12 Temmuz 2012 Perşembe

seminer sonrası konser çok iyi olMUŞtu :)

mart'31 deydi fıstık ile birlikte yeni çıkacak olan ticaret kanunu ile ilgili oda'nın seminerine katılmıştık.. vaktinde gitmiş olmamıza rağmen arka sıralarda yer aldık ve hocayı ancak dürbünle görebilecek mesafede kaldık dı :) buda işimize geldi açıkçası.. elimizdeki notlara baka baka dinledik işte uzaklardan yakına gelen sesi.. sürekli olarak şuradaaki buradaaaki diye başlayan cümleleri ve sizinle özel birşey paylaşacağım deyip bizi kandıran ve sadece ticaret kanununu anlatan hocamıza çok da yakın olmak da iyi olmazdı değilmi? hahahaha.. acaip keyifli bir dinleti oldu bizim için, güldük, eğlendik, bilgiler aldık.. hocamızıda ayrıca çok sevdik!! sonrasında sultan ile buluşup bağlarbaşı kültür merkezinde konsere gitmiştim: bir bestekar anma gecesi idi ve o muhteşem bestekarlardan biri Yesari Asım Arsoy şarkıları ve hayatı anlatılıyordu!! yolda giderken bacım selma hastaneye yattım diye arayınca konserden sonra hemen hastaneye gitmiştim.. yahu ne heyecanlı koşturmacalı günlerim oluyor benim!



konserde Marmara Ensemble Orkestrası görev aldı;


Yesârî Asım Arsoy,
(Mustafa Asım), (d. 6 Ağustos 1900, Drama – ö. 19 Ocak, 1992 İstanbul).
Klasik Türk müziği bestecisi, söz yazarı, yorumcu.

Konya'dan göçedip Drama'ya yerleşen bir ailenin çocuğu olarak orada doğdu. Babası Bergofçalı Ömer Lütfi Efendi, annesi ise Zübeyde Hanım'dır. Babasının dedesi Şeyh Ömer Efendi sol eli ile yazan tanınmış bir hattat idi. Asım ve ablası da sol ellerini kullandıkları için Yesari (solak) adını aldılar. Yesari Asım orta öğrenimini tamamladıktan sonra aile İstanbul'a göçetmiş, 1917 yılında ise Adapazarı’na yerleşmiştir.

İlk müzik derslerini Adapazarı'nda aldı. Önce bağlama, sonra ud çalıştı, okuldaki hocalarından ve komşu müzisyenlerden eski eserleri öğrenerek kendini geliştirdi. Dindar babanın baskılarına rağmen hafız olmak istemedi, ancak zaman zaman camilerde ezan okudu. 1920'de Antalya'daki bir gemi acentesinde çalışarak iş hayatına atıldı, daha sonra İstanbul ve İzmit'te değişik işlerde çalıştı. İzmit'te yaşarken, Fehmi Tokay ve Zeki Arif Ataergin'den yardımlar gördü, müzik çevrelerine girerek çok sayıda müzisyenle tanışma ve çalışma fırsatı buldu. 1930'larda beste yapmaya başlayan Yesari Asım, sözlerini de genellikle kendisi yazmıştır. 1954 yılında kısa süre İstanbul Radyosu’nda da çalışan bestecinin günümüze ulaşan eserleri yaklaşık 250 tanedir. Unutulan ya da gün ışığına çıkmayan çok eserinin olduğu tahmin edilmektedir.
 
solist: Yaprak SAYAR'dı..

orkestra da beni en çok etkileyen tambur oldu:
zira icra edeni tanıyor olmam buna etken değil tabiki;
sevgili hocamız: Mehmet ÜNAL çok teşekkür ederiz.

muhteşem sesi ile bizi büyülemişti..

2 yorum:

annemahsustan dedi ki...

: ))) Ilk karelerde kendımı aradım ama bulamadım:) Ben de ordaydım: )

Nilgün Komar dedi ki...

YAA SAHİMİ :) NE BÜYÜK TESADÜF DİMİ