bir tiyatro seferi bu kadar mı bereketli olur arkadaş :) beşiktaş'tan gidiş gelişimizi değerlendirdik ve 7-8 HasanPaşa fırına uğramadan mis mis kurabiyelerden almadan gitmek olmaz dedik.. taa çocukluğumuzdaki fırınlar gibi.. hala değişmedi.. özelliğide zaten o şekli ve ürettikleri ilk günkü gibi! adı da okumamış ama büyük adam olmuş 7-8 Hasan Paşa'dan geliyor: fırının bugünkü işletmecisinin üçüncü kuşaktan büyükdedesi, namıyla anılan osmanlı paşalarından birinin oduncubaşısıymış.. okuma yazma bilmediği için arapça telafuzundan hasan okunur gibi olan yedi ve sekiz çizer gibi imza atarmış..
1831-1902 arası yaşamış bir Osmanlı Mareşali. Çeşitli kahramanlıklarla orduda hızlıca yükselmiş, en sonunda da II. Abdülhamit’in en güvendiği adamlardan biri olarak o zamanlar saraylarıyla şehrin merkezi olmaya başlayan Beşiktaş’ın asayişini sağlamakla görevlendirilmiş. Çok da sert bir adammış aslında, namaz kılmayanı, Ramazan’da oruç tutmayanı pataklamaktan çekinmemiş.
Beşiktaş Balıkçılar Çarşısı; balıkçıların, çiftçilerin ve yaşayanların buluştuğu, taze balık alıp satma ve üretme işinin merkezi olan üçgen bir plaza bulunur. 2008 aralık ayı itibariyle, bu asırlık aktivite, göz alıcı bir modern formun altında gerçekleşiyor. Türk mimarlık firması GAD, sadece bir satış alanı değil, bölgenin geleceğine yönelik iyimser bir sembol olarak bir pazar pavyonu tasarladı. “tüm tasarımı, bir yengeçte olduğu gibi, kabuk olarak düşündük” diyorlar.Mimarlar ardından, pavyonu çevresindeki Arnavut kaldırımlı canlı sokaklara açmak amacıyla, tarihi dokunun içine mükemmel biçimde yerleşecek şekilde, kabuğun kenarlarını kesmiş. İçeride hareketi engellememek amacıyla mekan kolonlardan arındırılmış. “insanlar buradan rahatlıkla geçebiliyor ya da direkt içine girebiliyorlar” şeklinde açıklıyorlar. Mekan aynı zamanda, tavandan kırmızı kablolarla asılmış yüzlerce ampul sayesinde oldukça da aydınlık bir hal almış. Bu aydınlatma sisteminin aynı zamanda tipik İstanbul çarşıları aydınlatması olduğu belirtiliyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder