29 Ocak 2010 Cuma

martılar ve onları besleyen adam

işverenimin çekimlerinden bir seri.. 2009.01.28.

martıları seven adam hergün geçiş yolundaki lokantalardan artık ekmekleri toplayıp, vapur ile karşıya geçerken yolda martıları besliyormuş.. İşverenim Tanıl bey de bu anı fotoğraflamak şansına sahip oldu ..

ellerine ve emeğine sağlık diyorum..

doğal dostluk [2009 darıca/akçaabat]

sararmadan kadraja giren limon [2009 darıca/akçaabat]

dedemin eski evi [2009 darıca/akçaabat]

çocukluğum geçtiği evlerden biri; dedim eski evi..
onun adı öyle çünkü aşağı kısmına yenisini yaptıkları için eski ev, yeni ev diye hitap edilirdi o zamanlar.. hala daha öyle :))
evin önündeki dut ağacı da işte o yayınladığım dut ağacı.. ne günlerdi ..

dut ağacı [2009 darıca/akçaabat]

küçükken dallarına ip bağlayıp salıncak yaptığımız dut ağacı, hemen karşısındaki de sallanırken ayaklarımızı değdirmeye çalıştığımız mandalina ağacı.. biraz cılız görünsede bizi zamanında epeyce beslediğini söylemek isterim.. :))

zeytinlerim [2009 darıca/akçaabat]

güllerim [2009 darıca/akçaabat]

denemeler [2009 darıca/akçaabat]

çakma blogcanlar buluşması1

tarih: 6 0cak 2010 , yer üsküdar mado..
aslında daha önceki bi olayda kendilerine ceza kesip gitmeme kararı almışsakda merkezi yer olması bakımından kolaylık olsun diye seçildi..
beyaz kelebeklerim, benhurum ve ben oradaydık.. benhuruma süpriz yaptık tabiki.. kelebeğim k'si de yarı süprizli geldi.. :))
güzel bir akşamdı.. biraz soğukdu ama idare ettik.. :))
bu cici lavanta süsü de benim.. kelebeğim yapmış benim için.. rengi itibari ile benhurumun gözünde kalsada :) ben aldım ve evime götürüp dolabıma astım.. içinde olup görememe riskini karşılık dışına astım.. ama sanırım kapalı yere doğru yolculuğa çıkacak çünkü göz koyanların sayısı artmaya başladı...

28 Ocak 2010 Perşembe

çakma blogcanlar buluşması2

kabataş da bir kahve dünyası varmış.. içinde güzel kahveler yapılırmış... benhurum ile birlikte orada buluşurmuşuz... o bana bir sürpiriz yaparmış.. sağlıklı mutfak' ı da orada oturuyor görürmüşüm.. kahveler içermişiz.. güzel sohbetler edermişizz... :))
sonra sağlıklı mutfak bana bu güzel yemek kitabını hediye edermiş..
bende buna bayılırmışımmm...
eve gelip postu yazamazmışım... önce tv izlemek istermişim.. sonra koltukda uyuyakalırmışım.. yatağıma giderken dayanamaz PC yi alıp yazmaya koyulurmuşum.. o sırada tarlamı ekmeye biçmeye dalarmışım.. sonra da post'u yazarmışım...
ahhh çok da uykum gelmişşşş... hadi ben kaçarmışımm....

25 Ocak 2010 Pazartesi

karlı bir istanbul akşamından

hünkar beğendimi? beğenmedimi ?

bu akşam karlı yollarda eve gitme mücadelesi verdik
ve akşam yemeği için bacıma davet edildik.. annemde yaptığı bulgur pilavını kaptığı gibi gittik selmoşa.. valla hünkara sordum beğendinmi diye? beğendim dedi..
gerçek söyleyeyim bende çok beğendim.. tarifini alamadım ama yemek sonrası film
ve sohbet çay pasta derken unuttum gitti.. aaa pasta dedim de pastanın da fotosunu almamışım..
selmoşumun çeyizinden bir ekmek sepeti örtüsü.. annesi yaptırmış zamanında..
ama ne de iyi etmiş..

mimlendim ve mimledim...

sevgili Eda'nın bıraktığı mimi alıp yola koyuluyorum.. karlı yollarda ilerlemek biraz zor oluyor.. sağıma bakıyorum kar; soluma bakıyorum kar;
akvaryuma bakıyorum balıklar ve nemo :))

sonra alıyorum kalemi elime yani klavyeyi.. başlıyorum kendimi yazmaya..
nasıl olacaksa bu tabi bilmiyorum o yüzden başlıyorum uydurmaya;
1- ben biraz titiz ama gerektiğinde dağınık olabilen biriyim..
(hay ya en kötüsünden başladım iyimi)
2- ben birazda kısa bodur ve şişko biriyim..
(kötüden başladım yetmedi.. kötülemeye de başladım :))
az biraz sevdiklerimi kıskanırım..
3- benim en büyük zevkim elişlerim.. tığlar şişler makaralar iplikler kumaşlar örgüler.. bu yüzden 6-7 yaşlarında annemin dikiş makinesini bozdum, bebeğime elbise dikmeye çalışırken :)
4- az biraz tutumlu az biraz savruk biriyim.. oğlak burcuyum da tutumluluk ordan ama dünya boş diyen bir felsefem var ordan da savrukluk geliyor.. işte denge kurmaya çalışıyorum.. (bu yaşa kadar kuramadık bundan sonra nasıl olur bilemiyorum)
5- çalışmayı çok severim.. bu bağlamda çalışma hayatındaki en önemli eşyalar ofis ve kırtasiye eşyalarını çok severim.. sayısını bilmediğim ama baktığım yok canım o kadar da çok değiller dediğim kalemlerim.. not defterlerim var.. en çok da kalem oluyor bu birikimlerim.. heryerde görülüp alınabiliniyor.. :)) ayrıca tabak çanak yani mutfak gereçleri düşkünlüğümde var..
eh öyle olunca ofisde kendime ait kupa ve fincan sayım sanırım ki 9..
6- uyum takıntım vardır benim birde.. herkesin bildiği.. son zamanlarda hele mor düşkünlüğüm.. evimi dekorunda kullandığım ve hayatıma bulaşan mor.. aslında çok sevdiğim renk vardır.. mesela ofisde mavi.. hepside uyum takıntımdan kaynaklanıyor işte..
kırmızı kazak giymişsem kırmızı çorap giyerim.. koca bir çekmece çorabım var ama hala eskiklerim var :) bu uyum düşkünlüğüm evime de ofisime de yansıyor işte..
nerde mavi bişi bulursam ofise nerde mor bişi bulursam eve götürüyorum.. :))
7- eh buraya kadar geldik bir çırpıda .. oldumu olmadımı bilmem ama içimden geldiği gibi işte yazıverdim.. işte sanırım en büyük özelliklerimden biride budur benim.. içimden gelişler.. içimden geldimi kimse beni tutamaz.. yüreğimin götürdüğü yere gidiyorum sanırım..
yani iç sesimi dinlerim ben..

off.. bitti yedi madde.. ay parmaklarım kasıldı..
eh bakalım bundan sonra kimi sobeliyorum;

yetenksizin
karabidik
inci küpeli kız
iğne ile iplik
ojeli parmaklar
siyah kelebek
jaensue
bir mim daha aldım bugün hemen ilave ediyorum.. tatesal'im.. sevgiler ve selamlar.. (2010.01.28)

karlar düşer..


karlı bir pazar akşamı

soğuk ve esintili yağan kar nedeni ile evden çıkmamız akşamın dördünü buldu..
annemle birlikte benhurum'a gittik kek yemeye.. ama o hep aynı şey olmasın diye bu sefer elamlı turta yapmış.. iyi de yapmışş.. nefis oldu.. daha soğumadan ılık ılık yedik.. yanında da galetaunlu poğaça vardı..benhurum'un köpekleri olan sevimli köpük..!!! sakin ve sessiz bir köpek..
bu yeni başladığım elişim.. ne olduğunu açıklamayacağım :)) hadi buda sürpiriz olsun.. :))
hep olmak yada sıkıldığımda gitmek istediğim yerlerden biri..
annem karlı istanbul sokaklarında..
yollardan bir kaç karlı kare;
eve döndüğümüzde sıcak sıcak ve yanında siyah zeytin ile yediğimiz lahana yemeği..

20 Ocak 2010 Çarşamba

100.yayınımdaki ilk yorum hediyelerimmm....

hediye verme kampanyalarında farklı bir açı getirdim :) 100.yayınımı yaptığımda ilk yorum yapan kişiye hediye paketi hazırladım.. biraz geç oldu ama temiz oldu.. yani bana göre öyle en azından...

hediye bere ve atkımmmmmm...

işverenimin eşi bana bu takımı örmüş yollamış... pazartesi sabah böle bir güzellikle haftaya başlamak moral oldu.. teşekkür ettim ama bir daha.. bir daha;
teşekkür ederim.
fotoğrafı keni kendime çekmeyi tam öğrenemedim henüz.. :)) tesadüfen odamdaki aynadan çekmek aklıma geldi.... bişeye benzemedi ama bere olduğu belli :))

çocuk bere ve atkısı

bu mini takım İrlanda'ya gidecek.. atkısı biraz geniş oldu gibi bereye göre.. yada bere biraz küçük oldu gibi ama orası soğuk memleket sarılır sarmalanır :)) umarım beğenirler.. pakete sığarsa yanına ilave bişiler koyacağım ama bakalım...