30 Nisan 2014 Çarşamba

bir ay, bir yazar ve geçmişten hikayeler;

mart ayı yazarı pinuccia'nın önderliğinde Soljenistsin seçilmişti.. kendisinin de belirttiği üzere biraz sönük geçen bir ay oldu, benim içinde öyle.. bulabildiğim kitaplarına bakıp hangisini okumak istediğime karar vermek hızlı oldu.. kitabı 30martta bitirdim ama özel nedenlerden dolayı yayınlamak bugüne kaldı.. ne sönük aymış bu mart ayı.. muhasebecilerin en sevdiği aylar arasındadır oysa :) sırada daha nisan var ve ben henüz nisan ayı kitabımı okuyorum yada okumaya çalışıyorum.. umarım bir mayıs tatilinden faydalanır bitiririm.. 
11Aralık1918'de Kislovodsk'da doğan Aleksandr İsayeviç Soljenitsin 1970 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Rus yazardır. 2.Dünya Savaşında Yüzbaşı olarak görev yaptı ancak Stalin'i eleştirdiği için hapis yattı.. Çünkü Hitler ile uzlaşmadığı için Stalini suçluyordu.. Savaştan sonra özel bir kampta, sonra da sürgünde yaşadı..

bir kumaş, bir biye oldu sana battaniye :)

köye gitmeden önce annem pazardan bu parçayı buldu.. malum koltukta uzanmak ve uyumak gelenek bizim ailede :) kenarlarını düzeltip kıvır dedi bana.. hemen aklıma sevgili gönüldenele'den aldığım leopar saten biye geliverdi.. tamam anne yaparım ben birşeyler dedim odaya kapandım.. beş dakkada beşiktaş misali battaniyenin kenarlarını temizlemiş oldum.. bu aceleciliği olmazsa da daha düzgün olsaydı dikişler ne olurdu dedim ama annem boşver sağlam oldu ya temiz oldu ya önemi yok dedi :) iyi yırttık dedim bende zira annemde eski terzilerdendir ben ona özenerek dikiş dikmeye başladım taaa altı yedi yaşlarımda :) güzel günlerde kullan annem.. 

24 Nisan 2014 Perşembe

zebra desenli abajur ve sarkıt lamba;

ben yaptım, ben yaptım.. diyemedim :)) çünkü aksamlarını zaten adamlar yapmış ben gittim satın alıp eve getirdim hemde geçen sene.. :) nihayet istediğim desen kumaşı penye olarak pazarda buldum ve başlık kısımlarını kapladım.. çok başarılı bir çalışma olmadı.. başucu lambasının alt kısmına lastik geçirdim ama çok kaba durdu, fotolara bakarsanız yakından görürsünüz.. üst kısmı da lastikli yapıp çıkarıp yıkamaya elverişli olsun istedim di.. ama o kaba görüntüyü nasıl zarif hale getiririm diye düşünecek vaktim yoktu, malum yine gecenin bir vaktiydi :) bende en basit yönteme başvurdum.. kumaşı başlığın etrafından el yordamı ile gerdirmeden ve büzmeden kıvırarak el dikişi ile diktim.. yada tutturdum desem daha doğru olur :) kumaş siyah beyaz olduğu için siyah iplik kullandım ve dikiş ilmeklerini hep siyah zeminde yaptım.. içeride kalan fazlalıkları 1cm'den zigzag makası ile kesip düzelttim.. dıştan tamam ama modelin içi boş ya ampül göze çarpıyor biraz, nasıl bir değişiklik yapılabilir onu düşünüyorum.. 

22 Nisan 2014 Salı

önce ördük, sonra söktük, bizim kıza bere yaptık;

eskilerde fes gugul derlerdi bizim oralarda bereye.. bizim yeğende gugu gugu diye diye parçaladı kendini bu sene.. annemde yorgun ve hastaydı ama dayanamadı bi heves başladı daha önce gördüğü bir modeli.. ama ölçü ip model hepsi hayalden olunca biraz büyük bir bere oldu bizimki.. sanırım lise ye kadar takabilir :) fotoğraf da görüldüğü gibi sadece haroşa tekniği kullandık ve sağ tarafta bir miktar yeri sabit tutup solda kalan iki ilmekten birini aşağıda kadar söktük.. kenar birleştirme ve tepesinin büzülerek dikilmesi tamamlanınca sökülmeden bırakılan kısmıda ikiye katlayıp daha dar bir lastik bant elde ettik.. bir de ufak bir süsleme.. tamamdır.. bizim kız gugu'sunu görünce mutlu, bizde onun mutluluğunu görünce mutlu olduk.. 

18 Nisan 2014 Cuma

deseni ile güzelleşen basit masa örtüleri;

basit, çok basit, hatta en basit masa örtüsü modeli sanırım bu :) dört kenarı köşe çevrilmiş kenarı 4cm kıvrılmış düz dikiş ile temizlenmiş kolay masa örtüsü.. ancak çeşitlendirip süslü hale getirmenin en kolay model olduğunu bilmek gerek :) istediğin desende bir kumaş seç, düz dikişinde istediğin renk iplik kullan; bu kadar.. altta bir kroki çizdim temel olarak köşe çevirmeyi anlatmaya çalıştım.. umarım birilerinin işine yarar.. 

16 Nisan 2014 Çarşamba

minik bir kız minik bir panço;


batik bir alize daha :) bu seferki daha renkli.. önceki yıllarda örmüş ipim bitince bana göre yarım kalmıştı.. buradaki yazıda da belirtmişim ve umutsuzca aramış ve aynı ipten bulamamıştım ya bir türlü.. geçenlerde çıkardım bu güzelliği arşivden.. evirdim çevirdim bu hali ile ne yapabilirim diye.. yarım kalmış sırasını iptal edip kenarlarını temizledim, yaka mesafesini ölçüp uygun noktaya karşılıklı birer parça kurdele diktim ki bu kurdelenin de renkleri sanki özel seçilmiş gibi oldu.. ne demiş atalarım "sakla samanı gelir zamanı".. böylece minik eda'mızın şeker bir pançosu oldu :)

15 Nisan 2014 Salı

etkinlik: pantolon dikelim mi?

uzun zamandır katılıp katılıp sonuçlandıramadığım etkinliklerin hatrına bu sefer dikişdersi'nin etkinliğine katılıyorum.. hemde pantolon dikeceğim düşünebiliyormusunuz? :)) .. model serbest olduğu için mutlaka yetiştirim diye düşünüyorum.. üniversitedeyken düz paça kemerli yandan fermuarlı salaş bir pantolon dikmiştim kendime.. öyle rahat bir kumaş ve model diki lastikli pantolon giysem o kadar rahat olurdum yani düşünün.. hedefim o pantolonun benzerini dikmek.. sonucu hep birlikte göreceğiz inşaAllah.. kurallar ve katılım için tık tık..

12 Nisan 2014 Cumartesi

pakize'nin mankenliğinde bolero örgü yelek;

alize'nin iplerine hayranlığım bitmedi.. ama aldığım yumaklar da öre öre bitmedi :) bu renkten iki yumak almıştım.. yeğene yelek öreyim dedim: annem de bu modeli beğendi ve bursa'dan fotolarını çekip geldik.. fotoğraflardan bakarak başladık.. arka çok kolay beş sıra haroşa örünce kenarlarda 5 ilmek haroşa bırakılarak ortası düz örülüyor.. yelek boyu bel ile sırt arasında olduğundan ısınmalık örtünmelik bir model değil bu onu söyleyeyim, zira bizim kızda giydiğinde önünü kapamaya çalıştı sürekli :) arkanın tam boy olduğuna karar verdiğinizde ense için orta kısımda beş sıra haroşa örüyoruz.. beşinci fotoğrafta belirgin bir şekilde görülüyor sanırım.. sonra bir omuzdan kesmeden örerek öne doğru devam ediyoruz.. kol ve yaka kısımlarında beş ilmek haroşayı örmeye devam ediyoruz.. ancak kol evine geldiğimizde yakaya geri dönüyoruz, dört sırada bir kol evindeki haroşayı örüp geri dönüyoruz.. hani eski paspaslarda ördüğümüz gibi.. son dönüş sırasında da haroşayı düz örüp arada üç sıra düz kalmasını sağlıyoruz, bu da fırfırlı bir model oluşturuyor...

7 Nisan 2014 Pazartesi

kayseri&niğde gezisinden ikinci parti fotolar;



önceki yayına ilave yapmak için geç kaldım dimi? eh ara sıra tembellik tutuyor işte beni ne yapalım yada uzun süren durgunluğun etkilerini üzerimden atamadım mı? zor hayat yalan dünya ne yapalım! :)