben.. iş bitmeden eve gidemedim.. gerekmediği halde çok mesai yaptım.. gerekmediği diyorum çünkü bunu kıskanan insanların yaftalamasıydı bu bana ve sanırım çalışmaktan en keyif aldığım en çok çalıştığım ama en çok eğlendiğim yerden bu yafta bu kıskanç insan yüzünden istifa etmiştim yıllar önce.. sonrasında girdiğim yer beni insansal muamele konusunda tatmin etmeyince ayrıldım, sonrasında da en uzun süreli çalıştığım yere girmiştim 2006 yılında.. 2020 de tasfiyeye kadar da çalıştım orada.. 

huzur bulduğumda istikrarlı çalışırım ben sonsuz süreli.. hiç çıkmayacakmışım gibi.. o yüzden kapanana kadar çıkamadım o işyerinden.. aslında o demek soğuk geliyor bana onca yıldan sonra kendi işyerim gibi olmuştu aslında.. ayrılırken herkes en fazla bi koliye koyar elinde taşırlar masalarındaki eşyalarını.. ama ben kutulara sığamadım elde taşınacak gibi de olmadım :) nasıl yerleşmişim nasıl benimsemişim siz düşünün.. 

sonrası için bi hayal kurmuştum aslında ama zamanla değişen koşullar beni yine savurdu bir yerden bir yere ve evime yakın bir işe geçiş yaptım.. daha yeni.. her şey yeni.. 

bu yıl değişim yılı oldu.. sonsuza kadar oturacağımı sandığım evden taşındım.. sonsuza kadar çalışacağımı sandığım işten ayrıldım.. hep radikal kararlar vermek gerekir derlerdi.. ben vermedim şartlara bağlı gelişti kararlar beni buldu.. 

herkes için hayra çıkacak yollar, sevgiyle sarılan kollar dilerim.. 

yeni yılda daha çok hasbihal etmek niyeti ile.. 

4 Mart 2022 Cuma

yeni yıl, yeni başlangıçlar ama eskimeyen şenliğimiz yakında yayında..

 

kış bitti bende bir değişiklik evimi taşıdım.. bu hafta onla meşguldüm ve daha yerleşemedim bile.. biliyorsunuz ki şenliği de hala devam ettirmeye çalışıyorum.. bu sefer liste biraz gecikmeli oldu ama gelecek bir kaç güne.. 

okumaya devam .. ♥