18 Ocak 2012 Çarşamba

bir gemici türküsü;

Rüzgâr, 
yıldızlar 
ve su. 
Bir Afrika rüyasının uykusu 
                           düşmüş dalgalara. 


Işıltılı, kara 
bir yelken gibi ince 
direğinde geminin. 
Geçmekteyiz içinden 
bir sayısız 
bir uçsuz bucaksız yıldızlar âleminin. 

Yıldızlar 
rüzgâr 
ve su. 
Başüstünde bir gemici korosu 
su gibi, rüzgâr gibi, yıldızlar gibi bir türkü söylüyor, 
yıldızlar gibi 
          rüzgâr gibi 
                      su gibi bir türkü. 
Bu türkü diyor ki, "Korkumuz yok! 
İnmedi bir gün bile gözlerimize 
bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun." 
Bu türkü 
    diyor ki, 
"Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz 
ölümün önünde sigaramızı." 
Bu türkü 
diyor ki, 
"Çizmişiz rotamızı 
dostların alkışlarıyla değil 
                      gıcırtısıyla düşmanın 
                                          dişlerinin." 
Bu türkü diyor ki, "Dövüşmek.." 
Bu türkü diyor ki, "Işıklı büyük 
                    ışıklı geniş ve sınırsız bir limana 
dümen suyumuzda sürüklemek denizi.." 
Bu türkü diyor ki, "Yıldızlar 
                                       rüzgâr 
                                              ve su..." 

Başüstünde bir gemici korosu 
bir türkü söylüyor; 
yıldızlar gibi 
          rüzgâr gibi, 
                      su gibi bir türkü..



[Nazım Hikmet]

Hiç yorum yok: