29 Eylül 2010 Çarşamba

ortaya karışık;

yeni askerlerim katıldı makara ordumuza :)
sanki atölye açtın diyor kardeşim ne yapıcan bu kadar makarayı :) bende savunuyorum kendimi: - lazım olduğunda o renkden yok demek hoş olmuyor :) hele birde geç saatlerde çalışmalar yapınca feci oluyor.. hatırlıyorumda bir gece kırmızı makara krizi yaşamıştım!
hemde kırmızı en olması gereken renklerden biri ama yoktu işte :) bu cicişde beni görünce tuhafiyede illaki seninle geleceğim diye takıldı peşime;
olmaz dedim dinlemedi; evde senin gibi üç kişi daha var dedim dinlemedi;
bak param yok dedim dinlemedi :) atladı çantaya bir anda :)
işte böyle masrafçı mehmet amca'ya her gidişimde peşime takılan bişiler oluyor :)bu cicişlerde son gece ürünleri.. bu sefer herşey yolunda gitmedi ama;
nedenini anlayamadım bir ayarsızlık oldu makinede..
kumaş/iplik/iğne üçlemesindeki denkliği bozuldu gece geceneden olduğunu çözecek kadar vaktim de yoktu doğrusu daha çok da sabrım yoktu :)
makinenin dikmediği yerleri elde dikmeye koyuldum; önce kitty bitti sonra kedişler;gecenin bir körü olunca üçüncü sarı şeker sonraya kaldı malesef;sahibi üzülmez umarım en geç bir iki güne gene açarım tezgahı merak etme :)
... herkese sevgiler ...

28 Eylül 2010 Salı

peçetelerim geldi;

sevgili lila'nın evine gittim geçen gün..
baktım çok peçetesi var.. aldım bir kaç tanesini geldim :)
şaka şaka gitmek isterdim tabi heryere gitmek istediğim gibi ama olmadı,
ben kargo ya verdim benim peçetelerimden o da benim beğendiklerimi kargo ya verdi
ve bugün geldiler.. çok mutlu oldum.. kendisine çooook teşekkür ederim..
benim yolladıklarımın fotosu yok, yayınlasamda isteyen varmı diye sorsamıydım acaba?
vaktim olursa en kısa zamanda diyelim o zaman :)))

ezogelin çorbası;

en son tarifini deryalımdan almış olan sevgili gülcan'ın mutfağında görüp
ağzımın sularının aktığından beri;
yapmak istiyordum bende, bugün ofisde ne yesem modundayken;
şimşekler çaktı beynimdeeeeeee ve hemen koştum mutfağaaa :)
bir küçük soğanı pembeleşinceye kadar kavurduktan sonra, bir küçük patetes ve minik bir havucu rendeleyip ilave ettim. bir miktar sotelendikten sonra, bir büyük çay bardağı mercimek, yarım çay bardağı pirinç de yıkanıp tencereye katıldı :) dibine tutmasın diye de birazcık da su ilave edip domatesleri rendelemeye koyuldum. sanırım üç domates yetti ama rengi açık açık olduğu için bir kaşık da salça ilave ettim ve tencerenin ağzı kapalı bir müddet pişirdim. sonra hemen kaynamış su, tuz, nane ve karabiberini ilave edip pişmeye bıraktım. kısık ateşte kıvamını alıncaya kadar piştikten sonra afiyetle yedim. farkettiğiniz üzere tarifde bulgur yok!! pişirmeye başlayınca dışarı çıkıp alma imkanım olmadı o yüzden bu seferlik böyle olsun dedim :)
aynı günün akşamında sevgili rabiasultan'a davetliydim..
benim için hazırladığı akşam kahvaltısında süper lezzetler vardı..

27 Eylül 2010 Pazartesi

hayal gücünü kullan hobini göster etkinliği.2.


haydi arkadaşlar! daha önce katıldığım, çok da eğlendiğim etkinliğin ikincisi başlıyor..
katılım için 2Ekim' e kadar vaktiniz var!
sevgili yeteneksizim ve ojeli parmaklarımın evsahipliğindeki
etkinlikte kullanılacak malzemeler katılımlar tamamlandıktan sonra açıklanacak!

süre bitti!

24 Eylül 2010 Cuma

blogger'lar caddede!


sevgili bahar, sanemiko ve keddy cumartesi günü bağdat caddesinde buluşuyorlar!
orada olmak ve tanışmak isteyen herkeside davet ediyorlar!
benim cumartesi günüm çok yoğun ama fırsat yaratabilirsem gitmeyi düşünüyorum..
... güzel günler dilerim ...

20 Eylül 2010 Pazartesi

yardım kampanyası;

sevgili elişlerim fidoş;
yetim ikiz kardeşlerin üniversite harcamalarına destek vermek;
için bu kalpli süsleri üretip satıyor.. kendisi üretip gelirlerinide tamamen ikizler için babaannelerine teslim ediyor..
satışları bir iki başladı.. ayrıca hesap numaralarınıda yayınladı, isteyenler kalplerden almadan da yardım edebilir.. gönlünüzden nasıl geçiyorsa..

kalplerden satın almak için;
fatmafidanbasaran@hotmail.com
adresinden fidoşa ulaşabilirsiniz.

direk hesaba yardım yapmak için;
1) Ziraat bankası
devrekani şubesi
şube no:0277
hesap no:54887458-005001
Satiye Ergin
2) T.İş Bankası
Kastamonu şubesi
şube no:05200
hesap no:1218795
Satiye Ergin
(ikizlerin babaannesi)

17 Eylül 2010 Cuma

bayramı tatlandıranlar;

tarladan sivri biber ve domatesi toplayıp kırmızı soğanıda katıp harika bir salata yaptık;
kekik nane limon yağ ve tuz ile tatlandırıp afiyetle yedik :) hazır yufka ama olsun köy minzisi (lor) köy sütü köy yumurtası ile hazırlanan için ile
harika oldular;
akraba ziyaretinden bir menü; yaprak sarma,
kesme makarna ki bizim oralarda çok tercih edilir. diğerine çarşı makarnası derler :)
nanesi taze kurutulmuş, salatalığı tarladan toplanmış cacık,
ve yine çoban salata;
benim hazırladığım menülerden biri; çarşı makarnası :)
patlıcan diblesi, yumurtalı pazı kavurma,
ve evde gelinimizin mayaladığı yoğurttan yapılmış ayran;
babamın özenle baktığı döngeller;
bizim oralarda muşmula da denir;
kabaklı kara lahana çorbası; kabak bal kabağı gibi olanlardan bir cinsi var ama adını unuttum;
yani dolmalık kabak değil, bildiğimiz büyük koca kabaklardan;
öyle nefis oluyorki bu karışım; süper..
annemin elinde büyüyen domtesler :)
ben onlara öyle diyorum.. kapıya çıkıp haydi domtesler sofraya diyorum: geliyorlar :)
ve sivri biberler; renkleri kendileri öyle güzeldilerki
toplamasakda dalında kalsalar diye çok hayal ettim :)
bir akşamki balık şenliğine eşlik eden patlıcan;
bu fotoğraftan sonra sofraya közlenmiş patlıcan salatası olarak geldi :)

bunlarda tarladan toplanmış mile patatesler :) yani bildiğimiz patates ama minik oldukları için
öyle hitap ediyorlar onlara :) haşladık bir tencere dolusu bu milelerden sonra ne mi yaptık?
işte burda; soğan maydanoz kırmızı biber ile birlikte kavurduk..
terayağda koyduk; off o kokuya bitiyorum ben..
bu annemin elinden yöresel speciallerinden biri;
sebzeli krep/bizim oraların kayganası;
bu pazı maydanoz ve kurusoğanlısı :)
mısır unu ve buğday ununu birlikte kullanıyor annem;
hem mısır ununun lezzetini versin hemde ağır olmasın hem mısır kokmasın diye beyaz un;

bu cicişler; mısır unu olmak için güneşleniyorlardı;

yedik içtik geldik işte tatilden; aslında bayramdan demek daha doğru olur.. bayramın gerekleri ne ise onları yaptık hep birlikte.. ben bu yıl tatil yapmadığım için adına tatil de diyorum işte.. köyde toprak ve yağmur kokusunu duya duya, denizi seyrede seyrede.. bahçeden topladık pişirdik yedik işte :) herkesin ellerine sağlık diyorum.. tariflerde zorluk yok, detaylarını anlattım ama daha fazla bilgi isteyen olursa ayrıntılı yazarım..

... sevgiler ...

fotolar için tık

el emekleri için tık

16 Eylül 2010 Perşembe

ramazan bayramından;

ramazan son sahur'unu yollarda son iftar'ını da trabzonda yaptım;
annemlerle birlikte.. çok mutlu oldular..
bende..
gitmeden hazırladığım miniklere bayramlıkları biliyorsunuz. ayrıca birkaç projem daha vardı ama zamansızlık yüzünden bitirememiş ve son gece çok üzülmüştüm..
çözüm olarakda malzemeleri toplayıp götürmek olarak buldum :)
bu karar üzerine;
eşyadan çok elişi malzemeleri doldurduğum iki küçük valiz ile kendimi köyde buldum;
ve YL [yapılacaklar listesi :)] nde olan işlerden biri olan bu boya kalemlerini saklamak için açık kalemliği diktim :) ismini bilemedim şimdi ben :)tamamını elimde diktim makine vardı ama kullanmadım;
bu hali ile daha çok beğendim ben.
bir akşamda; annemin mutfak camı için buralardan alıp gittiği boncukları tülden şeritlere dizip astık istediği gibi.. kenarları overlok tül parçaları lazımdı aslında ama seneye de o model yaparız şimdilik böyle olsun dedik :)
keçelerde benimle birlikte geldiler ama o kadar çok gelen giden;
giden gelen oldu ki :) hiç fırsat olmadı son gecede bunları çıkarabildik;
arabalı olanı geline yaptırdım, diğerlerini ben yaptım, bir dahakine yapıp biriktireyim bayram için bir kutuda gelirken alıp gelirim diye hayal kurdum..
heleki o taçlar nasıl bitti gitti anlayamadım; biri geliyor alıyor diğerine haber veriyor diğeri geliyor el öpmeye.. ayak sesi duyunca annem artık taç almaya geldiler bak gene diye
tahminlerde bile bulundu :)bunlar annem için; lavanta kesecikleri; aceleden süssüz oldular, dolap içine çekmece içine koysun diye yaptım; ama az oldu bunlar dedi :) göz kapaklarım kapanırken bu kadar oldu işte..
bu küçük yeğenimin faaliyeti :) OK'larını koymak için yaptığı kutu :)bu cicişler her yerde arayıp en son KOZZY alışverişmerkezinde bulabildiğim;
Flormar Nail ART ojeler :) aşerdim resmen bu ojelere.. onları da toplayıp köye götürdüm tabiki;
ama pek faaliyet yapamadım.sadece bu neonları sürdüm; hemde rengarenk;
her tırnağa ayrı; yeğenim öyle istedi:)
ama foto yok foto çekeyim dediğimde çoktan bozulmaya başladılardı çünkü:) bu üçlüde Pastelin yeni serilerinden.. sarı o kadar ışıltılıki anlatamam daha doğrusu fosforlu :)
ikiyüz kilometreden seçilecek kadar :)
bu üçlü vazgeçemediğim sıkça kullandıklarımdan; yine flormar;bu dörtlüde hayat kurtaran ekibim: manikür solisyonum; rakı beyazı flormar ojem, altın yaldızlı Golden Rose ojem, ve Alix Avien simli ojem;bu faaliyet büyük yeğenin emeği; kılıç :) bana saldırdı bununla ama başarılı olamadı :)

böyle kısa yazıp geçtiğime bakmayın altı gün boyunca sabah kahvaltı, akşam yemek, aralarda büyük ziyaretleri, komşu ziyaretleri, hasta ziyaretleri, mezarlık ziyaretleri derken hiç duraksamdan dolanıp durduk.. annem ve babam çok mutlu oldular orada olduğum için; bayramlarda gurbet girince işin içine bir garip oluyor insanın yüreği.. onca güzel an yaşadık ama annem her seferinde mehmet de olsaydı dedi durdu altı gün boyunca.. işte ana yüreği!!

öyle güzeldiki köy hayatı benim için; ordakiler kısaydı da ondan dediler; sürekli kalsan bıkarsın dediler ama bilmiyorum işte.. ne yiyelim dediğimizde bahçeye üç adımda inip patlıcanları tencereye atıp sobada ateşte pişirip yedik mi? yedik.. o zaman benim için güzeldi :))

fotoğraflar için tık

yemişler için tık

ramazan bayramında trabzon;








[bardakdaki cappy elma suyudur :)]