film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ağustos 2020 Çarşamba

yine iki film: ikiside ikonik, ikiside mücadeleci ve mesleklerinde başarılı naim ve pianist;

Cep Herkülü, Naim Süleymanoğlu, ülkemiz ve dünya spor tarihine adını altın harflerle yazdıran efsanevi halterci Naim Süleymanoğlu’nun hayat hikayesini konu ediyor. İlk Dünya Rekoru’na imza attığında 15 yaşında olan, spor kariyerine 7 Dünya Rekoru,üç farklı olimpiyatta kazandığı 3 Olimpiyat Altın Madalya, 6 Avrupa Şampiyonluğu ile 7 tane Dünya Şampiyonluğu ve daha nice başarılar sığdıran Naim Süleymanoğlu’nun hayatının anlatıldığı filmde, Süleymanoğlu’na Hayat Van Eck hayat veriyor.






Piyanist, 2002 yılında gösterime girmiş, Roman Polanski'nin yönetmenliğini, Ronald Harwood'un senaristliğini yaptığı bir film. Film, 1939'da Nazi Almanyası'nın Polonya'yı işgal etmesiyle birlikte, Yahudi olduğu için, ailesi ile birlikte eziyet gören piyanist Wladyslaw Szpilman'ın, kendi hayatını anlattığı kitabına uyarlanmıştır. Film Almanya, Birleşik Krallık, Fransa ve Polonya, ortak yapımıdır. Film mziklerinin birçoğu, Chopin'in nocturne'lerinden oluşur. İlk beş dakikasında Nocturne in C Sharp Minor duyulur.

7 Ağustos 2020 Cuma

iki film birden: mendil tüketen yedinci koğuş ve izlediğinizde eksik kalacağınız tamam mıyız?

   

bu sefer iki film ile birden geldim; en dramatik film; yani en acıklı olan.. çok var.. en olanını seçmek zor ama taze hafızamla hatırladığım yakın zamanda izlediğim yedinci koğuştaki mucize var.. başrol aras bulut'un sevgili deniz ile birlikte rol aldığı diğer filmi de tamam mıyız?'ı bugün izleme şansım oldu.. bu bağlamda bu yayında iki filme birden yer veriyorum.. yedinci koğuşu hıçkıra hıçkıra ağlayarak salya sümük izledim.. daha detay vermeme gerek yok sanırım :)

yedinci koğuştaki mucize; 7 yaşındaki kızı ile aynı zeka yaşına sahip bir babanın adalet arayışını konu ediyor. 1983 yılında bir Ege kasabasında küçük bir kız ölür. Ölen küçük kız sıkıyönetim komutanının kızıdır ve onun ölümünün sorumlusu olarak babaannesi ile yaşayan ve 7 yaşında bir kızı olan Memo görülür. Memo, her ne kadar suçsuz olduğunu anlatsa da kimse ona inanmaz. İdam cezasına çarptırılan Memo'nun yakınları adaletin sağlanması için uğraşırken, Memo ve kızı Ova'nın tek istediği birbirlerine kavuşabilmektir. Memo, bir mucize gerçekleşip idam cezasından kurtulabilecek midir? Yönetmenliğini Mehmet Ada Öztekin'in üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Aras Bulut İynemli, Nisa Sofiya Aksongur, Celile Toyon, İlker Aksum, Mesut Akusta, Deniz Baysal, Yurdaer Okur gibi isimler yer alıyor.



İhsan bedensel engeli nedeniyle annesine bağımlı olarak yaşamak zorunda olan ve içerisinde kısılıp kaldığı bu hayata günbegün daha fazla küsen genç bir adamdır. Hayalleri vardır; asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü bu hayallerin uktesi ve annesine yük olduğu fikrinin ağırlığıyla yaşamdan kopmaktadır. Temmuz ise idealleri doğrultusunda baba evinden ayrılan ve bu süreçte ayaklarının üzerinde durmak için çabalayan bir heykeltıraştır. Geçinebilmek amacıyla çocuk romanlarında çizerlik yapar ve iyi gittiğini sandığı bir ilişkisi de vardır. Bir anda sevgilisi tarafından terk edilmesi ve elindeki işi kaybetmesi hayatını daha da altüst eder. Temmuz ve İhsan'ın yolları hayatlarının böylesine karanlık bir döneminde kesişir ve bu tesadüf ikisinin de yeniden doğmasını sağlar.

Yerli sinemamızın sevilen ismi Çağan Irmak'ın son filmi olan yapımın senaryosu da Irmak'a ait. Filmin başrollerini Aras Bulut İynemli ve Deniz Celiloğlu paylaşırken, oyuncu kadrosunda göze çarpan diğer isimler ise Sumru Yavrucuk, Aslı Enver ve Gürkan Uygun...

#5Ensevdiğinizdramafilmihangisi 


6 Ağustos 2020 Perşembe

bir film, bir şiir; masallardan geriye kalan ve attila ilhan..


hayal kurmayı seven biri olarak masalları tabi ki severim.. o yüzden film bu sefer adından ötürü izlediklerim arasına girdi.. eleştiri sayfalarında epeyce söz söylenmiş, beğenmeyenler benim gibi film başladığında çok hızlı ilerlemesi ve vasat görünmesine aldanıp ön yargı oluşturanlar.. yarısından sonra biraz daha hareketleniyor ve anlamsızlıkları çözmeye başlıyorsunuz.. sonun çözemeyenler için tam bir sürpriz.. aklıma takılan söz ise; " ne demiş şair: ayrılıklar da aşka dahil.. " hep sevmişimdir bu ne demiş şair diye bir cümleye başlamayı ama ezberim az genelde hatırlayıp da bir şairin dizesini böyle tam yerinde kullanamam.. ancak bunu hiç unutmayacağım o kesin.. hemen baktım şiir de attila ilhan'ın aşağıda tamamı var aramayın hemen okuyun diye ilave ediyorum.. 


#2Ensonizlediğinizfilmhangisi

etiket zamanında katılamadığım şule'min meydan okuması için gelsin.. 

24 Nisan 2020 Cuma

film: Yozgat Blues;

Yozgat, Yavuz ve Neşe'nin hikayesinin başladığı ya da bittiği yerdir... Aldıkları bir iş teklifi sonrasında Yozgat'a taşınan müzik öğretmeni ve şarkıcı Yavuz ve öğrencisi Neşe hayatlarının önemli bir dönüm noktasına adım atmak üzeredir. İcra ettikleri müzik türüyle bu yeni şehirde kimsenin ilgisini çekemeyen ikilinin çabalarına, buraya taşındıkları ilk günlerde tanıştıkları Sabri'nin yardımları da eklenir ancak sonuç yine olumsuzdur. Bu olumsuz sonuç beklenmedik gelişmeleri de beraberinde getirir...

Filmin yönetmen koltuğunda ilk uzun metraj çalışması Uzak İhtimal ile büyük beğeni kazanan ve İstanbul Film Festivali'nde Altın Lale ödülüne layık görülen Mahmut Fazıl Coşkun bulunuyor. Başrollerinde ise son dönemin başarılı isimlerinden Ercan Kesal, Ayça Damgacı ve Tansu Biçer yer alıyor. 

6 Temmuz 2017 Perşembe

dizi: kore: jealousy incarnate;

epeydir izleyemediğim kore dizi ve filmlerime bir bakayım en son neler izleniyor derken sevgili seyhan'ın bir önerisine rastladım.. rastlamasaydım mı acaba :) müthiş duygu yüklü ve komik, romantik yine çok şık bir dizi izledim.. geleneksel kore yemekleri, davranışları ve yaşam tarzları yine vurgulanmış.. saygı zaten bu filmlerde görebildiğim en iyi işlenen konulardan biri.. samimi olmayan erkek bayan arasında temas yok mesela.. bu dizideki esas kızımız kör kütük esas oğlana aşık ama onun umrumda değil.. hatta ülkeyi terkedip gidiyor bile arkasına bakmadan, geldiğinde de tersliyor kızı ve hatta kendinden daha iyi olduğu için en yakın arkadaşı ile kızın arasını yapıyor.. ama pişman oluyor.. hemen izleyin bence.. bu yaz günlerinde gecelerin serinliğinde bir iki damla gözyaşı içini açar emin olun :)

20 Aralık 2016 Salı

film: dizi: kore: monster:

1997 mali krizinden bu yana bir adamın güç ve etkiye sahip birisinin diğer insanlara yardımcı olmak için kendi sosyal pozisyonunu kullanması gerektiğini benimsetmek amacıyla elit sınıfından intikam almasını anlatmaktadır...

tanıtım yazısında böyle diyor ama benim için yine civan'ın (ji hwan) mücadeleler ile dolu, tatlı gülüşü ile bezeli yaşamı ve aşk ile imtihanı.. oynadığı her rolü beğenmiş olmam ile birlikte en çok da aşık rollerine bayılıyorum.. hırs yapıp kötülerin peşinden koştuğu zamanlarda bir başka çekici tabisi.. 

kore dizi fanları çoktan izlemiştir, ben takip ederken kaçırdım yayın zamanını anca yıl bitmeden yetişip izleyebildim.. kore dizileri sevmeyenler de izlesin bence.. 

sosyal yapı, gelenekler, siyasal çekişmeler, iş hayatında rekabet, aşk, dostluk, güven, sadakat birçok konu işlenen bir dizi olmuş..

14 Ağustos 2016 Pazar

kitap: film: hemingway: yaşlı adam ve deniz;

karınca hacca gitmeye karar vermiş, demişler ki gidemessin onca yolu ölürsün, olsun demiş yolunda ölmek hiç gitmemekten iyidir.. kısmetsiz günlerinde çırağı da elinden alınınca yaşlı adam karınca gibi tek başına yola koyulur.. gösterdiği çaba takdir edilesi.. 


hemingway'in çanlar kimin için çalınıyor'unu okuyacaktım ama sıralama değişti işte kısmet, sonradan alınan öne geçti.. iyi ki de geçmiş.. mücadele ruhumun nerde durduğunu anımsadım, sanki biraz daha enerjim yükseldi yada gayretimi biraz daha kıpırdattım diyebilirim.. 

okuma tarihleri: 14 ağustos 2016
#yazokumaşenliği2016 #29063009tarihleriarasındavefatetmişbiryazardanbirkitap

9 Haziran 2016 Perşembe

film: dizi: kore: gu family book;

gumiho efsanesi ile ilgili izlediğim fantastik bir diziden bahsedecektim ama bu dizinin önerisi gelince izlemeye koyuldum ve kendimi kaptırdım işte bitti bile ve önce bunu paylaşmaya karar verdim; 
Yoon Seo Hwa (kahramanımızın annesi) ve Jiri Dağları'nın Koruyucu Tanrısı Gu Wal Ryung (kahramanımızın babası) birbirlerine aşıktırlar. Aşkın bir tarafı Tanrı da olsa aşıklar için düşman her zaman tetikte bekler. Bu hikayede de kahramanımızın anne ve babası düşmanların tuzağına düşerler ve Yoon ailesi için her şey yerle yeksan olur. Yoon Seo Hwa hizmetkarları ile kaçış yolundayken çocuğunun babası Gu Wal Ryung'un öldürüldüğü haberini alır. Bu kaçış sürecinde çocuğunu tek başına büyütemeyeceğini düşünerek onu sevdiğinin en yakın arkadaşı rahibe bırakır. Kang Chi onu nehirde bulan Cho ailesi tarafından büyütülür.

13 Nisan 2016 Çarşamba

film: dizi: türk: galip derviş;

yabancı bir diziden uyarlanan galip derviş, ilginç bir karaktere sahip bir olay yeri uzmanı.. ilginçliği aşırı obsesif ve bol fobileri olmasından geliyor.. aslında birçoğumuzda var olan yada var olup farkına varmadığımız fobi ve takıntılarımız derviş'de birleşmiş :) mikrop korkusu, yalnız kalma korkusu, tokalaşma, sarılma, yemekleri karışık yiyememe, ışıksız uyuyamama, arkadaş edinememe ve daha niceleri :) bütün bu sorunları evlendiğinde karısının desteği ile aşmış ancak karısının öldürülmesi ile yeniden takıntılarına karışmış ve hemşiresi sonra da asistanı olan hülya ile destek bulmaya çalışmış.. tam yetkili görevine dönemese de danışman ve olay yeri uzmanı olarak ileri derece gözlem yeteneği sayesinde yine emniyet için çalışmaya devam etmiş.. her bölümde bir olayı çözerken yaşadıkları maceralar ile renkli bir dizi olmuş.. 

11 Mart 2016 Cuma

film: dizi: ingiliz klasiği: downton abbey;


altı sezon da elliiki bölümde izleyiciyi mest eden bir ingiliz dizisi.. ben dördüncü beşinci sezon yayınlanırken tavsiye ile başladım ve sanırım bir haftada bitirmiştim ve yeni sezonu bekliyordum..sınavlar ve başka diziler zamanımı almıştı ki ben son sezonun yayını bile kaçırdım hatta final yaptığından bile haberim olmadı ta ki seyhan'ın yazısını okuyunca hemen aradım buldum ve nihayetine erdirdim.. bitirmiş olmam beni mutlu etti ama bitmiş olmasına üzüldüm.. görsel bir şölen oldu bu dizi benim için.. 

18 Şubat 2016 Perşembe

film: dizi: kore: oh my venus;

taze bir dizi daha bitti.. bölüm sayısı az olunca geceleri de geç uyuyunca bitirmesi kolay oldu on günde bitti.. kapılıp gidiliyor valla işim olmasa hepsini bir günde izleyecektim neredeyse.. romantik komedi bu dizi bana da iyi geldi doğrusu yoğun ve yorgun bir dönem içindeyken beni mutlu etti hele ki mutlu son olunca :) 

esas oğlanımız zengin aileden ama çocukken hastalanıyor ve nerdeyse doktor olacak kadar bilgiye sahip oluyor bu yaşına gelince.. amerikada tedavi olduğu için geri gelmiyor orada kendi şirketinin şubesinde çalışıyor..spor yaptığı için zayıflama koçu gibi bir mesleği de var ancak ünlü aile olduğundan bu işini gizli yapmak zorunda kalıyor.. kızımız da avukat ve çok güzel ama bir dönem yemeğe fazla ağırlık verince şiman bir güzel oluveriyor.. erkek arkadaşının başkasına aşık olduğunu öğrendikten sonra tesadüfi jönümüzle karşılaşıyor ve kendini ona teslim ediyor.. ve sonu aşk ile biten 16 bölüm.. hadi hemen izleyin :) 

25 Ocak 2016 Pazartesi

film: dizi: kore: İt's Okay, That's Love;

yeni bölümleri gelmeyince izlemekte olduğum diziden hariç filmler ve dizileri izlemeye devam tabi ki :) sevgili seyhan'ın önerisi ile izlediğim bir dizi daha bitti.. melodram, romantik-tıp türünde izlediğim ilk kore dizi galiba.. doktor hastane dizilerini severim.. başrol kızımız psikiyatr, delikanlı da takıntı hastalığı olan bir yazar.. tesadüfen bir tv programında bir araya gelirler ve artık bütün yolları kesişmeye başlar.. alışıldık kore dizileri tarzı var, bunun dışında psikolojik konular ve olaylar filmin temelini oluşturduğu için anlatımlar sadece sözlü değil..görsel vurgular da var ama iddiali cüretkar bir film olarak göremedim ben :) 

3 Eylül 2015 Perşembe

film: dizi: kore: A Gentleman's Dignity;

 sivri dilli bir mimar, ama yakışıklı ve hatta çok sempatik ve çekici; Kim Do Jin( Jang Dong Gun).. beyzbol takım hakemi, otoriter bir lise öğretmeni: Song Yi Soo(Kim Ha Neul).. harika ve unutulmaz bir romantik drama.. ikilinin karşılaşmaları komedi klasiği.. kız takı sergisine eğilir adam oradan geçerken çantası kızın elbisesine takılır ve adam yürüdükçe kızın elbisesi sökülür de sökülür.. ikilinin ilk bakışmaları da yağmurlu bir günde adam kafede çalışırken, kız da kafenin bahçesine sığındığında olur.. bir an tarık akan gülşen bubikoğlu geldi aklıma bu sahnede onları canlandırdım nedense :) 

18 Ağustos 2015 Salı

film: dizi: kore: 7th grade Civil Servant: 7.ci Sivil Servis;

hayali bir 007bond olmak olan bir delikanlı bu sefer başkahramanımız.. kızımızda iyi bir iş iyi bir mevkii edinmek için devlet kapısı sınavlarını kazanır ve istihbarat teşkilatına girer.. bu iki genç daha baştan birbirinden hoşlanır ama sonlara doğru yol alır vede itiraf edebilirler.. iki ajan hem görevlerinde hem özel hayatlarında hem başarılı hemde saftırlar.. eğlenceli heyecanlı bir dizi izlemek isteyenlere tavsiye edilir.. 

11 Ağustos 2015 Salı

film: dizi: kore: my beautiful bride/benim güzel gelinim;

izlemekte olduğum bir dizi varken bir diğerine atladım yine: belki ondaki hikaye heyecanı düşük geldi bana yada o an içinde bulunduğum ruh hali izleyemeye devam edemedim diyelim :) 
şimdi izlediğim dizi: benim güzel gelinim: 16 bölümden oluşuyor ve 2015 yapımı ve benim izlediğim sitede 12.bölüme kadar dublajlı yüklenmiş.. son dördü ordan burdan dublajsız izlemeye çalıştım sırf sonunu merak ettiğim için ama pişman oldum doğrusu: sonunu gördüm tamam da duymam gereken bazı gerçekler vardı onları duyamadım :( 
dizinin ana karakteri zengin aileden gelen ama ilk aşkı keşke bankacı olsam dediği için bankacı olan yolları ayrılsa da hep ilk aşkını arayan bir delikanlı.. kızımız da fakir bir aileden gelen, babasız büyümüş, keşke zengin olsaydık diye diye kendini hayatın zorluklarına bilerek sokmuş ilk aşkını unutamamış bir fıstık.. 
ikinci kadınımız da tefecilik yapan ailesinin bir cinayete kurban gitmesinden sonra, ona iyi davranan dedektifin dürüstlüğüne özenip kendi de dedektif olan güzellik.. 

22 Ekim 2014 Çarşamba

yine bir kore dizisi: ağustos'da kar;

yine bir kore filmi.. yine romantizm.. bu sefer biraz dram katılmış.. ilginç tesadüfler türk filmi tadında ama olayların kurgusu çok hoş.. beğeni ile izlediğim bir dizi oldu bölüm sayısı 20 fazla sıkmadan bitiveriyor.. 


oyuncuları ilk kez izledim ama performansları güzel ve yakışıklı: esas oğlan ve esas kızın erkek kardeşi arasında karar veremedim valla hangisine baksam öbürüne haksızlık gibi geldi :)

izlemek için tık tık 

14 Ekim 2014 Salı

bitirilen bir kore dizisinin ardından;

Wonderfull Days / Güzel Günler; Dong-Suk (Lee Seo-Jin) çok iyi yetişmiş, fakir bir ailenin çocuğudur. Başarılı bir savcı olup 14 yıl sonra ilk kez memleketine geri döner. Orada ilk aşkı Hae-Won (Kim Hee-Seon)'la karşılaşırlar ve tekrar birbirlerine aşık olurlar.

13 Mart 2014 Perşembe

gece gündüz kore dizileri izliyorum........!!

nasıl bulaştım ben bu işe diye sorarsanız hep nabrut ve seyhan yüzünden :))) yok yok onların bir suçu yok benim sevdiğim bir şeydir zaten hint ve kore filmleri.. son zamanlarda türkçe dizilerden sıkıldığımdan ve bana fazla stresli geldiklerinden, nabrut ve seyhanın önerileri'de hep bana yakın geldiğinden olsa gerek başladım bir iki diziye ama ben adabı ile seyredemedim ki! asıl suç benim bu bakımdan :) koca diziyi sinema izler gibi bir kerede, yada elinden bırakamadığın bir roman gibi geceli gündüzlü izleyip bitirmek tamamen benim suçum :) hemde o kadar tembihlediler tadını çıkara çıkara izle diye ama kırkküsür bölümlük Dowton Abbey'i bile birkaç gün içinde bitirmiş biri olarak bu tembihleri tutamadım ben... 

28 Şubat 2014 Cuma

etkinlikte ikinci kitap ve filmi: Susuz Yaz;

sevgili pinuccia'nın düzenlediği etkinlikte günler ilerleyip aylar bitip etkinliğin son bir kaç gününe gelmişken ben ancak ikinci kitabımı bitirebildim :) bir seçenek üçlü olmak üzere onbeş katagoride toplam 17 kitap okuyacaktım güya.. sakın üzülmeyin zira ben sevinçliyim çünkü üçüncü iştirak etmeye çalıştığım kitap etkinliklerinden ancak bu seferkinde listemi tam anlamıyla oluşturabildim.. bütün kitaplarım hazır, liste şurada..

Necati Cumalı Susuz Yaz'ı 1960 yılında yazdı. Kitapta yer alan öyküler, Cumalı'nın avukatlık yıllarında edindiği vurucu gözlemlerinden kaynaklanıyor, toplumumuzun özellikle kırsal kesiminde, "Habil ile Kabil" söylencesinden beri varolan şiddet yasalarının acımasız görüntülerini sergiliyordu. Cumalı, kitaba adını veren "SUSUZ YAZ"da edebiyat alanında ilk kez suyun bölüşülmesinin önemine değinmişti. 1964 yılında öyküden sinemaya aktarılan filmi ALTIN AYI ile ödüllerdiren Berlin Film Festivali Jürisi, kararında gerekçe olarak konusunun taşıdığı önemi gösteriyordu. 20 yıl arayla 80'lerde Su Yılı ilan eden UNESCO, petrolün yerini 21. yüzyılda suyun alacağı, suyun bölüşülmesinden çıkacak anlaşmazlıkların savaşlara yol açabileceği konusunda bütün üyelerini uyarıyordu. ÇAĞDAŞ YAYINLARI, her kitaplıkta yeralması gereken edebiyatımızın şimdiden klasikleşmiş bu eserinin onuncu baskısını güvenle okuyucularına sunar.

13 Ocak 2014 Pazartesi

film: Mona Lisa Gülüşü;

Katherine Watson, 1953 yılında sanat tarihi öğretmeni olarak Kaliforniya’dan Massachusetts’deki Wellesley Koleji’ne gelir. Savaş sonrasındaki bu dönemde Katherine, ülkenin en başarılı ve en iyi öğrencilerine sahip olduğunu ve onların kendilerine verilen imkânlardan yararlanabileceklerini düşünür. Fakat ne yazık ki, Katherine kasabaya geldikten sonra çevresindeki insanların saygınlığı para ile ölçtüğünü görür.
Okuldaki öğretmenlerden biri olan Nancy Abbey’e göre de bir genç kızın iyi bir eğitimden çok parmağında evlilik yüzüğüne ihtiyacı vardır. Katherine öğrencilerine özgürce düşünmeyi öğretmeye çalışırken fakültedeki tutucu kesim ve öğrencilerinden biri olan Betty Warren tarafından suçlanır. Yeni evlenen Betty, Katherine’e en yakın arkadaşı Joan Brandwyn’i Yale Hukuk Okulu’na gitmesine teşvik etttiği için düşman olmuştur. Joan ise o dönemde erkek arkadaşından evlenme teklifi almayı beklemektedir.