4 Nisan 2013 Perşembe

tiyatro: İstanbul Efendisi;

geç de olsa tiyatro izleyicisi olmuşluğumun beni ne kadar mutlu ettiğini biliyorsunuz... son bir kaç yıldır da şehir tiyatroları'nda epeyce oyun izledim... izleyip çıktıktan sonra  %99'nu herkese tavsiye ettim, duyurdum, gidin izleyin, kaçırmayın dedim.. ancak daha oyundan çıkar çıkmaz bir daha ne zaman sahne alacak diye peşinden koştuğum oyun ise işte bu: İstanbul Efendisi.. zaten geçen sezondan beri yer bulamadığımız için beklemedeydik.. ancak şimdi ikinci kez koşup gidip izlemek istiyoruz önümüzdeki sezonu beklemeden! zaten rabia ikinci kez izledi.. üçüncüye de hiç itirazı yok! hadi sizde koşun yer bulursanız izlemek için çaba sarfedin...

heleki efendinin oğlu irfan'ı canlandıran Çağlar Çorumlu'nun performansına diyecek lafım yok! mest etti bizi: sümbülüüüü sümbülüü sümbülü!!!




Yazan: MUSAHIPZADE CELÂL
Yöneten: ENGIN ALKAN
Dramaturgi: SİNEM ÖZLEK
Koreografi: SENEM OLUZ
Sahne Tasarımı: BARIŞ DİNÇEL
Işık Tasarımı: MURAT İŞÇİ
Kostüm Tasarımı: DUYGU TÜRKEKUL
Yönetmen Yardımcısı: ZAFER KIRŞAN, VOLKAN AYHAN, : : ASLI NİMET ALTAYLAR,
  SELİM CAN YALÇIN
Süre: 2 SAAT 45 DK. 2 PERDE
OYUNCULAR
BERNA ADIGÜZELCİHAN KURTARANÇAĞLAR ÇORUMLUÇIĞDEM GÜRELDERYA ÇETİNELEMRAH ÖZERTEMENGİN ALKANHAMİT ERENTÜRKHÜSEYIN TUNCELMURAT ÜZENREYHAN KARASUSELİN TÜRKMENSENEM OLUZSERKAN BACAKSEVİL AKISEVİNÇ ERBULAK,TANKUT YILDIZTUĞRUL ARSEVERÜMİT DAŞDÖĞENVOLKAN AYHAN,ZAFER KIRŞAN
KONUSU
Kendine damat beğenen bir baba kızının başka birini sevdiğini öğrenirse ne yapar? Savletî Efendi, kızının gönlüne yön vermek için cinlere perilere bel bağlamıştır... Musahipzade Celâl, İstanbul Efendisi ile Osmanlı'nın Lale Devri'nden sonraki gündelik yaşantısını ve sosyal ilişkilerini hicvediyor.
24.04.2013 Çarşamba 20:00İSTANBUL EFENDİSİMUSAHIPZADE CELÂLKAĞITHANE SADABAD

24.04.2013 Çarşamba 20:00İSTANBUL EFENDİSİMUSAHIPZADE CELÂLKAĞITHANE SADABAD
24.04.2013 Çarşamba 20:00İSTANBUL EFENDİSİMUSAHIPZADE CELÂLKAĞITHANE SADABAD


irfan :)

Sevinç Erbulak; bu oyundaki rolü ile 2009 yılında 13. Afife Tiyatro Ödüllerinde:
Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Müzikal Ya Da Komedi Kadın Oyuncusu ödülünü almıştır.

harika sahnelerden biri..
kızlar faytonda seyrediyorlar :)

Sevgi ve Barış Anıtı; 1996 yılında ülkemizde yapılan Habitat toplantısı nedeniyle dikildi.

20. Yüzyılın en büyük son dünya kongresi olan “Habitat” nedeniyle yapılan yarışma sonucu Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’ne dikilen Prof. Hakkı Karayiğitoğlu’nun eseri olan “Sevgi ve Barış Anıtı” zaman içinde İstanbul ile bütünleşmiş, başta İstanbulluların beğenisini kazanmıştır. Habitat nedeniyle İstanbul’da buluşan on bin delege ve yabancı konuğun ilgi odağı olmuş, anıtın önünde fotoğraf çektirmek bir gelenek halini almıştır. Dünyayı simgeleyen ve üzerinde dünya haritası bulunan bir küre üzerinde bir genç kız çıplak ayakla; ayakta durmakta, sağ elinde bir defne dalı, sol elinde de bir güvercin tutmaktadır. Anıt; dünyayı simgeleyen küreden sonra 4,5 metre ve küre ve kaidesiyle birlikte 6 metre yüksekliğindedir. Anıtın yapımında ana malzeme olarak beyaz çimento kullanılmış ve ayrıca bu çimentoya 40 kg. özel katkı maddesi katılmıştır. Anıt 1996 yılında Prof. Hakkı Karayiğitoğlu’nun kendisi de bir heykel sanatçısı ve mimar olan oğlu Gülhan Karayiğitoğlu tarafından dikilmiştir. 


Muhsin Ertuğrul (d. 28 Şubat 1892, İstanbul - ö. 29 Nisan 1979, İstanbul) 

Türk tiyatrocu, yönetmen, oyuncu, yapımcı.

Türk tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul, sinema alanında da Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştirmiş; 1922-1939 yılları arasında Türkiye’de film yapan tek kişi olarak kalmıştır.
1892 yılında dünyaya İstanbul'da gözlerini açtı. İlkokulu Tefeyyüz Mektebi’nde okuduktan sonra Topbaşı Rüştiyesi’nde, Mercan İdadisi’nde okudu. Tefeyyüz Mektebi’nde okurken tiyatroya ilgi duydu ve aktör olmaya karar verdi[1]. 1909'da Erenköy'deki Burhanettin Tiyatrosu’nda Arthur Conan Doyle'ın Sherlock Holmes oyununda 'Bob' rolüyle ilk kez sahneye çıktı. Bu toplulukla birçok oyunda rol aldı. Ailesi, sahneye çıkmasına karşı çıktığı için baba evinden ayrıldı ve tiyatro eğitimi için 1911'de Paris'e gitti. Orada Comedie Française ve birçok Rus tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi.
1912″de İstanbul’a dönünce yönetmen ve oyuncu olarak çalışmaya başladı. İlk kez Shakespeare’in Hamlet oyununu sahneye koydu ve Hamlet rolünü oynadı . 1913'te Bursa'daMillet Tiyatrosu adıyla İsmail Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu Yeni Turan Temsil Heyeti’nde çok sayıda yabancı oyunu sahneledi ve bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sineması'nı açtı. Burada film gösterileri yanı sıra Karanlık İçinde BuseFener Bekçileri gibi oyunlar da sunuldu. Sinemada film öncesi kısa gösteriler sundu.
1913 sonunda karıştığı bir siyasi olay nedeniyle sınırdışı edilince tekrar Fransa’ya gitti. Paris konservatuarına tüm uğraşmalarına karşın giremedi, ancak oradaki tiyatrolar ve sinema stüdyolarında gözlemler yaptı; Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın Odeon Tiyatrosu’ndaki çalışmalarını izledi.



Darülbedayi, Türkiye'de Batılı anlamda tiyatronun gelişmesinde önemli bir değişimi sağlayan, Osmanlıdaki ilk konservatuvar kurumudur.
1914'te İstanbul Şehremini Belediye Başkanı Operatör Dr. Cemil (Topuzlu) Paşa kentin medenileşmesi için birçok yenilik yapmaya karar verir. Hayata geçen projeleri arasında Batılı anlamda bir müzik ve tiyatro konservatuvarı kurmak vardır. Bu iş için belediye meclisinden o dönem için oldukça büyük para olan 3000 lira ödenek ayırdı. Bu önemli projeye Darülbedayi-i Osmani adını veren Cemil Paşa bu işi gerçekleştirmek için Reşat Rıdvan bey'in de önerisiyle Paris'ten çok önemli bir tiyato yönetmeni ve yöneticisi Andre Antoine'ı İstanbul'a davet etti. Şehzadebaşı'nda bulunan vilayete ait Letafet Apartmanı bu konservatuvar için tahsisi edildi.
Müzik ve tiyatro için eğitim verecek olan bu okula Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem (Bolayır), "konservatuvar" sözü yerine "Darülbedayi" adının verilmesini önerdi ve kabul edildi. Tiyatro Bölümü için kıraat (okuma), telaffuz (söyleyiş), tecvid (tonlama), Aruz, edebiyat tarihi, haile (trajedi), drama, mudhike (komedi), raks (dans), adab-ı muaşeret (görgü), eskrim gibi dersler kondu. Kısa bir süre sonra Birinci Dünya Savaşı'nın çıkması nedeniyle ülkesine dönen Antoine'ın yerini Reşat Rıdvan ve Muhsin Ertuğrul başkanlığında bir ekip aldı.
Cemil Topuzlu'dan sonra İstanbul Şehremini olan İsmet bey Darülbedayi'ni yönetmeliklerini hazırlamada önemli gelişmeler kaydetti. 1916'da bu okulun halka açık ilk oyunu bir adaptasyon olan "Çürük Temel" 20 Ocak 1916'da Asker Ailelerine Yardım Cemiyeti yararına ilk kez oynandı. Türk ve Dünya Oyun yazarlarından birçok oyunu oyunun oynandığı Darülbedayi 1934 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları adını aldı. Günümüze dek Türkiye'nin en köklü tiyatro kurumu olarak başarılı çalışmaları devam etmektedir.




24.04.2013 Çarşamba 20:00İSTANBUL EFENDİSİMUSAHIPZADE CELÂLKAĞITHANE SADABAD
24.04.2013 Çarşamba 20:00İSTANBUL EFENDİSİMUSAHIPZADE CELÂLKAĞITHANE SADABAD
24.04.2013 Çarşamba 20:00İSTANBUL EFENDİSİMUSAHIPZADE CELÂLKAĞITHANE SADABAD

24.04.2013 Çarşamba 20:00İSTANBUL EFENDİSİMUSAHIPZADE CELÂLKAĞITHANE SADABAD
24.04.2013 Çarşamba 20.00
25.04.2013 Perşembe 20.00
26.04.2013 Cuma 20.00
27.04.2013 Cumartesi 15.30
27.04.2013 Cumartesi 20.00
28.04.2013 Pazar 15.30

Kağıthane Sadabad Sahnesin'nde izleyebilirsiniz.
hala yer varken kaçırmayın derim ben :)

6 yorum:

Yağmur İpar Yemeksohbetleri dedi ki...

Benimde uzun bir vakit olmuştur gitmeyeli. Belki benimle birlikte gidecek kişinin olmayışı, zaman sıkıntısı, belki de ücretler bir türlü gitmeme imkan tanımıyor. Bazen çok heves etsemde olmuyor. :-(

Zira bu oyun çok hoşuma gitti. Belki bir gün artık tiyatronun kıymetini bilir, bende o yollara düşerim.

Güzel bir yazı. Teşekkürler canım. Sevgiler. :-)

Birkaselezzet blogspot.com dedi ki...

Ay nilgüncüm kızımda istiyor aklıma getirdin bende götüreyim harikasın:)))

Nilgün Komar dedi ki...

yağmurcum bak kağıthanede var ay sonunda
şu anda yerde var yetiş hemen dur yazıya ilave edeyim..


birkaseciğim; ne demek faydalı olmuşsam ne mutlu'

Adsız dedi ki...

Başkentin göbeğindeyim bu sene bir oyuna bile gitmedim, tüh bana! Kızıyorum kendime...

sevtap(karabidikim) dedi ki...

Ne iyi yapıyorsun canım,gez toz vallaha. Sanırım benım sosyalleşebilmeme yaklaşık 1,5 - 2 sene daha var :S

Nilgün Komar dedi ki...

sinemim; ankara şehir tiyatrolarında da güzel oyunlar varmış dün baktım biraz aklım kaldı :)

karabiğim; olsun canım benim güzel iki insan büyütüyorsun.. bırakırsın babaya oğlanları senlede gideriz hiç takma :)