seyahatname etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
seyahatname etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Nisan 2017 Pazartesi

gezi: bursa: inegöl: oylat mağarası;


Oylat Mağarası, Bursa ili İnegöl ilçesindeki turistik mağara. Mağara 665 m uzunluk, 95 m yüksekliğe sahiptir. Oylat Deresi'nin batı kenarında, Kanyon yamacında asılı durumda, yatay duruşlu, oluşumunu tamamlamış fosil bir mağaradır.

6 Şubat 2017 Pazartesi

hızlı bir eminönü turundan;

Gök mavi , deniz mavi , İstanbul mavi ... 
Ne güzel bir renksin sen mavi .. Ne güzel bir şehirsin sen İstanbul [hasibe]



bu şehre aşık olmak bu yüzden.. bu şehirden kaçamamak bu yüzden... içindeki dışındaki gelip geçenleriyle bir başka İstanbul'da yaşamak, bir an da olsa insanda derin izler bırakıyor.. ki yıllarını geçirince daha da bir etkili bu şehir..


21 Aralık 2014 Pazar

seyahatname: Üürüü üüüü: Denizli;

bu yılın son seyahati denizli'ye gidebildim ya mutluyum.. iptal etmek zorunda olduğum diğerlerini umarım kısa zamanda yeniden listeye alırım.. zor bir hava uçuşu deneyiminden sonra şehir merkezinde turladım ve keşifler yaptım.. başka şehirler ile kıyasladım.. karakalem ahmet abim ile harika bir gezi ve sonra yaseminkalem ile sohbet ve ela mercan ile birbirimizi sevmelerimiz... harika bir gun yaşayıp geri geldim..

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Mihrimah Sultan Camii (Üsküdar);

Mihrimah Camii, veya İskele Camii
İstanbul'un Üsküdar ilçesinde meydanda bulunan Mimar Sinan'ın Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan kızı Mihrimah Sultan için yaptığı camidir. Sinan'ın erken dönem eserlerindendir. Kubbesi üç yanından yarım kubbelerle desteklenmiştir, ama ön cephede yarım kubbe yoktur.
Mihr-î Mah Güneş ve Ay manasına gelmektedir. Nisan ve Mayıs aylarında Bayezid yangın kulesinden veya o bölgedeki yüksek bir noktadan İskele Camii'sine doğru bakıldığında; sabah gündoğumunda İskele Camii'nin iki minaresi arasından güneşin doğuşu ve akşam gün batımında ise (Hicrî takvime göre her ayın 14'ünde) ayın doğuşu izlenebilmektedir. Aynı kuleden batı ufkuna Edirnekapı istikâmetine doğru bakılır ise; Mihr-î Mah Sultan Edirnekapı Külliyesi'nde de, sabah ayın akşam da güneşin batışı izlenebilmektedir.

7 Nisan 2014 Pazartesi

kayseri&niğde gezisinden ikinci parti fotolar;



önceki yayına ilave yapmak için geç kaldım dimi? eh ara sıra tembellik tutuyor işte beni ne yapalım yada uzun süren durgunluğun etkilerini üzerimden atamadım mı? zor hayat yalan dünya ne yapalım! :)

26 Mart 2014 Çarşamba

iki gezgin & bir gün & iki şehir;

kayseri'den izleyen var mı? diye sormakta geç kaldık biliyorum ama belkide gitmeyiz diye düşünüyordum, zira gitme dürtümü harekete geçirecek olan iç kaldıraçlarım pek görev yapmıyordu son zamanlarda.. son geceye kadar bu kaldıraçın bakımı ile uğraştım ve de sonunda başardım.. cumartesi sabah on'da kayseri havaalanındaydık.. kiraladığımız araba ile vakit kaybetmeden yola koyulduk.. varacağımız yer niğde'nin bir kasabası idi ve öyle güzel bir misafirlik yaşayacaktık ki orada niğde merkeze gitmeye vaktimiz kalmayacaktı :) biz bunları bilemeden kasabaya vardık ve mükellef bir sofra ile güne başladık.. herşey organik, herşey lezzetli.. off off yiye yiye çatladık desem yeridir.. özenti olmasın diye sofrayı paylaşmıyorum :) yiyemediklerimizi de çantamıza koyup istanbula getirdik valla.. gönlü bol, eli bol, yüzleri güleç bu tatlı arkadaşlarımıza bir daha teşekkür ediyorum buradan.. evin hanımı fıstığın ist.da tanıştığı tatlı seher ve evin beyi mehmet enişte: umarım dilekleri gerçek olur ve yarınlarda daha kalabalık bir haneleri olur.. 

1 Aralık 2013 Pazar

the end sign2013;


bitti işte.. koca dört gün.. onca gelen giden insan evlerine döndüler.. tozun dumanın içinde çalışmak zorunda olanlar dışında kimse kalmadı.. birde ben :)
bırakıp gidemedim gücümün yettiği kadar yardim etmeden, fuarın tozunu yutmadan içim rahat etmiyor ne yapayım :)
posted from Bloggeroid

30 Kasım 2013 Cumartesi

kitap etkinliğinde durumum;


daha bütün listemi çıkaramadım ancak ilk kitabımı bitirdim.. uzun zamandır elimdeydi, tabi ki etkinlik için sıfırdan başlamam gerekiyordu ancak sıfırdan başlamış kadar başındaydım zaten diye ses etmedim... sayfa toplamını çıkarırken takdirince pinuccia düşer artık bir kısmını :)

fuarın bu gününde anadolu'nun birçok şehrinden gelenler vardı.. mütevazi olanlar bir hayli fazla.. gelirken yöresinden bir şey getiremediği için üzgün olanlarda...
posted from Bloggeroid

29 Kasım 2013 Cuma

fuar'dan selamlar;

tarih tekerrür etti ve biz yine fuara geldik... sektörel fuar olmasına rağmen buraya kendimi ait hissetmediğim de olmuyor değil.... hele ki akşamki açılış kokteylinde gördüğüm insan manzaralarına bakacak olursak, bunlar insan ise ben neyim dedim çokça.... pos bıyıklarının altında sürekli bulduğunu öğüten bir ağzın sahibini görünce çok şaşırdım.. parası olan birinin bulduğu her bedavaya konmak istemesi çok şaşırtıcı.. masamıza davetsiz geldiği halde sormadan bütün tabakları önüne çeken bu insanı görünce fakir ama mütevazi oluşumla bir kez daha gurur duydum... bedava diye insan bu kadar aç gözlü olur mu? sanırım burada insan manzaraları diye bir kitap yazacak kadar malzeme toplayabilirim...
posted from Bloggeroid

23 Ekim 2013 Çarşamba

bir bayramın ardından;

kurban bayramı köyde güzel olur.. bu bizim çevrelerin kullandığı bir cümledir hep.. ama gerçekten de öyle.. büyükşehirde kurbanı nerede keseceğiniz problemi çözülmeye çalışılırken köyde çoktan ilk ızgara ateşlenir bile.. tabi bu sene büyükşehir belediyelerinin elinden geldiğinden fazla bu iş için çaba sarfettiklerini de duydum.. ancak yinede tadı başka köydeki bayramların :) ısrarla aynı cümleyi söylüyorum ama işte bu manzaraya karşı bayramı geçirmek sahiden de başka değilmidir? geçen yıl kurban bayramında almanya'da idim.. yıllar sonra doğduğum ülkeye ilk ziyaretimdi ve orada olmanın çocukluk anılarını canlandırmanın dışında bir bayram havası içinde geçmediğini anlatmıştım.. bu yıl almanya'dan akrabalar bizimle köyde idi ve onlarda aynı şeyi söylediler: köyde bayramlar başka oluyor :) 

2 Eylül 2013 Pazartesi

ada sahillerinde bekliyorum;

bugün hep adalarda olmak istedim.. en azından büyük ada iskele'de bir çay içerken, belkide Burgazada'yı keşfederken hayal ettim kendimi... bugünün sendromlu bir gün oluşu bir yana, dışarılarda olmak arzusu içinde olmam bir yana, beyazkelebeğin ada gezintisini okumam bir yana.. tüm şartlar birleşince; ada ada ada diye inledi ruhum... zira ruhum fıstık ile sabah kahvaltısından havuz sefasına doğru yola çıkmıştı ama hemen geri çağırdım ada'ya gittik birlikte :) ama hangisine? bu sorunun cevabını bilmiyorum ama adalar hakkında da epey bilmediklerimiz var.. kısa kısa bir özet geçelim o zaman;

13 Ağustos 2013 Salı

trabzon'da taş bir han: TAŞ HAN;

bilen bilir kemeraltı çarşısından başlanır alışveriş turuna.. zira akçaabat tarafından gelen minibüslerinde son duraklarının yani meşhur "moloz"un menzilidir aynı zamanda.. iş böyle olunca her kişi kemeraltı'ndan girer, kunduracılar, maraş caddelerini arşınlar ve uzun sokak'tan bir tur yapıp soluğu meydan parkında alır.. bu han'da işte bu güzergah üzerinde, kemeraltına girdikten ve buraya adını veren o meşhur kemeri geçtikten sonra sağda.. girişi çarşı bağlantılı olduğundan farkedilmiyor gibi.. ancak içeride harika bir yapı sizi karşılıyor.. beşyüz yılı aşkındır yaşayan bu eser ufak değişiklikler hariç orijinal halini koruyor ve çok bakımlı.. çürüsün diye terk edilen yada hor kullanılan bir çok eserlere göre çok iyi durumda.. 

19 Haziran 2013 Çarşamba

hayrabolu [peynir] tatlısı;

aslında orada ayyrabolu datlısı olarak anılsa da gerçek ismi hayrabolu tatlısıdır :) hayrabolu tekirdağın ilçesidir ve halkın çoğu rumeli'den gelmedir.. 

tarifi yokmu yapalım diyenler annemineli' ne
en hızlı nereden alabilirim diyenler peytat'a
hiç uğraşamam hemen gidip yemek istiyorum diyenler de özcanlar'a koşsun :)


hayrabolu tarihçesi içinse tık tık

29 Mayıs 2013 Çarşamba

kapalı kapılar ardında: bir dost ziyareti;


burayı tanıdınız mı? tanımadınız değil mi? yok yok biliyorum tanıdınız! kapalı kapılar ardında dememin sebebi; yoğun sipariş döneminde olduğundan o hafta sonu dükkanın ziyaretçilere kapalı olacağını haber vermiş olmasıydı.. ancak ben istanbul'dan o gün bursa'ya gitmiştim :) ve özel programlara vaktim olmadığından arkadaşlarımı arayamamıştım.. sonra heykeldeki işlerimizi yaparken 45 dk'lık bir boş vakit kaldığında koşa koşa pirinç han'ın yolunu tutup, hadi şekerim aç kapıları baskın var demiştim :) 

11 Mayıs 2013 Cumartesi

ada'lardan bir yâr gelmedi ama biz yinede ada'ya gittik;

günlerden ada :) tabi geçen aydı ama olsun.. o günlerde ada idi.. kuzenim bursa'dan gelmiş annem'lede sözleşmişler iken hadi ada'ya gidelim dediydik..  iyikide demişiz.. 23nisan'da niyetimiz vardı o gün çalıştık.. 1 mayıs'ta niyetimiz vardı başka planlar oldu.. demek ki o gün ada'ya gitmek farz olmuştu :) çok konuşmadan fotolarla sizi başbaşa bırakıyorum;

2 Mayıs 2013 Perşembe

seyr-i Erguvan; ♥♥♥

günlerden cumartesi
aklımız biraz havai
ama hava az bulutlu
çünkü doğamız biraz erguvâni...

günlerden bahar nisan'ı..
bahtımız biraz pembe
biraz da mavi,
çünkü ruhumuz biraz erguvâni..

9 Nisan 2013 Salı

büyükada yolunda yunus'lar;

Yunus, balinalar (Cetacea) takımının dişli balinalar (Odontoceti) alt takımı içindeki yunusgiller (Delphinidae) familyasında sınıflanan türlerinbüyük çoğunluğu ile nehir yunusları (Platanistoidea) üst familyasında sınıflananların tümü için kullanılan ortak addır.
Başta kıta sahanlıklarının görece sığ denizleri olmak üzere, tüm Dünya denizlerinde ve bazı nehirlerde bulunan yunuslar etçil canlılardır ve genellikle balık ve mürekkep balığı ile beslenirler. Omurgalı hayvanların içine girer. Yunusgiller (Delphinidae) familyası, balinalar (Cetacea) takımı içindeki en kalabalık familyadır üyeleri yaklaşık 10 milyon yıl önce, Miyosen devrinde ortaya çıkmıştır. Yunusların hayvanlar âleminin enzeki canlılarından olduğu kabul edilir ve arkadaş canlısı genel görünümleri ile oyuncu tavırları, onları insanların gözünde popüler bir yere koyar.

5 Nisan 2013 Cuma

7-8 Hasan Paşa Fırını & Beşiktaş Balıkçılar Çarşısı;


bir tiyatro seferi bu kadar mı bereketli olur arkadaş :) beşiktaş'tan gidiş gelişimizi değerlendirdik ve 7-8 HasanPaşa fırına uğramadan mis mis kurabiyelerden almadan gitmek olmaz dedik.. taa çocukluğumuzdaki fırınlar gibi.. hala değişmedi.. özelliğide zaten o şekli ve ürettikleri ilk günkü gibi! adı da okumamış ama büyük adam olmuş 7-8 Hasan Paşa'dan geliyor: fırının bugünkü işletmecisinin üçüncü kuşaktan büyükdedesi, namıyla anılan osmanlı paşalarından birinin oduncubaşısıymış.. okuma yazma bilmediği için arapça telafuzundan hasan okunur gibi olan yedi ve sekiz çizer gibi imza atarmış.. 

demokrasi parkı (Şişli-İstanbul);

daha önce canercangül'ün blogunda okumuş ve daha önce varlığından haberdar olduğumu ama hala ziyaret etmemiş olduğumu hatırladım dı.. adres tarifi detaylı verilmişti ve bir kağıda yazıp çantama koymuştum.. yapılacak ilk işlerden olmasına karşın planlamadan oraya varmış olmanın mutluluğu ile sizlerele fotoğraflarını paylaşıyorum.. 

yer tarifi: Taksim yönünden Şişli yönüne doğru giderken Harbiye Askeri Müze'yi takiben yol sağa Valikonağı Caddesi'ne ayrılır. Az ileri yürüyüp sağa geçerseniz park girişi görünür.

bak cıvıl cıvıl kuşlar uçuyor, dalları basmış erikle kiraz;

ah Barış abim aah.. ıslak sokaklarda her yürüdüğümüzde, kazmaları her gördüğümüzde :) dönence gibi döndüğümüzde, ellerimiz ceplerimizde ıslık çalarak gezdiğimizde; hep aklımıza sen geliyorsun.. bir ayı'nın bile bu kadar sevimli hale gelebildiğini senden öğrendik! ve süleyman'ın bu kadar iyi niyetli olduğunu.. bir ceketin ne çok işe yarayabileceğini öğrendiğimizde, gamzelerden deva bulamadığımızda bile sen vardın hep: iyikide vardın!! 

81300 diye bir sayı karşıma çıktığında ki işim gereği çok çıkıyor hep arkasından barışmanço moda istanbul diye tamamlıyorum ya cümleyi buna bende şaşıyorum.. ama sen şaşırma çünkü sen öğrettin bize ve sen sevdirdin sevmeyene patlıcanı, biberi.. güzel kalbinle, gülen yüzünle her daim kalbimdesin.. kalbimizdesin, bilesin....