Her sabah olduğu gibi bu sabah da işe gitmek için zar zor uyandınız. Yine sanki hiç uyumamış gibisiniz, dinlenmiş, rahatlamış gibi hissetmiyorsunuz. İşe gitmek zorundasınız, kolunuzu kıpırdatamıyorsunuz. Ne giyinmek ne de kahvaltı yapmak içinizden geliyor. Yüzünüzü bile yıkamak istemiyorsunuz.
Oturup kaldığınız yatağın ucundan, boş boş bakarken gözünüz baş ucunuzdaki saate takılıyor, saniyelerin hızla ilerlediğini görüyorsunuz, içiniz daha da sıkılıyor. Elinize geçirdiğiniz en rahat kıyafeti giyiyor ve kapıdan çıkıyorsunuz. Kimsenin suratını görmek, kimseyle konuşmak istemiyorsunuz.
Yoğun bir huzursuzluk, kızgınlık, mutsuzluk, çaresizlik duygusu yaşıyorsunuz. İşyerinize geliyorsunuz ama kendinizi hiç buraya ait hissetmiyorsunuz. Masanızın başına oturuyorsunuz, içinizden mırıldanıyorsunuz: “Bu tam bir işkence.” Tükenmişlik sendromu yaşıyor olabilir misiniz?