31 Temmuz 2012 Salı

unutulmayanlar: Hüseyin PEYDA;

Hüseyin Peyda, (27 Ocak 1922, Şanlıurfa - 30 Temmuz 1990, İstanbul)


1922′de Urfa’da doğdu. Asıl adı Hüseyin Örmen’dir. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümünde bir süre okuduktan sonra Türkoğlu adlı bir dergi çıkardı. Çeşitli işlerde çalıştıktan sonra sinemaya oyuncu olarak girdi. Oynadığı bir çok filmde, sigarayı serçe parmağının arasına sıkıştırarak tutan, renkli gözlü, kötü karakterlerin değişilmez oyuncusuydu…

hoşgeldin: beytullah bebek;

bu sefer doğum vaktinden önce memlekete giden birini bulmuşken elimden ne geliyorsa yaptım ve kuzenim için hazırladığım cicişleri gönderdim di.. bir hafta olmak üzere bebeğimiz dünya'ya geldi.. sağlıklı sıhhatli ama sarışın değil :) simsiyah saçları var ve bu figürü alırken satıcıya demiştim bunun esmeri olması lazım bu aileden sarı bebek çıkmaz diye :) ama olsun bebeklerin hepsi melek zaten renk ayrımına gereNK yok diye konuyu kapadık dı...

26 Temmuz 2012 Perşembe

selimiye'de bir kütüphane;

bir çarşamba günüydü.. üsküdar selimiye'de mahalle pazarına çıkmıştık sultan ile.. sonra herkesin beklediği ama bizim beklemediğimiz yağmur üstümüze düşüverdi :) biz beklemiyorduk çünkü kuzey/güney setinin oralarda foto çekilmeye çalışıyorduk ama yarım kaldı böylece... o anda hep sevdiğimiz, hep aklımızda olan kütüphanelerimizden birinin içinde buluverdik kendimizi: selimiye halk kütüphanesi... belleğimizdeki hallerinden daha da güzeldi burası! daha çok kitap var artık eskiye göre.. hatta bilgisayar bile var.. ders çalışma bölümleri.. evde yerim yok çalışamıyorum diyenlere artık üzülmüyorum.. meğer büyük bir hazine var ellerimizin altında da biz değerlerini bilmiyor görmezlerden geliyormuşuz..  

24 Temmuz 2012 Salı

bir bebek hoşgeliyor partisi;

ramazandan önceydi, güzel güneşli bir gündü.. kuzenlerim bursa'dan fıstıkvepati'de bodrum'dan tatilden gelmişti.. ben çok heyecanlı ve panik bir şekilde pasta ve kurabiye yapmaya çalışıyor telaşlandıkça dostlarım tarafından sakinleştiriliyordum :) gece bitip güne bağlandığımızda uyuduk :) öğlen olduğunda ise işler bitmiş kahvaltı yapılmış.. pastalar hazırlanmıştı bile.. eh bu kadar yetenekli insanlar olunca etrafımda başka türlü olmasını bekleyemezdik değilmi? çok eğlendiğimiz, sohbet muhabbet ve neşe içersinde geçirdiğimiz güzel bir gün oldu.. sevgili mutfakdoktoru'muzun bebeği için organize olduğumuz bu ışıltılı günde katkısı olan herkese bende kendi adıma bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.. tema'mız nirvana'nın çok sevdiği yusufçuktu.. renk de maviden farklı olsun da ne olsun dediğimizde yine kendi seçimini öğrendik ve bu cicişleri çıkardık ortaya! elimizin yettiğince hazırladığımız günden fotoları görünce ben asıl şok oldum.. detaylar ne kadar da güzelmiş be dedim.. renk zaten bir dönem aşkımdı benimde :)

20 Temmuz 2012 Cuma

bereketli ve hayırlara vesile bir ramazan olması dileği ile;

Ramazan ayı (Arapça: رمضان Ramaḍan), Hicri takvime göre yılın dokuzuncu ayı. İslamiyet'te Ramazan, oruç tutma ayıdır ve kutsal kabul edilir.

Arapça kökenli bir sözcük olan "Ramazan", "Ramiza" (çok sıcak olma) kökünden geldiği düşünülebilir. Ramazan ayı, İslamiyette Hicri takvimin kullanılmayıp Güneş takvimini kullanıldığı dönemde Temmuz-Ağustos aylarına, yani yılın en sıcak dönemine denk gelmesinden ileri geldiği söylenilebilir.

Ramazan ayının zamanı Hicri Takvim'e göre düzenlenir. Hicri takvim, Halife Ömer'in zamanında düzenlenmiştir.

Hicri Takvim bir ay takvimi olduğu için yıllar, miladi takvimden 11 - 12 gün kısadır. Bunun sonucu olarak Ramazan ayı her sene miladi takvimde öne kayar. Yaklaşık olarak her 32 senede bir, Ramazan ayı aynı tarihlere denk gelir.

nüfus kağıdı bohçası;

bizim oralarda (trabzon) adettir söz kesilme yapıldıktan sonra nüfus kağıdı verilir.. yani damat tarafı sözü aldık ama bu yetmez verin bakalım kızımızın kafa kağıdını da emin olalım vede nikah işlemlerine başlayalım nidaları ile gelirler nüfus kağıdı almaya.. ve geleneklere göre bir tepsi içinde sunulur erkek tarafına nedime niyetine gelinin bir yakını tarafından.. bu tepsi her şekil olabileceği gibi gümüş olsa çok makbul olur her zaman daha bir göz doldurur.. hele ki sonralardan bu gümüş telkarilerden nüfus kağıdı kapı bile yapılmıştı ki bu gelinle damadın fotoğrafını koyabileceği ve evlerine hediye giden bir model oluyordu.. şimdilerde böyle incik boncuk tül modası hakimken benim becerikli kuzenlerden mervoş; bu harika bohçacığı yapmış bir yakınımızın kızı için.. bizim evden geçiş yaptı bu nedenle fotoğraflarını çekme imkanı buldum.. törene katılamadığım için tepsi içindeki dolu halini göremiyorsunuz.. artık bir sonrakine kısmet! kapalı bir cebin dışını tül ve gül ile süslemiş ve inci boncuk ile şıkır şıkır hale getirmiş.. ışıl ışıl tül kullanmış olmasıda süper olmuş bence..

19 Temmuz 2012 Perşembe

bir süpriz bir konser ve güzel bir gece!!!!

iyi bir süpriz oldu bence.. ne yapacağımı tahmin edemediğine göre! değilmi? turkcell kuruçeşme arena'nın önüne geldiğimizde belki demiş sonra okul arkaşlarınıda görünce anlamış konsere gittiğimizi :) ya bende olsam hep merak eder sorardım yol boyunca :)

evet konu şahsın kim olduğunu söylemedim değilmi? bizim blogdayaparimkariyerde varya işte ta kendisi! d-GU tasarımlarının sahibi.. çıtır müşavir.. bir yaş daha büyümüş olmanın şaşkınlığı içinde çok eğlendi konserde!!

18 Temmuz 2012 Çarşamba

diyette yedinci gün ve diş ağrısı;

bütün şartlara rağmen diyetime devam ediyorum ve vugün son gün! ama arada kesintiye uğrattığım için kilo kaybında hedef olan rakkama ulaşamadım 5 kilo yerine sadece 1,5 kilo verdim.. ilk üç gün listeyi birebir uyguladım.. biliyorsunuzki haftasonu karışıklığı nedeni ile 4.ve 5.gün listenin dışında kaldım ama normalden çok çok az yiyerek idare etmeye çalıştım.. 6.günde tam uydum sayılır bir yiyeceğin yerine alternatifini koyarak ama diş ağrısı vurunca karpuzu kesmek zorunda kaldım.. yediğim anda sızı tavan yapmaya başladı ve bir yanağım diğerinin iki katı boyuta ulaştı :) ve ilaç kullanmaya başladım :)

16 Temmuz 2012 Pazartesi

diyette 6. gün;

sabah kahvaltısında mis gibi peynirli omlet vardı.. oh ne yedim bilseniz: bir yumurta ve 30gr.peynirden bu kadar lezzetli bir omlet olabileceğini unutmuşum :)
-nasıl gidiyor? derseniz
-sanırım pek iyi gitmiyor :( diye cevap verebilirim.. hafta sonu çok güzel iki gün iki gece geçirdim.. sevdiğim dostlarım, arkadaşlarım ve akrabalarımla değişik ve ortak zamanlı anılarımız oldu.. yemek, çay, sohbet, etkinlik, gezme tozma, alışveriş derken maalesefki diyete uyma şansım olmadı :))) ama şöyleki bunu fırsat bilipde işi abartmadım.. liste üzerinde o gün ne yediysem not aldım saklıyorum bittikten sonra toplu olarak yayınlacağım ve kilo kontrolü yapacağım.. şöyle ki bu bozukluğa rağmen kilo almadım ama vermedim de :) ama bir rahatlık var da sadece mide şişkinliğim var: malum gastrit reflü olayları.. yarında yedinci ve son gün bu iki günde uyabilirsem ve son günkü rapor fena çıkmazsa ramazan'dan sonraya devam etmek üzere diyeti askıya alıyorum demektir..

tiyatro: Hedda GABLER;

Hedda Gabler, Norveçli oyun yazarı Henrik Ibsen tarafından ilk kez 1890 yılında yayımlanan bir oyundur. 1891 yılında Almanya'da gösterildi ve Hedda'nın dönemin ahlâk yapısına uymadığı gerekçesiyle olumsuz eleştiriler almasına rağmen 19. yüzyıl tiyatrosunda ve dünya dramasında bir klâsik oldu. 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın yeni oyunu Hedda Gabler, Nisan ayının üçüncü haftasında seyirci karşısına çıktı. Henrik Ibsen’in yazdığı Emre Koyuncuoğlu’nun yönettiği oyun, 18-29 Nisan 2012 tarihleri arasında Üsküdar Musahipzade Celâl Sahnesi’nde sahnelendi ve bizde izleme şansı bulduk...

elektronikleri geri dönüştürün öğrencilere burs sağlayın;

bir kapak iki kapak derken.. tüm türkiyeye yayıldı kapak toplama kampanyaları.. ve bunların karışılığında da hem doğayı koruyor olup hemde bir faydaya imza atmak çok büyük mutlutluk bence... şimdi de ODTÜ'lülerin başlattığı bu projeye destek olmak için elimizden geleni yapalım diyorum.. ve bu bağlamda yeni bir alışkanlığı herkese yaymayı başarabilir hem öğrencilere burs sağlanmasına destek olabiliriz hemde doğadan bir zararlı maddeyi daha uzaklaştırmış olmanın mutluluğunu yaşarız..

lütfen duyarsız kalmayalım... !!!

13 Temmuz 2012 Cuma

diyette ikinci günden haberler;

karpuz kısmı çok iyi gidiyor çünkü karpuz yazın çok iyi gidiyor :)

onun dışında çok yoğrut tüketen biri olmadığım için zorlanıyorum biraz.. öyle sade sade çok yavan oluyor bende patlıcan salatasına katık edip yedim ama salata bitti yoğurt bitmedi :)

kilo: 60,7 kg

bel : 79 cm
basen: 93 cm

12 Temmuz 2012 Perşembe

seminer sonrası konser çok iyi olMUŞtu :)

mart'31 deydi fıstık ile birlikte yeni çıkacak olan ticaret kanunu ile ilgili oda'nın seminerine katılmıştık.. vaktinde gitmiş olmamıza rağmen arka sıralarda yer aldık ve hocayı ancak dürbünle görebilecek mesafede kaldık dı :) buda işimize geldi açıkçası.. elimizdeki notlara baka baka dinledik işte uzaklardan yakına gelen sesi.. sürekli olarak şuradaaki buradaaaki diye başlayan cümleleri ve sizinle özel birşey paylaşacağım deyip bizi kandıran ve sadece ticaret kanununu anlatan hocamıza çok da yakın olmak da iyi olmazdı değilmi? hahahaha.. acaip keyifli bir dinleti oldu bizim için, güldük, eğlendik, bilgiler aldık.. hocamızıda ayrıca çok sevdik!! sonrasında sultan ile buluşup bağlarbaşı kültür merkezinde konsere gitmiştim: bir bestekar anma gecesi idi ve o muhteşem bestekarlardan biri Yesari Asım Arsoy şarkıları ve hayatı anlatılıyordu!! yolda giderken bacım selma hastaneye yattım diye arayınca konserden sonra hemen hastaneye gitmiştim.. yahu ne heyecanlı koşturmacalı günlerim oluyor benim!

11 Temmuz 2012 Çarşamba

bir cuma günü hikayesi ve kaia;

mutfakta yemek yaparken
genelde masa başında çalışırım ya ben bilirsiniz ama bazı günlerde klonlanmış gibi heryerde olurum :) işte geçen cuma günü mutfak-çarşı- banka-dövizci derken akşam evde kendimi iki80 uzanmış buldum du :)

bu günce ile birlikte en sevdiğim elbisemi de size göstermiş oldum :) nere gitsem sıkça giydiğim hem altına aynı kemeri renginde sandaletle kombinleyebildiğim hemde birebir renkleri ile topuklu bir ayyakabı ile kombinleyebildiğim için çok sevdiğim ve giyerkende rahat ettiğim bir elbise bu.. kaia diye bir mağazadan aldımdı geçen sene.. ama artık bahariye şubesi kapanmış şimdi pendiklere diğer şubeyi bulmaya gitmek gerek..

karpuz diyeti: 7 günde 5 kilo;


bugün birinci günüm! görüldüğü üzere sabah menüsünü yedim bile :) geçen yılda bu diyeti yapmıştım ve bir çikolata bir dondurma ilavesi ile bitirmiştim :) ya gülmeyin ama ilk gün alışmak çok zor oldu çünkü o zamanlar çok abur cubur yiyordum dolapta çekmecede her yerde karşıma çıkıyorlardı..

10 Temmuz 2012 Salı

nail ile mutfak'ta: yumurta pizzası;

önce bakkala gittik malzemelerimizi aldık.. daha doğrusu eksik olanlarını tamamladık.. kaç yıldır ahmet abi'den alışveriş yaparım ama hiç fotoğraf çekilme konu olmamıştı.. genelde bana hazırladığı kahlatı tabaklarını fotolardım ya :) bu sefer hem ahmet abimizi çalışırken çektik hemde birlikte poz verdik :)

fırından da sıcak ekmeklerimizi aldık ve doğru mutfağın yolunu tuttuk;

9 Temmuz 2012 Pazartesi

tanıtım: etkinlik: HERBALİFE;


Herbalife ile neşeli ve lezzetli bir akşam geçirdik; EKS mutfak'da biraraya geldiğimiz sevgili arkadaşlarımız ile ve değerli şeflerimizin öncülüğünde Herbalife'li tarifler hazırladık.. kocaman neşeli ve leziz bir sofra kurduk ve yaptığımız yemeklerimizi hep birlikte tattık.. Bu güzel etkinlikte emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.. 

unutulmayanlar: Reşit GÜRZAP;

Reşit Gürzap (d. 1912, İstanbul - ö. 9 Temmuz 1990, İstanbul), Türk tiyatro oyuncusu.



İlk tiyatro çalışmalarına amatör olarak başladı. Bir süre Kadıköy Süreyya Opereti'nde çalıştı. 1934 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu'na girdi. Yerli ve yabancı komedilerdeki rolleriyle başarı ve ün kazandı. Tiyatronun yanı sıra sinemada da oyuncu ve seslendirme sanatçısı olarak çalıştı.

3 Temmuz 2012 Salı

unutulmayanlar: Orhan GÜNŞİRAY ♥♥♥

 Orhan Günşiray
(d. 3 Temmuz 1928 - İstanbul - ö. 27 Ağustos 2008 - İstanbul) Türk sinema sanatçısı.

dünde, önceki günde çok aklımdaydı.. hele bu sabah mutlaka kendisi ile ilgili bir yayın yapmam gerekiyor diye aklımdan geçirip durdum.. biyorgafisine baktığımda ise çok şaşırdım ve üzüldüm.. üzüldüğüm konu çok yakın bir tarihte ölmüş olduğu ve onunla tanışma fırsatını kaçırmış olduğumdu.. şaşırdığım konu ise bugün doğum günü olması!!! bugün kendisini o kadar çok düşünmemin sebebi buymuş demek! ölüm yıldönümünden ziyade onu doğum gününde anmak sanırım kendisini daha mutlu edecek!

sevgiler yakışıklı! mekanın cennet olsun!

2 Temmuz 2012 Pazartesi

güneş'le zor dostluğumuza bir çare: ACTİVAR;

cumartesi sabahı Dr.Yaman ER ve sevgili Yeşim hanım önderliğinde Kadıköy, Balon Cafe'de gerçekleşen toplantıda çok önemli bilgiler edindik.. yüzyıllardır güneşe çıkalımda şifa bulalım beklentimizin ozon tabakısının yırtılması ile başlayan günümüz sürecinde güneşten kaçalım da sağlam kalalım davranışına dönüştüğünü hepimiz biliyoruz.. buna paralel olarak güneş ışınlarından ne kadar zarar gördüğümüzü ve nasıl korunabileceğimizi maalesef ki bilmiyoruz.. ve ne kadar bilmediğimizi de bu toplantıda öğrendik!!! mesela yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinin cildimizi korumadığını tam tersine, daha çok zarar verdiğini lekelerden tutunda cilt kanseri oluşumuna sebebiyet verdiği veya zemin hazırladığını duyunca şok olduk!! Dr.Yaman bey'in bıkmadan bütün sorularımıza yanıt verdiği bu toplantıda ACTİVAR ile tanıştık..