mim eşliğinde bardak altlığı;

bacım uzamanamatör'ün dediği gibi yıllar önce bloglarda bir mim furyası eserdi.. kimisi karşı çıkar mimlere öfke bile püskürür kimisi de mim canavarı gibi mimleye mimlene yayın yapardı.. açık söylemek gerekirse bende karşı çıkanlardan biri idim.. ama boykot da etmedim.. çünkü dozunda ayarında manası amacı hoş mimler ile sınırlı kalamadık dibine vurduk mimin de ondan :) ama aradan uzun zaman geçmiş ve soruları da çok güzel bir mim'e karşı koymak şu an için mimkin değil benim cephemde.. ilk sahip istiridye avcısı'na sevgiler..






İstiridyedeki sorular;

*Negatif olayları pozitif açılımlarla yorumlayıp olumlama yapmayı sever misiniz ? Evetse neden, hayırsa neden ?
- severim çünkü bazen olumlu bakmassam yaşanılanlara katlanamayacakmışım gibi geliyor.. negatifle yüzleşmekten korkmuyorum ama duygusal insan olduğum için karşılaşmayı geciktirmek daha bi faydalı oluyor bazen o yüzden olumlama bana çoğu zaman iyi geliyor..
         
*İnsanları sınıflandırma eğilimi hakkında neler düşünürsünüz ?
- herkes eşittir ama bazı açılardan insanlar sınıflandırılır aslında; büyükler küçükler, kadınlar erkekler, gençler yaşlılar, fakirler zenginler, uzunlar kısalar, şişmanlar zayıflar.. gibi.. ama önemli olan bu katmanları aşağılık yada yükseklik kompleksi içermeden yapmak.. sadece tanımlama için kullansak ne güzel bir dünya olurdu değil mi?

*Sizce herkes birbirine benzeseydi nasıl bir dünyada yaşardık ?
- hangi birimize? anlayışlı hoşgörülü olan biri olsa olur neden olmasın :)

*Doğum ve ölüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir ?
- yaşamın iki ucu.. iki ucu boklu değnek gibi :) doğduğuna sevinirsin bazılarının öldüğüne.. bazılarının doğduğuna üzülürsün bazılarının öldüğüne.. her ikisini de ayrı gördüğümde diğerini hatırlarım bu yüzden..

*Karakterinizi bir hayvana benzetecek olsanız ne olurdunuz ? Neden ?
- hayvan değilse bile burada ben kendimi şirinlere benzetmek istedim çünkü hayvan deyince düşünmeye başladım, ormanda şöyle bir gezineyim bana ne benzer, ben neye benzerim derken, aklıma şirinler geldi :) bazen huysuz, bazen sevimli, bazen tembel, bazen çalışkanım.. belki biraz baba olurum, bazen süslü, biraz yaramaz, ara sıra bilgin, bazen aşçı, bazen terzi :)

*Bir  yazarla (Ölmüş ya da yaşayan olabilir) bir hafta sonu geçirme hakkınız olsa kiminle olmak isterdiniz ?
- sabahattin ali! o anlatsa roman tadında ben dinlesem yaşadıklarını..

*Yaşamınız bir sinema filmi haline gelse, ismi ne olurdu ? Neden ?

-gece kuşu.. hatta gurbet kuşu :) bak bir kuşa benziyorum desem de olurmuş aslında.. ben geceleri daha iyi yaşarım sanki.. daha yalnız daha sakin daha telaşsız.. bundandır geceleri daha üretken oluşum.. ama gurbetinde vurduğu geceler yok değil ya ondan da biraz gurbet kuşu.. vatanımdan kilometrelerce uzakta doğdum.. anneanne koynu bilemeden büyüdüm.. kuzenlere hasret, arkadaşları hep ardında bırakarak.. vuslat bu gidişle de zor sanki zira özlemini çektiğim yeşil karadeniz'im betona dönmeye başlamış.. emekli olup giderim diye düşünürdüm hep şimdi ne desem yalan olur.. yani bu film yine gurbette son bulabilir :)

son okduğum kitabımı da mimleyicim uzmanım ile eş zamanlı okuyorduk.. son yedi sayfadayım  bacım, sen nerdesin?

bardak altlığını da hafta sonu rabia sultan ile yaptığımız faaliyet gecesinde ördüm.. ve hediye gitmek üzere paketlendi..

tarif için tık tık