6 Ağustos 2020 Perşembe

bir film, bir şiir; masallardan geriye kalan ve attila ilhan..


hayal kurmayı seven biri olarak masalları tabi ki severim.. o yüzden film bu sefer adından ötürü izlediklerim arasına girdi.. eleştiri sayfalarında epeyce söz söylenmiş, beğenmeyenler benim gibi film başladığında çok hızlı ilerlemesi ve vasat görünmesine aldanıp ön yargı oluşturanlar.. yarısından sonra biraz daha hareketleniyor ve anlamsızlıkları çözmeye başlıyorsunuz.. sonun çözemeyenler için tam bir sürpriz.. aklıma takılan söz ise; " ne demiş şair: ayrılıklar da aşka dahil.. " hep sevmişimdir bu ne demiş şair diye bir cümleye başlamayı ama ezberim az genelde hatırlayıp da bir şairin dizesini böyle tam yerinde kullanamam.. ancak bunu hiç unutmayacağım o kesin.. hemen baktım şiir de attila ilhan'ın aşağıda tamamı var aramayın hemen okuyun diye ilave ediyorum.. 


#2Ensonizlediğinizfilmhangisi

etiket zamanında katılamadığım şule'min meydan okuması için gelsin.. 








açılmış sarmaşık gülleri
kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının 
gizli bir yılan gibi yuvalanmış 
içimde keder 
uzak bir telefonda ağlayan 
yağmurlu genç kadın 

rüzgâr 
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları 
mor kıvılcımlar geçiyor 
dağınık yalnızlığımdan 
onu çok arıyorum onu çok arıyorum 
heryerinde vücudumun 
ağır yanık sızıları 
bir yerlere yıldırım düşüyorum 
ayrılığımızı hissettiğim an 
demirler eriyor hırsımdan 

ay ışığına batmış 
karabiber ağaçları 
gümüş tozu 
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar 
yaseminler unutulmuş 
tedirgin gülümser 
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var 
çünkü ayrılık da sevdâya dahil 
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili 
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar 
her an ötekisiyle birlikte 
herşey onunla ilgili 

telâşlı karanlıkta yumuşak yarasalar 
gittikçe genişleyen 
yakılmış ot kokusu 
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte 
yansımalar tutmuş bütün sâhili 
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var 
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil 
çünkü ayrılık da sevdâya dahil 
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili 

yalnızlık 
hızla alçalan bulutlar 
karanlık bir ağırlık 
hava ağır toprak ağır yaprak ağır 
su tozları yağıyor üstümüze 
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır 
eflatuna çalar puslu lacivert 
bir sis kuşattı ormanı 
karanlık çöktü denize 
yalnızlık 
çakmak taşı gibi sert 
elmas gibi keskin 
ne yanına dönsen bir yerin kesilir 
fenâ kan kaybedersin 
kapını bir çalan olmadı mı hele 
elini bir tutan 
bilekleri bembeyaz kuğu boynu 
parmakları uzun ve ince 
sımsıcak bakışları suç ortağı 
kaçamak gülüşleri gizlice 
yalnızların en büyük sorunu 
tek başına özgürlük ne işe yarayacak 
bir türlü çözemedikleri bu 
ölü bir gezegenin 
soğuk tenhalığına 
benzemesin diye 
özgürlük mutlaka paylaşılacak 
suç ortağı bir sevgiliyle 

sanmıştık ki ikimiz 
yeryüzünde ancak 
birbirimiz için varız 
ikimiz sanmıştık ki 
tek kişilik bir yalnızlığa bile 
rahatça sığarız 
hiç yanılmamışız 
her an düşüp düşüp 
kristal bir bardak gibi 
tuz parça kırılsak da 
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı 
hâlâ kıpkızıl gülümseyen 
-sanki ateşten bir tebessüm- 
zehir zemberek aşkımız

Attila İlhan

5 yorum:

tülin dedi ki...

İsmi güzelmiş gerçekten :)

Nilgün Komar dedi ki...

evet bence izlemeye değdi..

Şule Uzundere dedi ki...

Selamını aldım :-) Bu filmi Netflix'te görmüştüm ama başroldeki kızı yabansı sandığım için Türk filmi olduğunu anlamamıştım.

EsTen dedi ki...

Listeme eklemekte kararsız kaldığım filmdi bu bir ara bakmak lazım😄

Nilgün Komar dedi ki...

şulem evet yabancı gibi duruyor, önü açık bir oyuncu umarım hakketiği projelerle parlar..

esten, bencede listeye al...

iyi seyirler..