28 Aralık 2015 Pazartesi

istanbul kazan biz kepçe;

memleketten sürpriz yapıp gelen kuzenler ve buradaki kuzenler toplanınca onbeş kişilik bir grup olup istanbul sokaklarında dolandık durduk geçen hafta sonu.. kısa zamanda çok mekana gitmeye çalışarak.. her mekanın keyfini ayrı ayrı çıkarmaya çalışarak haliyle yorulduk da biraz.. 
ancak yorulsan da önemli değil seni yoran istanbul sonuçta, en sevdiğin gibi böğrüne bıçak soksa da umursamıyorsun..  

beyoğlu hani eskilerin takım elbise ile dolaştıkları yerler, markaların show yeri olsada
kaliteli mekanları, tramvayı, eski alışkanlıkları ve pasajları ile yine de yaşayan beyoğlu;



galata bu sefer başka geldi bana ufak da olsa bir değişiklik vardı ya tramvay modelindeki büfe ile önünde ama o heybeti ile her zaman derim bu sokak aralarına sıkışmamış olsaydı keşke..


1230’da rahipler, kurucuları Assisili Aziz Fransua adına, Galata civarında bir kilise inşa ettiler. 1639 ve 1660 yangınlarında iki kez yanan ve her yangından sonra yeniden aynı yerde kurulan Aziz Fransua Kilisesi en son geçirdiği yangın olan ve bütün çevresini yutan 1696 yangınından sonra Beyoğlu’daki yeni konumuna taşındı. 1724 yılında Pera'da Aziz Antuan adı verilen bu yeni bir kilise Osmanlı İmparatorluk saray ve devlet hizmetinde bulunan ve ayrıca ticaretle uğraşan Katolik ülkelerin (ekserisi İtalyan-Fransız) vatandaşları ve onların aileleri için inşa edildi ve kutsandı.

Şimdiki, cephesi kırmızı tuğla taşlarla örülü kilisenin inşasına, 1906 yılında eskisinin yerinde başlanmış ve 1912 yılında Aziz Antuan'ın naşının Padova Basilikası'ndaki yerine taşınmasının yıldönümü olan 15 Şubat günü Rahipler, yeni kiliselerine taşındılar, kilise kutsandı ve ibadete açıldı. İstanbul doğumlu İtalyan Mimar Giulio Mongeri tarafından İtalyan Neogotik üslubunda, betonarme olarak inşa edilmiştir. 20x50 m ölçülerinde, Latin hacı biçiminde ve neogotik üslupta inşa edilmiştir. Kilise duvarları belirli yüksekliğe kadar mozaik kaplama ve yapının dış cephe duvarları tuğladandır. Kilisenin girişi, kiliseye gelir sağlamak için inşa edilmiş iki bina arasındaki kapıdan verilmiştir. Bu kapı kilisenin avlusuna açılır ve İstiklal Caddesine bakan bu cephenin genişliği 38 metredir. Kilise İtalyan rahipler tarafından yönetilir.

İstiklâl Caddesi girişindeki avlunun önündeki 6'şar katlı ve birbirlerine bir geçitle bağlanan 2 adet apartman, kiliseye gelir getirmesi için inşa edilmiştir. Bunlar St. Antoine Apartmanları'dır ve İstiklâl Caddesi'nin ilk betonarme yapılarındandırlar. adres için tık 

dolmabahçe'ye bahçesinden baktık kalabalık olduğumu için girmedik,
eh müze kart geçmiyor öğrenci de değiliz :)

ortaköy ve boğaz köprüsüne bakış doyulmaz manzaralar..

çengelköy'de gün batımı

9 yorum:

nurtenbegendi.blogspot.com dedi ki...

Güzel gezmeler olmuş. "Paha biçilemez İstanbul" tadında. Bu arada uzun zamandır ipti, motifti, battaniyeydi görüyoruz blogda; şimdi fark ediyorum ki bir güzellikler, bir güzellikler var sende Nilgüncüğüm :) Sevgiler.

uzmanamator dedi ki...

benim kuzenlerim hiç süpriz yapıp gelmez gelseler de böyle güzel eğlenemyşz biz maşallah sizee

Nilgün Komar dedi ki...

nurtenim; kilo aldım yüzüm gözüm parlak parlak :)

haticem; o zaman bir ara sana süpriz yapmak lazım şu kar kış gelsin gitsin de..

Hande Erdede dedi ki...

ohh ne çok yer dolaşmışsınız, maşallah size Nilgün hanım :)

Nilgün Komar dedi ki...

ayaklarımıza kara sular indi hande :) daha da vardı aralarda ama oralardaki fotolar hep kuzenler vardı izin almadığım için yayınlamadım
ama istanbul işte her karesi güzel her anı başka tatlı

Adsız dedi ki...

Ay ne güzel imrendim. Geçen yıl İstanbul da gezmistim çok güzel

AsOrTiK dedi ki...

bol bol gezmelerin olduğu bir yıl olsun 2016. mutlu yıllar nilgün:)
sevgiler

Marifetli Muallim dedi ki...

Konya ya bekliyorum bennn istanbulun lalesinden bizde de oluyor baharda :)) mavlana'lı lale başkadır çağırır sizi ;)

Nilgün Komar dedi ki...

nilgün gel gene gezelim :D

asortiğim çooook teşekkür ederim hepimzin için güzel mutlu bir yıl olur inşallah...

büşra açığı kapatalım sana yorum bıraktım cevap ver mutlaka :)